RS FM'de yayınlanan Yavuz Oğhan'dan Bidebunudinle programına konuk olan eski Merkez Bankası Başkanı ve İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Durmuş Yılmaz, McKinsey anlaşmasını yorumladı.
"Yönetimler ihtiyaç duyduğu konularda uzman kişilerden yardım alabilir. Bunun yanlış bir tarafı yoktur. Yeter ki bunu rasyonel ve şeffaf bir şekilde yapın" diyerek sözlerine başlayan Yılmaz, "Şu anda geldiğimiz nokta itibariyle eğer elde bir sorun varsa ve bu sorunun çözülmesi için bir yerden bir hizmet alınması gerekiyorsa bu hizmet alımında ben mahsur görmem. Yeter ki şeffaf ve açık olsun ve ihale olsun. Ama öğreniyoruz ki Türkiye'de 3 yıllık bir program açıklanıyor, o programın başarısı için bir ofis kurulacak deniyor ve o ofisin işlerinin nasıl yapılacağı ile ilgili sonradan öğreniyoruz ki yurt dışı bir firmadan bir danışmanlık hizmeti alınıyor. Bu hizmetin eni boyu nedir biz bunları bilmiyoruz" ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin ekonomik sırlarının yabancı menşeili bir şirketle paylaşılacağına ilişkin tartışmalara da değinen Yılmaz, "Firmanın ismi sayın bakan tarafından açıklandıktan sonra gündeme geldi. Gördük ki firma gerçekten kendi çapında bir üne sahip. Örneğin bir önceki genel müdür bir ülkede verdiği danışmanlık hizmetlerinden dolayı elde ettiği bilgileri bir başkasına sızdırıyor. İlgili otoriteler farkına varıyor ve bu insanlar 2 yıl hapis cezası almışlar. Daha bir sürü işler var. Bu problemler var diye bir teşkilatı tümüyle karalamamak gerekir tabi ama burada dikkatli olmak lazım" dedi.
Ağustos ayında 7 lira 20 kuruş seviyesine kadar çıkan doların 6 lira seviyesine gerilemesine de değinen Yılmaz, durumun geçici olduğunu savunarak şunları söyledi:
"Bu son derece geçici bir durum. Yakında enflasyon rakamı açıklanacak o zaman kurla ilgili ne tür gelişmeler olacağını hep birlikte göreceğiz. Temel sorun şu. Türkiye'de reel sektörün bir borç sorunu var. Konkordato üzerine konkordato ilan ediliyor. Ve bunun çözümü için ortada elle tutulur bir öneri yok. Kurun düşmesi bu işin çözüldüğü anlamına gelmez. Bu son derece geçici bir şey. Önümüzdeki dönemde bunun böyle olmadığını hep birlikte göreceğiz."