ABD'nin İran'a yönelik petrol ve doğalgazı da kapsayan ve 4 Kasım'da başlayacağı yaptırımlarına Türkiye'den gelen bu en üst düzey itiraz, İran basınında da önemli yer tuttu. Erdoğan'ın Reuters haber ajansına yaptığı açıklamasında sarf ettiği "Sayın Obama döneminde de bazı durumlar söz konusu olmuştu. Biz doğalgazı alamazsak, ben halkımı neyle ısıtacağım? Şu anda ülkemin tükettiği doğalgazın yüzde 50'sini Rusya'dan geri kalanını İran'dan, Irak, Azerbaycan bazen Cezayir'den alıyoruz. Ben bunu almadığım takdirde halkımı kar kışta üşütecek miyim? Bizim amacımız halkımızın mutluluğu değil mi? Biz atacağımız adımları kendi tasarrufumuz içinde atarız. Halkımızın huzurunu, menfaatlerini gözetmek ile mükellefiz" sözlerinin yansımalarını, Ulusal Kanal İran Temsilcisi Yakup Aslan, Sputnik'e değerlendirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamasının İran'daki yansımalarının "son derece olumlu" olduğuna işaret eden Aslan "Aslında bu açıklama, İran'ın beklediği bir açıklamaydı çünkü Ankara'dan daha önce de gelen ‘İran'dan gaz ve petrol alışverişimize' devam edeceğiz' minvalindeki açıklamalar, zaten bunun göstergesiydi. Ancak Türkiye'nin en üst merciinden bu açıklamanın gelmesi, İran'da son derece olumlu karşılandı. Erdoğan'ın açıklamasına istinaden İran'dan henüz bir resmi açıklama gelmese de, bu açıklamaya basında neredeyse övgülerle yer verildi. İran, Türkiye'nin gaz ihtiyacının yaklaşık yüzde 17'sini karşılayan bir ülke, yüzde 50'sini de Rusya karşılıyor. Önümüzdeki günlerin kış olması sebebiyle, Türkiye'nin doğalgaz tedarikçilerinde bir değişiklik yapması, Türkiye'yi de olumsuz etkileyecekti. Bununla beraber Türkiye, elektriğin yüzde 40 ila 50 oranındaki kısmını gazla çalışan santrallerden elde ediyor. Dolayısıyla elektriğimiz de bir anlamda gaza bağlı durumda. Bu anlamda da Türkiye'nin mevcut ihtiyaçlarına dönük bir tutum zaten bekleniyordu" diye konuştu.
Türkiye'nin bu tutumunun İran'ın elini siyasi anlamda da rahatlattığını söyleyen Aslan "İran, Türkiye'yle hem siyasi, hem askeri, hem terörle mücadele hem de Suriye'nin geleceğine ilişkin çok ciddi işbirliği içerisinde. Bu işbirliğinin ekonomik olarak da perçinlenmesi son derece olumlu. Bölgedeki siyasi istikrarın da devamı anlamına geliyor bu açıklama. Türkiye başka konularda İran'la ciddi ayrışmalar yaşasa da özellikle son aylarca ciddi bir işbirliğine tanıklık ediyoruz. Bu işbirliği hem başka alanlardaki işbirliğine etki edecek hem de İran'ın siyasi olarak elini rahatlatacaktır" dedi.
Türkiye'nin İran'dan gaz ithal etmeden de gaz tedarik açığını kapatabilecek olmasına rağmen İran'dan gaz almaya devam etme kararının önemine değinen Aslan şöyle devam etti:
"İran'ın gelirinin yüzde 60'ına yakınını petrol ve gaz ithalatından elde ediyor. Çin, Hindistan gibi ülkeler İran'dan en fazla petrol alan ülkeler. Yine Çin bu yıl da en büyük petrol ithalatçısı olacak gibi görünüyor. Hindistan da önemli. Hindistan da İran'dan petrol alımına ilişkin herhangi bir azaltmaya gitmeyeceğini söyledi. Türkiye de bu sıralamada 6. sırada. İran'da petrol ithal eden ilk 5 ülkeden yalnızca Japonya ve Güney Kore, İran'dan ithalatı azaltacağını açıkladı. Diğer ülkelerin tutumu, İran'ın elini kuvvetlendirir nitelikte.
Peki, eğer Türkiye, İran'dan gaz almazsa başka bir ülkeden gaz alarak bu açığı kapatabilir mi? Elbette kapatabilir. İran yerine Katar'dan, Nijerya'dan ve Azerbaycan'dan ve Güney Afrika'dan da gaz alan bir ülkeyiz. Tam da bu yüzden Türkiye'nin İran kararı biraz da siyasi olarak yorumlanıyor. Çünkü yüzde 17'lik bir gaz, çok büyük problem teşkil etmeyebilir, önemli bir kalem tutmayabilir. Ancak Türkiye'nin siyasi anlamda Amerika'ya ve onun tek taraflı ambargo kararına karşı tavıra tutunabilmesi, İran makamlarınca oldukça olumlu karşılanıyor."