Ekonomideki daralma sokaktaki vatandaşı da olumsuz etkiliyor. Mali olarak zor duruma giren birçok şirket ödeme sıkıntısı yaşamakta ve işçi çıkarmakta.
İflas erteleme müessesinin kaldırılmasının ardından, onun yerine kullanılması öngörülen konkordatoya olan ilginin her geçen gün arttığını belirten Güncel Group Yönetim Kurulu Başkanı Yılmaz Sezer, 7101 sayılı Kanun'un 13. maddesi hükmü ile getirilen değişiklik sonucu tacir olmayan kişilerin de konkordato ilan edebileceğini söyledi.
'ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ'NE MÜRACAAT EDEREK KONKORDATO TALEP EDEBİLMEKTE'
"Yapılan bu değişiklerden ve en önemlilerinden bir tanesi ise bize göre tacir olmayan kişilerin de konkordato talep edilmesinin önünün açılmış olması" diyen Yılmaz, şöyle devam etti:
'YASAL DÜZENLEMEDE EKSİKLİKLER VAR'
"Çünkü konkordato ticaret hayatı içinde var olan ve sonuçları ticari olarak değerlendirilen bir işlem olmasına rağmen ticaret ile ilişkisi olmayan kişiler de kapsama dahil olmaktadır. Her şeyden önce dava Ticaret Mahkemesi'ne açılmaktadır. Ve bu nedenle ticari bir kimliğe bürünmektedir. Yine aynı şekilde konkordatonun devamı niteliğinde olan ya da konkordato başarılı olmaz ise kaçınılmaz olan iflas müessesesi tacir olmanın bir sonucu olarak Ticaret Kanunu ile düzenlenmiştir. Oysa tacir olmayan kişiler için bunun nasıl gerçekleşeceği yasal düzenleme ile öngörülmemiştir. Sanırız bu konudaki eksiklik uygulama ile netleşip yargı içtihatları ile kesinlik kazanacaktır. Bizce kanunun böyle düzenlenmiş olması yani tacir olmayanların da kapsama dahil edilmiş olması, konkordato ilan etmiş olan şirketlerin ortaklarını ve şirketlere ve tacirlere kefil olan 3. kişileri de koruma altına almış olma amacı gütmektedir. Konkordato halinde alacaklıların bunları taciz etmemesi ve tam bir anlaşmanın sağlanılması amacıyla düzenlemenin yapıldığı düşünülmektedir."
'ALACAKLININ DA KONKORDATO HAKKI VAR'
Yılmaz, "Ekonominin daralması sonucu sadece şirketlerin değil hane halkının da bu krizden fazlaca etkileneceği borçlarını ödeyemeyeceği ve bir limana ihtiyaç duyacağı düşünülerek böyle bir düzenlemenin yapılmamış olmasını diliyoruz. Tabii burada göz ardı edilmemesi gereken diğer bir konu ise her alacaklının, borçlu hakkında konkordato işlemine başlatma hak ve yetkisinin olduğudur" diye konuştu.
'HER YÖNÜYLE YANLIŞ VE BİR O KADAR DA TEHLİKELİ BİR DÜZENLEME'
1. Her şeyden önce geçtiğimiz Mart ayında 7101 sayılı Kanunun 13. maddesiyle İcra ve İflas Kanununun 285. maddesinde yapılan düzenleme, krizin ayak seslerinin geldiğini göstermesi ve bu amaçla hukuki tedbir alınması çok dikkat çekicidir. Siyasi irade krizi görmüş ve önceden hukuki altyapıyı oluşturmuş anlamındadır.
2. Konkordato, "borçlunun alacaklılarıyla borcunu belli bir vade ve tutar üzerinden ödemek üzere anlaşma sağlaması ve söz konusu anlaşmanın mahkeme tarafından onaylanması" işlemi olarak tamamen ticari bir müessese niteliğindedir. Dolayısıyla gerçek kişileri kapsamaması gerekir.
3. Gerçek veya tüzel kişilerin ayağını yorganına göre uzatmamalarının cezasını dürüst insanlara ödetmek yanlıştır. Serbest piyasa kuralları çalıştığına ve hukuk kurumları da olduğuna göre böyle bir çarpık düzenlemeye gidilmesi çok sıkıntılıdır.
4. Daha da önemlisi 'bulaşma etkisi' ile gerçek kişilerin de borçlarını ödememe yoluna gitmesi söz konusu olabilir.
5. Bunun da sonucu şudur: Alacağını tahsil edemeyen alacaklı da geriye dönüp kendi borçlarını ödememe ve erteleme yoluna gidebilecektir. Sonuç itibariyle hukuktan sapmaktır; ahlaksızlığı teşvik etmektir; dürüst gerçek ve tüzel kişileri cezalandırmaktır.