DÜNYA

Merkel'in otoritesi sallantıda mı?: Partisinin 13 yıldır görev yapan parlamento lideri seçilemedi

Almanya Başbakanı Angela Merkel'in uzun zamandır müttefiki olan ve 13 yıldır Hristiyan Birlik (CDU/CSU) Parlamento Grubu Başkanlığı'nı yapan Volker Kauder parlamentoda yapılan oylamada bu görevi yardımcısı Ralph Brinkhaus'a karşı kaybetti. Muhalefetteki siyasiler bunun ülkede yeni bir krizin başlangıcı olduğunu savunuyor.
Sitede oku

Almanya'da Merkel'in favorisi olan ve 13 yıldır Hristiyan Birlik (CDU/CSU'nun) Parlamento Grubu Başkanlığı'nı yapan Kauder'a ilk kez bir başka aday tarafından meydan okundu. Parlamentoda (Bundestag) yapılan oylamada Hristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) üyesi olan ve Kauder'in yardımcılığını yapan Ralph Brinkhaus az farkla yarışı önde tamamladı.

Brinkhaus 125 milletvekilinin oyunu alarak Meclis Grubu Başkanlığına seçilirken, Kauder ise 112 oyda kaldı. Federal Meclis'te, parlamento grubu olarak birlikte hareket eden CDU'nun 200, kardeş partisi CSU'nun 46 milletvekili bulunuyor.

Hristiyan Birlik (CDU/CSU) Parlamento Grubu Başkanlığı'na seçilen Ralph Brinkhaus

'BU BAŞBAKANLIK SEÇİMİ DEĞİLDİ'

Merkel: Maassen krizindeki tutumum yüzünden pişmanım
Brinkhaus parlamento grubunun CDU/CSU ve Sosyal Demokratlar (SPD) koalisyon hükümetinde daha aktif bir rol üstlenmesini istiyor. Brinkhaus ayrıca adaylığının Merkel'e bir meydan okuma işareti olmadığını vurgulamak içinden elinden geleni yaptı. 

Kauder'i destekleyen CDU Genel Başkanı ve Başbakan Merkel, oylamadan sonra yaptığı açıklamada, bunun 'demokrasi olduğunu ve içinde yenilgilerin de bulunduğunu' söyledi. Brinkhaus'un çoğunluğu aldığına işaret ederek, yeni Parlamento Grubu Başkanı'nı kutlayan Merkel, "CDU/CSU'nun başarılı olmasını istiyorum. Bundan dolayı elimden geldiğince Brinkhaus'u destekleyeceğim" dedi.

Merkel gibi Kauder'i destekleyen meclis grubunun küçük ortağı Hristiyan Sosyal Birlik Partisi (CSU) Genel Başkanı Horst Seehofer de bu sonucu kabul etmek gerektiğini belirtti. CDU/CSU Parlamento Grubu Başkan Yardımcısı Hans Michelbach ise milletvekillerinin Brinkhaus'u seçmesiyle 'yeni bir başlangıç' istediklerini gösterdiklerini savundu. Michelbach, bunun Merkel'e güvensizlik olup olmadığı yönündeki soruya "Bu başbakanlık seçimi değildi" cevabını verdi.

'MERKEL'İN KENDİ PARTİSİNDEKİ OTORİTESİ RESMEN YOK OLDU'

Ancak şaşırtıcı seçim sonucunun uzun dönemli sonucu ne olursa olsun muhalefetteki siyesetçiler bunun Merkel'e 'bir darbe' olduğunda birleşti.

Liberal eğilimli Hür Demokrat Partisi'nin parlamento grubunun başkan yardımcısı  Alexander Lambsdorff, Kauder'in seçilmemesinin 'büyük koalisyonun sonunun başlangıcı' ve Merkel'e büyük bir darbe olduğunu söyledi.

Lambsdorff Twitter'dan yaptığı açıklamada "Şansölye'nin kendi partisindeki otoritesi resmen yok oldu" ifadelerini kullandı.

AfD: MERKEL'İN BİR AYAĞI ÇUKURDA

Aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisinin parlamento lideri Alice Weidel de Twitter'dan yaptığı açıklamada sonucu hoşnutlukla karşıladı ve "Merkel'in bir ayağı çukurda, Kauder görevden gidiyor. Oylama kesinlikle Merkel'in partideki etkisini kaybettiğini gösteriyor" ifadelerini kullandı.

SOL PARTİ: MERKEL'E KARŞI AÇIK İSYAN

Almanya’da görevden alınan istihbarat başkanı Maassen, İçişleri Bakanlığı'nda özel danışman olacak
Sol Parti (Die Linke) Genel Başkanı Bernd Riexinger de yaptığı açıklamada Kauder'in seçilememesini Merkel'e karşı bir 'açık isyan' olduğunu söyleyerek bunun Başbakan'ı 'çok zayıflattığını' söyledi. Riexinger oylamanın sonucundan CSU Genel Başkanı ve İçişleri Bakanı Horst Seehofer'i sorumlu tutuarak, bakanın kaolisyonu 'zayıflattığını' söyledi.

Kauder'in seçimi kaybetmesi koalisyon hükümetinin belli bir ölçüde bir diğer siyasi skandal üzerinde anlaşma yapmasından birkeç gün sonra geldi.

Anayasayı Koruma Teşkilatı (BfV- Almanya'nın İç İsithbarat Örgütü) eski başkanı Hans-Georg Maassen, Chemnitz kentinde bir ay önce bir Alman'ın öldürülmesinin ardından aşırı sağcıların göçmen ve mültecilere karşı saldırılar konusunda yaptığı açıklamalardan dolayı tepki toplamıştı. İçişleri Bakanı Seeehofer ise sert eleştirilerin hedefi olan ve istifası istenen Maassen'in safında yer tutumuştu.

Kaolisyon partileri yaptıkları anlaşamada Maasen'in görevinden almıştı ancak kendisine İçişleri Bakanlığı'nda 'özel danışman' görevi verilmiş ve maaşı aynı seviyede kalmıştı.

Yorum yaz