Serdar Özdemir adlı okurun kendisine "İşçilerin eylemi haber değeri yaşımıyor mu?" diye sorduğunu belirten Bildirici, "15 Eylül’de ekonomi sayfasında 'Yeni havalimanı inşaatında eylem' başlığıyla kısa bir haber verilmişti. Ama 'gözaltı yaşanmadığı' ve 'işçilerin taleplerinin kabul edildiği, eylemin bittiği' yazılmıştı. 18 Eylül’de yine ekonomi sayfasında İstanbul Valisi Vasip Şahin ile CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba’nın, 19 Eylül’de Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın açıklamaları aktarılmıştı" hatırlatmasında bulundu.
Bildirici, şöyle devam etti:
— Okur Temsilcisi olarak bu haberlerin yaşananları gerektiği gibi yansıttığını söyleyemem. 15 Eylül’deki ilk haberde yanlışlar vardı; 400 civarında gözaltı vardı, eylemler devam ediyordu ve istekler kabul edilmemişti. Haberi düzeltmek için üç gün beklemeye, valinin açıklamasını görmeye gerek yoktu. Böylesi yankı yaratan bir olayda doğru gazetecilik tavrı açıklamaları beklemek değil, olay yerine gitmek ve ilgili bütün taraflarla temas etmektir. Öncelikle işçilerin iddiaları gerçek mi değil mi ona bakılır. İddialar gerçekse haberler buna göre yazılır.
— Gerçi 22 Eylül’deki haber havalimanına gidilerek yazılmış, şirket CEO’sunun işçilere yanıtı ve özür dilediği aktarılmıştı. Fakat yine işçiler ve işçi sendikasıyla görüşülmemiş; işçilerin kaldığı yerler gezilmemiş, iddiaları araştırılmamış, polisiye önlemlerden, gözaltı ve tutuklamalardan hiç söz edilmemiş, ağırlıklı olarak havalimanı tanıtılmıştı. Aslına bakarsanız okurlar, oradaki gelişmeleri sosyal medyadan bütün ayrıntılarıyla an be an öğrendi. Medyada bilgi ve haberin yerini salt açıklamalar alınca okurun bu açığı sosyal medyadan kapatması doğal. Ama o zaman da gazetesine, televizyonuna olan güveni zedeleniyor.