Arsa sahibi olan emlakçının katkılarıyla açılan ve köylerden kentlere çocukları ve gençleri sanatla buluşturan Mordem Sanat Merkezi, kapılarını tüm sanatçılara açarak birçok sanat dalında eğitimler veriyor. Sanatçılar “Sanat, travmayı atlatmak için bir yoldur” diyor.
1 / 8
Diyarbakır’da Mordem Sanat Merkezi adıyla 160 kişi kapasiteli bir sanat merkezi açıldı. Bölgeye sanat alanında yeni bir soluk getirme hedefiyle kurulan sanat merkezi aynı zamanda Diyarbakır’ın ilk özel tiyatrosu olma özelliğini taşıyor. ‘Her yerde sanat’ ilkesi ile köy köy dolaşarak okullarda çocuklara yönelik etkinlikler sergileyen Mordem Sanat Merkezi, inşaatın bitmesi ile hem bölgedeki hem Türkiye’nin batı illerindeki ve Avrupa’da sanatçıları sanatseverlerle buluşturuyor.
© Sputnik / Sertaç Kayar
2 / 8
Dans, müzik, tiyatro, plastik sanatlar, fotoğrafçılık, çocuk yogası, plates gibi birçok sanat etkinlikleri kurslarının verildiği sanat merkezi, kapılarını tüm sanatçılara açarak hem mekan imkanı sağlıyor hem de sanatçıları sanatseverlerle buluşturuyor.
© Sputnik / Sertaç Kayar
3 / 8
Sanat merkezinin kurucularından ikiz kardeşlerden Barış Işık Batman Belediyesi Şehir Tiyatrosu’nda, Savaş ise Diyarbakır’da bir özel tiyatroda oyuncuydu. Batman Belediyesine kayyım atanınca tiyatrocular işsiz kaldı. Sanatçı kardeşler, sanatlarını icra etmek için yılmadı ve iki kardeş köydeki araziyi satarak elde ettikleri parayı Mordem Sanat’a yatırmışlar. Mordem Sanat binasının mülk sahibide bir emlakçı. Arsa alıp satan Mehmet Ali Berktarım, Mordem Sanat’ın kurucularına destek olmuş. Onların villa için ihtiyaç duydukları mimari projeyi kendisi çizdirmiş. Maddi manevi destek sunmuş Mordem Sanat’a.
© Sputnik / Seraç Kayar
4 / 8
Sputnik’e konuşan sanat yönetmeni Barış Işık, sanat merkezi ile ilgili şunları söyledi: “Yerleşik olarak burada sanat eğitimi verecek. İran, Azerbaycan, Gürcistan, Hollanda, Rusya, İtalya gibi ülkelerde ortaklaşa çalıştığımız yönetmenler, dansçılar buraya gelip atölyeler yapacak. Tiyatro grubu olarak da bütün dünya klasiklerinden tutun yerelde var olan geleneksel dokuda anlatılan hikayeleri de estetize edip müzikallerle burada yapmayı düşünüyoruz. Her sene sanattan yoksun olan çocuklara ve çocuk işçiliğine maruz kalmış çocuklara yönelik gösterimlere kadar, köylere gidip orada bir ay kalarak onlarla sanatın birçok dalında atölyeler yapmak ve onların potansiyellerini çıkarmak gibi bir düşüncemiz var. Sloganımız biz sanatın terapi yönünü kullanarak insanların iyileşebileceğine inanıyoruz. Her türlü sorundan uzaklaşabileceğine inanıyoruz.”
© Sputnik / Sertaç Kayar
5 / 8
Mordem Sanat Merkezi, ilk etkinliğini Merkezkaç Sanat Kolektifi ile yaptı. sanatın ve sanatçının gelişimi, üretimi ve bu üretimin ulusal ve uluslararası alana taşınması ve paylaşılması alanında çalışan, kâr amacı gütmeyen, kamu veya kurumsal yapılara dayanmadan gerektiğinde ilkeleri doğrultusunda bu yapılarla ve diğer bağımsız inisiyatif, kolektif ve sanatçılarla ortak projeler yapabilen, bağımsız bir sanat kolektifi olarak kendini tanımlayan Merkezkaç Sanat Kolektifi, mekansız ama her yerde sanatçıları sanatseverlerle buluşturma çabası içinde.
© Sputnik / Sertaç Kayar
6 / 8
Mordem Sanat Merkezi, ilk etkinliğini Merkezkaç Sanat Kolektifi ile yaptı. sanatın ve sanatçının gelişimi, üretimi ve bu üretimin ulusal ve uluslararası alana taşınması ve paylaşılması alanında çalışan, kâr amacı gütmeyen, kamu veya kurumsal yapılara dayanmadan gerektiğinde ilkeleri doğrultusunda bu yapılarla ve diğer bağımsız inisiyatif, kolektif ve sanatçılarla ortak projeler yapabilen, bağımsız bir sanat kolektifi olarak kendini tanımlayan Merkezkaç Sanat Kolektifi, mekansız ama her yerde sanatçıları sanatseverlerle buluşturma çabası içinde.
© Sputnik / Sertaç Kayar
7 / 8
Merkezkaç Sanat Kolektifi ile Istanbul Performance Art, ortaklaşa performans atölyesi geliştirdi. Atölyeyi gerçekleştiren Istanbul Performance Art kurucularından performans sanatçısı Pınar Derin Gençer atölye ve atölyenin amacı ile ilgili şöyle konuştu:
© Sputnik / Sertaç Kayar
8 / 8
“Hepimiz günlük yaşam içinde bedenlerimizi unutup onun neler yapabileceğini gözardı ediyoruz. Bu atölye de bu sürecin bedeni unutturduklarını yeniden hatırlayıp bedenin hatırladıklarından yola çıkarak bir üretim ortaya koyacaklar. Böyle bir çalışmayı Diyarbakır’da yapmak benim için heyecan vericiydi. Hiç Diyarbakır’da böyle bir atölye vermedik. Genelde batıda verdik. Buradaki bedenlerin neyi hatırlayacağı en çok merak ettiğim konularından biridir. Sanat travmayı aşmak için bir yol olduğunu düşünüyorum. Tamamen aşmak çok mümkün mü bu bir uzun bir süreç. Sanatın iyileştirici ve tedavi edici bir gücünün olduğuna hep inandım.”
© Sputnik / Sertaç Kayar