Kamilet Vadisi'nde 6 yıl önce yapımına başlanan 14 megavatlık Kavak Hidroelektrik Santral projesiyle, Cihani ve Kapisre derelerinin sularının 5 kilometre boyunca tünel ve borularla Cumhuriyet Mahallesi'nde yapılacak olan Kavak Hidroelektrik Santrali'ne taşınması, üretilecek elektriğin de aynı bölgede kurulacak santralle dağıtılması planlandı.
İki kez 'ÇED olumlu' raporu iptal edilen HES projesine karşı eylemler düzenlendi, hukuk mücadelesi verildi. HES'lere karşı sürdürülen mücadelede sürekli ön saflarda yer alan kadınlar Arhavi Doğa Koruma Platformu bünyesinde ‘Kadın Atmacalar' grubu oluşturdu. Başlarına atmaca maskeleri takan kadınlar, ellerinde sopalarıyla türküler eşliğinde HES nöbeti tuttu, vadilerini korumaya çalıştı.
6. YILIN SONUNDA DEREDE KURUDU
Arhavi'de 6 yıldır çevre ve hukuk mücadelesi sürerken HES inşaatı tartışmaların arasında tamamlandı. HES projesi geçen ay deneme üretimine başladı, suyun tünele alındığı Cihani deresi yatağı kurudu. Vadide, HES projesine karşı 6 yıldır başlarına taktıkları atmaca maskeleri ve ellerinde sopalarla nöbet tutan ve hukuk mücadelesi veren Arhavi Doğa Koruma Platformu üyesi ‘Kadın Atmacalar' grubu mücadelelerine rağmen derenin kurumasının üzüntüsünü yaşıyor.
'İÇİMİZ KAN AĞLIYOR'
Kadın Atmacalar gurubu üyesi Nazlı Demet Uyanık, HES kurulmadan önce insanların ağaçların üzerinden dereye atlayarak yüzdüğünü ancak şimdi su seviyesinin ayak bileğine kadar geldiğini söyledi. Uyanık, "HES şirketi dereyi katletti ve vadiye büyük bir kelepçe taktı. Bizim içimiz kan ağlıyor. Hukuk sürecimiz devam ediyor. İki defa projeyi iptal ettirmeyi başardık fakat sonunda geldiğimiz nokta ortada. Türkiye'de HES'lerden elde edilen enerji ülkenin enerji ihtiyacının sadece yüzde 5'ini karşılıyor. Bunun için bu güzelliklere kıymanın ve Doğu Karadeniz'deki bütün dereleri bu şekilde katletmenin hiçbir açıklaması olamaz. Her yerde HES bu kadarına pes diyoruz" dedi.
'SU DEMEK HAYAT DEMEKTİR'
Leyla Öncel de "Dünyada yaşam bir döngüdür. Susuz hayat olması mümkün değil. Biz verdiğimiz mücadelelerde bunları anlatamadık. Paranın, para kazanma hırsının gücüne yenik düştük" ifadelerini kullandı.
Dereden eskiden su içtiklerini hatırlatan Suzan Özçakmak da "Burası alabalık doluydu. Şimdi ne alabalık kaldı ne de su. Kokudan geçilmiyor" dedi.
Akif Uyanık da HES projesine karşı 2012 yılında itibaren mücadele yürüttüklerini belirterek, "Burası köyün hem sosyalleşme hem de yüzme alanıydı. Sosyalleşme alanımız ve kültürümüz yok oldu. Mahkeme kararına göre burada dereden akan suyun debisinin yüzde 12'sinin bırakılması gerekiyor. Fakat burada hile yaparak su seviyesini yüksek göstermek için kanalı daralttılar ve yukarıdan akan bir ırmağı da bu dere yatağına verdiler. Buna rağmen su seviyesi yüzde 5 bile değil" diye konuştu.