Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan, bugünkü köşe yazısında, 3. havalimanındaki işçilerin eylemini kaleme aldı.
Üçüncü havaalanı, önümüzdeki yüzyıla hitap edecek çapta muazzam, heyecan verici ve devasa bir proje!
Şu anda havaalanında belgesellere konu olacak türde çok hummalı bir taşınma sürecinin içine girilmiş durumda!
Açılışın 29 Ekim gibi sembolik bir güne yetişmesi için herkes canla başla ve fedakârca çalışıyor, çalışmakta!
İşte böyle bir ortamda çıktı Üçüncü Havaalanı'ndaki işçi olayları.
Neymiş işçilerin derdi?
— Yatakhane ve banyoları temiz değilmiş.
— Tahtakuruları kaplamış her yanı.
— Maaşlarının tamamı hesaba yatmıyormuş.
— Kendilerine elden ödeme yapılıyormuş.
— İşçilerin bazıları bir süredir maaş alamıyormuş.
Kısacası…
Devasa bir projeye hiç yakışmayan türde ve bir çırpıda çözülebilecek nitelikte sorunlar!
*
Hakkını aramak için sesini çıkaran işçiye mi?
Yoksa…
Önümüzdeki yüzyılı hedefleyen devasa bir projenin hayata geçme aşamasına az bir süre kala bu sorunların ortaya çıkmasına neden olan, bu sorunları çözmeyen ve olayların bu noktaya gelmesine yol açan ilgili ve yetkililere mi?
*
Soruyorum:
— Çalışma Bakanı nerededir?
— AK Parti milletvekilleri neden gidip iddiaları incelememektedir?
— Neden müfettişler olaya el atmamaktadır?
— Neden işin içinde provokasyon var mı, yok mu meselesi aydınlatılmamaktadır?
Ve hepsinden önemlisi…
Kimdir bir çırpıda çözülebilecek sorunların bu boyuta taşınmasına yol açanlar?
*
Memlekette çözülmesi gereken en küçük sorunların çözümü için bile ille "Reis" mi devreye girmeli?
E peki o zaman siz niye varsınız?
İşin ucundan tutup çözüme katkı sunmaya çalışsanıza!
Bu ne tembellik! Bu ne vurdumduymazlık!