Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki cenaze evlerinde 3 gün boyunca taziyelerini bildirmek için gelen yüzlerce kişiye yemek verilmesi, bazı yas sahiplerini ekonomik açıdan zor durumda bırakıyor.
Mağduriyetin önüne geçilmesi için Diyarbakır Müftülüğü tarafından 'taziye adabı' uygulaması başlatıldı. Müftülük yetkililerince kentte birçok taziye evinin girişine, 'Taziye süresi üç gündür. Taziyede teselli verilir, sabır dilekleri sunulur. Kur'an-ı Kerim okunurken konuşulmaz. Taziye yerinde yemek verilmez. Taziye yeri temiz bir şekilde teslim edilir' yazılı tabelalar asıldı.
'YEMEK YEDİRMEK MADDİ KÜLFETTİR'
Müftü Karabayır, taziye evinde yemek vermek için birçok kişinin bankalardan kredi çektiğine değinerek, şunları söyledi:
"Diyarbakır Müftülüğü olarak 'taziye adabı' uygulamasını başlattık. Bu uygulamada, taziye gelen kişi ne yapması gerekiyor, nasıl hitapta bulunur ve taziyeye gelenlere ne tür ikramlarda bulunur; diye açıklanmış. Bir insan taziye evine gittiğinde, 'el hükmü lillah' der. Orada oturur, Kur'an okunmasını biliyorsa okur. Fatiha okunduktan sonra biraz oturup, çıkılır. Orada yemek yedirmek maddi bir külfettir. Biz hadisin tam zıddını yapıyoruz. Hadiste, Peygamberimiz cenaze sahiplerine eziyet edilmemesi gerektiğini ve ona maddi bir sıkıntı yaşatmamasını söylüyor. Ama biz, cenaze sahibinin yemek yedirmesini bekliyoruz. Bu caiz değildir. Diyarbakırlı hemşehrilerimizin, taziyeye gittiğinde o taziyede yemek yemesi caiz değildir. O taziye sahibi masraf yapıyor hatta duyuyoruz, borç alıyor. Daha ötesi bankadan 7-8 bin lira kredi alıp, masrafta bulunuyor. Bu caiz değildir. Zaten biz imtihan dünyasındayız. Cenazemizin olması bizi bir hüzne boğuyor. Bir de maddi bir küflet içerisine girmemiz, işi iyice zora sokuyor. Bu adetin sünnete ters olduğunu ve bunun kaldırılması gerektiğini Diyarbakır Müftüsü olarak halkımıza çağrıda bulunuyorum. Müftülük bünyesindeki taziye evlerine uygulama geçirdiğim 'taziye adabı'nda çok güzel tepkiler alıyoruz. Ama yemek yedirme adabının devam ettiğini biliyoruz. Dinimizi en güzel şekilde yaşayalım. Bu üzüntülü günlerde ne kendimizi ne de başkasına sıkıntı yaşatmayalım."