"Amerika'nın bu tek taraflı yaptırımları kabul edilebilir değil. Bu Birleşmiş Milletler yaptırımı değil. Avrupa Birliği başta olmak üzere aklı başında kim varsa herkes buna karşı çıkıyor. Onun için biz buna normalde uymak zorunda değiliz. Ama NATO üyesisiniz, Amerika'ya gırtlağınıza kadar bağımlısınız, silah alımlarınız ağırlıklı olarak oradan, bir de Amerika'ya rağmen politika yapması AKP iktidarının pek kolay olmadığı için içeriye milliyetçi söylemlerle hikâyeler anlatabilirsiniz ama pratikte geldiğiniz zaman bunun böyle olmadığı görülüyor. Petrolde 18 tane ülkeden belki alım yapıyoruz. Bu alımı yapmak için sadece boru hatları değil, bir sürü limanımızda müsait Ceyhan başta olmak üzere. Dolayısıyla İran yerine başka ülkeye yönelmemiz mümkün ve bu sizin ekonominizi büyük oranda sıkıntıya sokmaz. Ama İran kadar olumlu koşullarda alabilir misiniz ya da buna uymak zorunda mısınız, değil misiniz, ayrı bir tartışma konusu. Çünkü Sayın Çavuşoğlu bir açıklama yapıyor, Erdoğan zaten sürekli yapıyor ‘Sen kimsin, o kim, bu kim'. Ama baktık ki biz daha Kasım ayı gelmeden TÜPRAŞ alımlarını yarı yarıya indirdi İran'dan. Yani diğer seçeneklere yöneliyor. Ağırlıklı olarak İran dışından Irak, Rusya ve Suudi Arabistan'dan almışız. Yüzde 27.6'sını Irak'tan almışız vs. burada bir seçeneğiniz var ama doğalgazda Türkiye'nin pratikte bir seçeneği yok. Siz 10 milyar metreküp gaz oradan alıyorsunuz yüzde 17'sini. Bunu ya boru hattıyla alacaksınız ya LNG Terminalleri üzerinden alacaksınız. Bir altyapı lazım. Türkiye'nin mevcut altyapısı İran yerine kısa ve orta erimde bir başka seçeneği koymak hele 10 milyar metreküplük bir hacim için mümkün değil. Dolayısıyla daha önce de böyle ambargolar olduğu zaman taraflar karşılıklı müzakere yaptılar. Bu durum açık olarak karşı tarafa anlatıldı. Bu istisnai bir durum yarattı, devam ettik İran'dan alıma. Fakat daha sonra Zarrab, Zencani türü alımlar söz konusu olunca açıkçası Amerika'nın Patriot yasası var, burada Türkler dahil yabancı bankaların buna uyma zorunluluğu var. Siz burada birtakım kaçaklar yaparsanız petrol tarafında, o pek olmaz. Doğalgazda ise makul biçimde karşı tarafa bunu anlatırsınız ve siz doğalgaz ticaretine devam edersiniz. Amerika'nın bu tek taraflı baskısına kesinlikle karşı koyulmalı. Ama benim söylemeye çalıştığım Çavuşoğlu ya da Erdoğan'ın farklı açıklamalarına rağmen petrolde aşağı iniş ki mecbur değiliz gösteriyor ki iç politikaya yönelik yine yağacaklar, gürleyecekler, içeride bunu devam ettirirken dışarıdan İran ile ilişkilerde bu tür birtakım oynamalar olacak. Geçen ay Reuters'e bakıyorsunuz Çavuşoğlu'nun ‘Biz tek taraflı yaptırımlara uymak zorunda değiliz. Birleşmiş Milletler yaptırımı değildir, uymayacağız' açıklaması var. Hemen ertesi gün yine Reuters'den TÜPRAŞ'ın İran'dan petrol alımlarının geçen yılki oranlarının yarı yarıya düştüğüne dair bir haber var. İkisi de Reuters. Uluslararası basından dikkatlice karşılaştırarak bunlara bakmak lazım. Biz her ne kadar akılcı olarak bunu öne sürsek bile Amerika'da akılcı, rasyonel bir yönetim olmadığı için gözü dönmüş bir şekilde kendi çıkarları doğrultusunda dünyaya bir tasarım dayatıyorlar. Buna karşı çıkmak hepimizin görevi."
‘RUSYA'YA BAĞIMLILIK DA BAŞKA BİR TEHDİT OLUŞTURUYOR'
Pamir'e göre, Türkiye için çözüm ABD dışında bir ülkeye yönelmek değil, dışarıya bağımlılığın azaltılması. Türkiye'nin kaynak sorunu olmadığını vurgulayan Pamir, izlenen politikaların yanlışlığına dikkat çekti: