Yazar, son gelişmeleri iki ülke arasında açık bir çatışmaya dönüşen kriz olmakla kalmayıp, aynı zamanda NATO'nun içinde oluşan bir çatlak olarak niteledi ve şimdiye kadar NATO'da böyle bir durum hiç yaşanmadığını ifade etti.
Eskin, makaleye şu sözlerle devam etti:
"Bu önemsiz bir olay gibi gözükse de finans piyasalarının tepkisinden siyasi ağırlığı olan ciddi bir hamlenin söz konusu olduğunu görüyoruz. Washington'un bu adımı sonucunda Türk lirasında gözlenen yüzde 1,25'lik düşüş, tesadüf ya da bir defaya mahsus bir dalgalanma değil. Yılın başından şimdiye kadar Türkiye'nin ulusal para birimi yüzde 30 düştü ve bu günlerde dolar-TL kuru 5 lirayı da aşarak tarihindeki en dip noktasına ulaştı. Bu durum, diğer nedenlerin yanı sıra iki ülke arasındaki ilişkilerin gerilmesine de bağlı.
Aslında Obama döneminde Türkiye'deki başarısız darbe girişiminden sonra yapılan toplu tutuklamalar (yaklaşık 160 bin kişi), genelde endişe dolu söylemler ötesinde tepkiye neden olmadı, Trump dönemindeyse, Türkiye ile bugünkü ihtilaflar yeni olmamasına rağmen gerilimin kıvamı hissedilir seviyede arttı.
İki ülkenin dışişleri bakanlarının ikili ilişkileri çatışma zemininden uzaklaştırma çabasına rağmen Türkiye'de Amerika karşıtlığı dalgası devam ediyor. Yerel basında Türkiye'deki siyasilerin Cumhurbaşkanı (Recep Tayyip) Erdoğan'a Trump'ın taşınmazlarına, İstanbul'da yükselen Trump Kuleleri'ne el koyma çağrıları yayınlanıyor.
Yukarıda tüm aktarılanlar ABD ile Türkiye arasındaki ilişkilerin durumunu yansıtıyor. Bu ilişkiler, iki ülkenin jeopolitik konumundan dolayı, öellikle de Ortadoğu bakımından önemini koruyor. Bununla birlikte, bunun sadece ikili ilişkilerin bir örneği olarak değil, aynı zamanda NATO'nun içinde bir kriz olarak görülmesi de en az bu kadar önemli. Örgütün üyelerinin kendi menfaatlerinin, askeri ittifaka sadakatlerinden daha önemli olduğu anlaşılıyor.