Raporda, ayrıca, ülkedeki temellerin güçlendirilmesi, büyümenin yeniden dengelenmesi, banka kredilerinin ve devlet yatırım teşviklerinin dağılımının geliştirilmesi ve refahın artırılması gibi konularda tavsiyelerde bulunuldu.
OECD'nin Türkiye'ye yukarıda bahsi geçen konularda verdiği tavsiyeler şöyle;
— TCMB'nin bağımsızlığının sağlanması yoluyla para politikasında güvenilirliği yeniden kazanmak. Sözlü yönlendirme ise yetkililerin enflasyon hedefine ne şekilde ulaşmayı planladığına göre yapılmalı
— Her çeyrek, uluslararası standartlara uygun genel bütçe hesapları yayınlanmalı. Ayrıca, hükümetin yarı bütçesel faaliyetlerini ve olası tüm sorumluluklarını içeren düzenli bir Mali Politika Raporu yayınlanmalı
— Mali ve yarı mali politilalar sıkılaşmalı, makro ihtiyati kurallar güçlendirilmeli ve konut kredileri sınırlandırılmalı
— Kredi garanti sisteminin maliyet fayda analizi yapılmalı ve bu sistemin boyutu normalleştirilmeli
— Yatırımların öz sermaye finansmanı için şu an zayıf olan ekosistemin gelişmesine yönelik kısıtlamaların tanımlanması adına stratejik bir değerlendirme yapılmalı
— Çeşitli Ar-Ge teşvik düzenlemelerine maliyet fayda analizleri temelli bir yol çizilmeli ve sübvansiyon ve devlet yardımları verimliliği artırılmalı
— İş teşvikleri düzene konulmalı ve bunlarda istikrar sağlanmalı
— Fonlama maliyetlerinin düşürülmesi için devlet kurumlarının uluslararası güvenilirliği, mali saydamlığı ve fiyat istikrarı geliştirilmeli
— Yeni Şirket Yasası'nın zorunlu denetim kuralları uygulanmalı. Denetim maliyetleri düşürülürken denetim kalite standartları vergi teşvikleri yoluyla sürdürülmeli
— Refahın artırılması
— Kadınların işgücüne katılımı kolaylaştırılmalı ve erken eğitim ile birlikte çocuk ve yaşlı bakımının kalitesi ve şartları güçlendirilmeli
— Karbon salınımının ek etkileri değerlendirilmeli
— Arazi ve denizlerdeki büyük dönüşümlerin çevre üzerindeki etkileri daha aktif bir şekilde değerlendirilmeli ve yönetilmeli
Aynı raporda, bunların yanı sıra, Türkiye'ye yönelik olası şoklara değinilerek bu şokların olası sonuçları değerlendirildi:
— Orta Vadeli Program'ın risk primleri, kur oranları ve sermaye çıkışları üzerinde yaratabileceği olumsuz herhangi bir etki, finans dışı ve finans sektörlerinde büyümeyi olumsuz etkileyerek gerilimi artırabilir.
— Bölgesel jeopolitik krizlere bağlı olarak turizm gelirleri düşebilir, Tüketici Güveni ve iş güveni olumsuz etkilenebilir ve böylece, toplam tüketim ve yatırımların seviyesi düşebilir.
— Brent petrol fiyatında 10 dolarlık olası bir artış, Türkiye'de cari açık/GSYİH oranını yüzde 0.5 kadar aşağı çekebilir. Böyle bir durumda, dış sürdürülebilirliğe ilişkin zorluklar ve enflasyonel baskılar, daha sert bir hal alabilir.
— Gayrimenkul ve inşaat sektörlerinde yaşanabilecek bir borç krizi, konut fiyatlarını aşağı çekebilir ve mortgage kredili hanehalklarının ve gayrimenkul şirketlerinin ödeyebilirliğini kısıtlayabilir.