'ANAYASAL DÜZENLE UYUMLU OLMAYAN MİLLİYETÇİ GRUP'
Deutsche Welle Türkçe'den Değer Akal'ın haberine göre, Maassen, UETD'yi 'milliyetçi bir grup' olarak tanımladıklarını, 'özgürlükçü, demokratik ilkelerin oluşturduğu anayasal düzenle uyumlu olmayan bir grup olarak değerlendirdiklerini belirtti.
BfV Başkanı, ''Peki, UETD’yi izliyor musunuz'' sorusuna ''Evet'' yanıtını verdi.
Geçmişte muhalefet partilerinin, UETD'nin iç istihbarat servisi tarafından 'izlemeye alınması' yönünde yaptığı çağrılar, hükümet tarafından kabul görmemişti.
'AK PARTİ'NİN YURTDIŞI ÖRGÜTLENMESİ'
BfV'nin 2017 raporunda, Köln merkezli UETD'nin 'kuruluş statüsünde herhangi bir siyasi amaç gütmeyen sivil toplum kuruluşu görüntüsü verdiği, ancak gerçekte AK Parti'nin lobi kuruluşu gibi hareket ettiği' dile getirildi.
''UETD, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin gayriresmi yurtdışı örgütlenmesidir, onun çıkarlarını savunmaktadır'' denilen raporda, 16 Nisan 2017 tarihindeki anayasa referandumu sürecine ilişkin ''UETD, Almanya'da yaşayan ve seçme hakkı olan Türklerin, tartışmalı anayasa değişiklikleri lehine oy vermeleri konusunda sert bir kampanya yürüttü'' iddiasına yer verildi.
Mayıs ayında AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da katılımıyla Saraybosna'da düzenlenen genel kurul toplantısında UETD ismi Uluslararası Demokratlar Birliği (UİD) olarak değiştirilmişti.
BfV, raporun 2017 yılına ışık tuttuğunu, bu nedenle UETD ismine yer verdiğini, isim değişikliğinin ilgili kuruluşun izlendiği gerçeğini değiştirmediğini kaydetti.
'MİT ENDİŞESİ'
Maassen, Milli İstihbarat Teşkilatı'nın (MİT) Almanya'daki istihbarat faaliyetleri konusunda 'endişeli' olduklarını, dolayısıyla raporda bu faaliyetlere kapsamlı şekilde yer verdiklerini de söyledi.
BfV Başkanı, ''Bu faaliyetler bizde endişeye yol açıyor. Çünkü bu faaliyetler, espiyonaj nedeniyle bazı kişilerin Almanya’da tutuklanması ve yargılanması noktasına geldi. Raporumuzda bu endişe ifade buluyor'' dedi.
'Ortak' diye nitelediği MİT'le özellikle radikal İslam, terörizm ve PKK konularında işbirliğine ihtiyaç duyduklarını belirten Maassen, ''Öte yandan Türk istihbaratının Almanya’da istihbarat faaliyetleri yürütmesi bizim açımızdan kesinlikle kabul edilemez'' vurgusu yaptı.
BfV, Rusya, Çin ve İran'ın yanısıra ilk kez geçen yıl Türkiye'nin Almanya'da yürüttüğü istihbarat faaliyetlerini rapora dahil etmişti. Bu faaliyetlere 'Espiyonaj ve Diğer İstihbarat Faaliyetleri' başlığı altında yer vererek MİT'in gözetim altına alındığını açıklamıştı.
Bu yılki raporda Türkiye'nin Almanya'daki faaliyetleri yine aynı başlık altında yer aldı. MİT'in Erdoğan’ın kontrolünde olduğu ve Almanya'daki farklı Türkiye temsilciliklerinde akredite görevlileri bulunduğuna dikkat çekilerek bu görevlilerin 'Türkiye toplumunun ötesinde Almanya’da kamuoyu oluşum sürecine de nüfuz etmeye çalıştıkları' ileri sürüldü.
Raporda MİT’in yurtdışındaki asli görevi 'muhaliflerin ortaya çıkarılması' olarak ifade edildi, en yüksek önceliğinin de Gülen yapılanması olduğu aktarıldı.
Şubat 2017’de MİT'in Almanya’daki Gülen yapılanması hakkında Alman makamlarına ilettiği dosyanın hatırlatıldığı raporda şu değerlendirme yapıldı:
''Listede yer alan verilerin kapsamı ve kalitesi, Türk istihbaratının Almanya’da bulunan ve Gülen hareketi mensubu oldukları iddia edilenler hakkında sistematik olarak bilgi topladığını ve bunun için insan kaynağını kullandığını belgeliyor.''
'İSTİHBARAT ARACI DİTİB'
Raporda bilgi edinme faaliyetleri kapsamında Türk devletinin artan oranda diasporadaki kurumlarını kullandığı kaydedilerek Diyanet İşleri Türk-İslam Birliği'ne (DİTİB) işaret edildi.
BİLGİ: ALMANYA İÇİN YÜZ KIZARTICI
AA'ya konuşan UID Genel Başkanı Bülent Bilgi ise BfV'nin ''İzliyoruz'' açıklamasına ''Hukuk devleti olarak bildiğimiz Almanya 'nın böyle bir karar alması Almanya adına yüz kızartıcı bir olay'' tepkisini gösterdi.
Kurum olarak bugüne dek Alman yasaları ve anayasasına karşı hiçbir faaliyette bulunmadıklarını söyleyen Bilgi, şöyle konuştu:
''UID her zaman tüm yöneticileriyle birlikte Alman anayasasına saygılıdır. Ne söylemde ne de eylemde takibi gerektirecek bir faaliyette bulunmamıştır. Bu Almanya için utanç verici bir olaydır.''
'PREFAŞİST DÖNEME GİRDİ'
''Almanya sadece siyasetçileriyle değil toplumsal anlamda da çok tehlikeli bir alana kayıyor. Almanya tam olarak faşist olmasa da prefaşist bir döneme girmiş bulunuyor. Bunu sadece ben söylemiyorum akademisyenler de bunu aynı şekilde ifade ediyor.''
'EKSEN KAYMASI'
''Almanya kendisiyle birlikte tüm Avrupa'yı da çok tehlikeli bir alana kaydırıyor. Bu kabul edilebilir birşey değil, yani Almanya'daki demokratik güçlerin bu eksen kaymasına karşı durmaları gerekiyor.''