-Yeni dönemde Dışişleri ile AB bakanlıkları birleşti. Nasıl yüreyecek işler?
"İki bakanlığın birleşmesi iyi oldu. Çünkü hem AB Bakanlığı hem Dışişleri Bakanlığı bazen aynı konuları takip ediyordu. Herhangi bir çekişme ya da sorun olmadı. Ama bazen eksiklikler olabiliyordu. Vize konusuna mesela Dışişleri Bakanlığı bakıyor, diğer başka bir teknik konuya AB Bakanlığı bakıyor. 8 ay Avrupa Bakanlığı yaptım. Müzakerecilik de yaptım. AB konularını da iyi biliyoruz. Teknik konular kolay, ama her şey o kadar da kolay değil. AB sürecimiz bu kadar basit değil. Bir de Avrupa Birliği'nin kendi içinde sıkıntıları başladı. Şu anda İtalya'yı dahi AB'den çıkaralım diyen ülkeler var. Amerika'yla şimdi sorunları var. Ama AB ile veya AB üyesi ülkelerle belki şimdi hiç yapamayacaklarımızı bir kenarda tutup daha pozitif bir atmosfer oluşuncaya kadar birlikte adım atacağımız konuları ön plana çıkarmakta fayda var. Bunlardan bir tanesi vize serbestisi. 7 olan kriter 6'ya düştü. Yakın zamanda onlarla bir araya geleceğiz. Biz en son teklifimizi verdik, onlar da çalıştılar. Bizler de üst düzey yöneticiler olarak bir araya geleceğiz AB ile. Gümrük Birliği'nin güncellenmesi ve buna benzer terörle mücadele, göç konusundaki iş birliği, bu konularda olumlu adımlar atarsak, önümüzdeki süreçte ilişkilerimizde belki daha pozitif bir ortam oluşur. O zaman diğer konuları da tekrar masaya getirebiliriz.
-Türkiye, insan hakları ve demokrasi konusunda adım atacak mı?
'AB'YE SIRTIMIZI DÖNMEMİZ DOĞRU DEĞİL'
-Yeni sistemle birlikte dış politikadaki iddianız nedir?
-Eskiye göre temel fark ne olacak?
Dış politikada yeni bir hükümet kuruldu her şey radikal değişecek diye bir şey yok. Önümüzdeki 100 günde, 6 ayda, 1 yıl içinde neler yapacağız bunların üzerinde çalışacağız. Dış politika felsefeniz değişmez. Sonuçta aktif olacağımız çok alan var ama burada köklü bir değişiklik olmaz. Dış politika ekonomide faizlerin değiştirilmesi, tarımda teşviklerin değiştirilmesi gibi bir alan değil. Birden bir konudan bir konuya geçeceksiniz radikal kararlar alacaksınız… Hollanda'yla ilişkilerin düzelmesi, bizim dış politikada dostluklara verdiğimiz önemin bir göstergesi. Bunlar devam edecek.
-Suriye'den Türkiye'ye sığınanların dönüşüyle ilgili bir gelişme var mı?
FETÖ'NÜN İADESİNDE İYİMSER TABLO İÇİN ERKEN
-Akın İpek'in iadesi söz konusu olacak mı?
Eylüldeki mahkemede göreceğiz ama bu işi ciddiye aldıklarını söyleyebilirim.
-FETÖ meselesi ABD ile ilişkileri geriyor, bu konuda yeni gelişmeler var mı?
-İran yaptırımları ABD ile Türkiye ilişkilerine olumsuz yansır mı?
ABD'den bir heyet geldi. Biz bu yaptırımlara katılmayacağımızı söyledik. Biz petrol alıyoruz. Bir de uygun şartlarda alıyoruz. Nereden alacağız, seçenek ne? Siz uzaktan konuşuyorsunuz ama biz bunlara uyamayız. Türkiye olarak bu yaptırımlara uymayacağımızı izah ederken, prensip olarak ABD'nin bu yaptırımlarını da doğru bulmadığımızı söylüyoruz.
-Sisi'den sonra gerilen Türkiye Mısır ilişkilerinde bir yumuşama olacak mı?
Mısır'la ilişkileri düzeltmek isteriz. Ama hiçbir şey olmamış gibi, darbe rejimiyle bir günde hadi geç şu işi unutalım da el sıkışalım olmaz.
Bir taraftan engelleme politikası bir taraftan da bizim artık plaformumuz var, biz de sondajlara başlayacağız. Sonbaharda eğer Rum tarafı tek taraflı adımlar atarsa biz de sondajlara başlarız.
-Çözüm görmüyor musunuz?
Federal sistem için çok yoğun müzakereler sürdürdük. Herkes gördü Türkiye'nin ne kadar haklı olduğunu. Hep müzakere yap müzakere yap olmuyor. Şimdi Yunanistan'la, İngilizlerle üç garantör ülke olarak anlaştık. Rum tarafıyla henüz böyle bir temasımız olmadı. Ama şu konuda anlaştık: Önce neyi müzakere edeceğimizi ve çerçevesini belirleyelim. Yani başka bir başarısızlığı biz kaldıramayız artık. Önümüzdeki süreçte de bu temaslarımızı gayri resmi bir şekilde sürdüreceğiz. Çok acele edip de oturup da tekrar başarısız olursak bir daha müzakere olmayabilir. Bu konuda ben epeyce kafa yordum. Şimdi önceliklerimizden biri de bu konu olacak.