"Ömrüm boyunca hiçbir zaman hiçbir şekilde görüşmediğim, konuşmadığım ve tanışmadığım haberinize konu kişi ve oluşumları, sahiplenmem ve savunmam söz konusu olmamıştır" ifadesini kullanan Faruk Çelik, Sözcü'ye gönderdiği açıklamasında şunları kaydetti:
"Ömrüm boyunca hiçbir zaman hiçbir şekilde görüşmediğim, konuşmadığım ve tanışmadığım haberinize konu kişi ve oluşumları, sahiplenmem ve savunmam söz konusu olmamıştır. ‘Adnan Hocacılar' olarak adlandırılan oluşuma yönelik son operasyon üzerinden, bundan 19 yıl önce Meclis kürsüsünden yapmış olduğum konuşmanın bir bölümünü alarak manşetle vermek basın hukukuna, basın ahlakına, temel hak ve hürriyetlere aykırıdır. Haberinizde yer verdiğiniz ifadelerimden de anlaşılacağı üzere o konuşmamda ne kimseyi koruyorum ne de sahipleniyorum. Sadece, muhalefet partisi milletvekili olarak gözaltı sürecindeki olumsuzluklara ve dönemin İçişleri Bakanı'nın yargısız infaz mahiyetindeki beyanlarına dikkat çekip, bunun yanlışlığını ortaya koyuyorum. Kaldı ki o dönemde bu yanlışlıklara pek çok siyasi karşı çıkıp eleştirdi. Bunun suçu ve suçluyu korumak manasına gelmediği açıktır. Bu açık gerçeğin aksine, Adnan Oktar'ı savunduğumu iddia eden bir haberin üstelik de manşet altı olarak ilk sayfadan yayınlanmasının, özellikle şahsımı hedef alan bir siyasi operasyonun parçası olmaktan başka mantıklı açıklaması yoktur."
“Adnan Oktar'ı siyasilerin koruduğu ortaya çıktı” başlığıyla yayımlanan haberde Çelik'in, 1999 yılında Adnan Oktar ve grubuna yönelik düzenlenen operasyon sonrası Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) Fazilet Partisi grubu adına yaptığı şu açıklamaya yer veriliyordu:
“Bilimsel çalışmalarıyla bilinen Bilim Araştırma Vakfı üyeleri tutuklanır tutuklanmaz, yargılanmadan ve hâkim önüne çıkarılmadan, İçişleri Bakanımızın ‘Apo'dan daha tehlikelidir' şeklindeki beyanatı, birçok kesimi üzmüştür. Bu operasyonda 2 bine yakın polisimiz görevlendirilerek birçok insanımız, daha sonra anlaşılmıştır ki, boş yere evinden barkından alınmış, rencide edilmiş, aile mahremiyeti ihlal edilmiştir.”