2001 krizinden sonra Hazine Müsteşarı olarak görev yapan CHP Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak'a göre, Türkiye ekonomisi 'aşırı ısınmış' bir ekonomi olarak oldukça yüksek cari açık ve bütçe açığı vererek yüksek büyüme sağlıyor.
DW Türkçe'den Aram Ekin Duran'ın haberine göre, Türkiye ekonomisinin uzun vadede büyüme potansiyeli yüksek bir ülke olduğunu belirten Öztrak, "Türkiye'nin 2030'a kadar en büyük avantajı genç nüfusu. Türkiye ekonomisi bu kadar kötü yönetilmeseydi, sağlam ve sürdürülebilir bir büyüme yaratmak için koşullar uygundu" diye konuştu.
YILMAZ: YENİ BİR TÜRKİYE HİKAYESİ KURULMALI
Eski Merkez Bankası Başkanı olan ve 2009 yılında Euromoney dergisi tarafından 'Yılın Merkez Bankası Başkanı' seçilen İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Durmuş Yılmaz da, ekonomideki kötü gidişin hâlâ durdurulabileceğini söyledi. "Elimizde bu kötü gidişatı durdurabilecek zaman ve imkan var" diyen Yılmaz, karar alıcıların vakit kaybetmeden yeni bir 'Türkiye hikayesi' ortaya koyması gerektiğine dikkat çekti.
Ülkenin geniş kapsamlı bir demokrasi ve hukuk reformu yapmadan ekonomide kayda değer bir iyileşme olmayacağını da ifade eden Yılmaz, şunları söyledi:
"Artık dış güçler falan gibi boş lafların bir kenara bırakılması gerekiyor. Eğer hızlı davranılmazsa IMF gibi yabancı kurumların yazacağı ağır reçeteleri uygulamak zorunda kalabiliriz. Ancak gidişata bakılırsa, ekonomi yönetiminde bunu anlayan kimse yok."
TEMELLİ: KRİZE TEDBİR ALMAK YERİNE SEÇİM EKONOMİSİ UYGULANDI
Siyasete girmeden önce iktisat akademisyeni olan HDP Eş Başkanı Sezai Temelli'ye göre, Türkiye ekonomisi uzun süredir bir kriz ekonomisi ve bu kriz giderek derinleşiyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çok uzun süre iktidarda kalabilmek için Türkiye'nin kaynaklarını hoyratça harcadığını savunan Temelli, "Özellikle cari açık ve bütçe açığının bir arada yaşanması, tasarruf açığının sürekli devam etmesi ve tüm bunların yanında hâlâ iktidarda iktisadi gerçekleri görmezden gelme tavrı, ekonomiyi artık yönetilemez hale getirdi" diye konuştu.
Türkiye'nin ekonomik krizinin konjonktürel değil, yapısal bir kriz olduğunu dile getiren HDP Eş Başkanı, Türkiye'nin kriz girdabından kurtulabilmesi için hem siyaset hem de ekonomi alanında acil demokratikleşmeye ihtiyacı olduğunu vurguladı.
MERKEZ BANKASI'NIN BAĞIMSIZLIĞI BİTTİ Mİ?
Türkiye ekonomisine ilişkin en önemli kaygılardan biri de Merkez Bankası'nın bağımsızlığı. Özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı hem yürütmenin hem de ekonominin başına getiren yeni sistemde, Merkez Bankası'nın ne kadar bağımsız hareket edip edemeyeceği merak konusu.
Erdoğan'ın faizlerin sıfır olmasını istediğine ve faiz-enflasyon ilişkisi konusunda iktisat literatüründe yeri olmayan açıklamalar yaptığına işaret eden Öztrak, şöyle konuştu:
"Saray, Merkez Bankası üzerindeki vesayetini gevşetmek istemiyor. Ekonominin başına getirilen Berat Albayrak'ın son günlerde Merkez'in bağımsızlığı üzerine yaptığı olumlu açıklamalar ise piyasalara güzel bir müzik gibi geliyor. Uygulamalara bakınca, Saray'ın Merkez Bankası'na bir serbestlik alanı tanımayacağı görülüyor. Bu da ekonomi ve piyasalar açısından en kritik sorun olmaya devam ediyor."