GÖRÜŞ

‘Trump'la birlikte ABD için en büyük tehdit artık Rusya değil Çin ve Avrupa'

Helsinki'de gerçekleşen Putin-Trump zirvesini değerlendiren EPPEN Başkanı Özdemir "Amerikan çıkarlarının Trump yönetimi ardından yeniden tanımlandığını düşünürseniz Amerika için artık en büyük tehdidin Rusya değil, Çin ve Avrupa olduğunu kavrarsınız. Dolayısıyla Trump'ın hedefi Çin ve Avrupa ülkeleri olacaktır" dedi.
Sitede oku

‘Trump, ABD istihbarat örgütlerine güvenmiyor ve bu örgütlerin cadı avı peşinde olduğunu düşünüyor'
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve ABD Başkanı Donald Trump'ı Finlandiya'nın başkenti Helsinki'de bir araya getiren zirve, Amerikalı yetkililerin Trump'ı hedef alan açıklamalarıyla başlayan çatışmanın gölgesinde kalsa da; son derece olumlu bir havada geçti. Zira, Rusya Devlet Başkanı Yardımcısı Yuriy Uşakov da, görüşmenin hemen öncesinde yaptığı açıklamada, iki ülkenin söz konusu zirveyle birlikte uluslararası arenada işbirliğine geri döndürecek adımların atılabileceğini ifade etmişti. Uşakov'un vurgu yaptığı üzere; Rusya Lideri Putin, görüşmenin ardından "işbirliği" mesajı verirken; Trump ikili görüşmeyi "'iyi bir başlangıç" olarak niteledi. Zirvenin iki ülkenin ilişkileri açısından olası yansımalarını ise Enerji Piyasaları ve Politikaları Enstitüsü (EPPEN) Başkanı Dr. Volkan Özdemir, Sputnik'e değerlendirdi.

‘ABD TRUMP'LA BİRLİKTE KÜRESELLEŞME YANLISI ULUSLARARASI SERBEST TİCARETİ BİR KENARA BIRAKTI'

Zirvenin, Trump'ın ABD'nin uluslararası serbest ticaret yanlısı bir politikasını bir kenara bırakarak ticarette korumacılığın egemen olduğu politikalar uyguladığını ve zirvenin de bu yeni durumla tutarlı olduğunu anlatan Özdemir şu değerlendirmede bulundu:

"Bence Trump'ın izlemiş olduğu politikalar şaşırtıcı değil. Kendisi göreve başlamadan öncesinden bu yana, şu anki politikaları izleyeceğini söylüyordu. Trump'ın uluslararası sistem açısından en önemli politikaları, ticaret düzenlemelerinin yeniden ele alınması oldu. Amerika Birleşik Devletleri Trump'tan önce, küreselleşme yanlısı, uluslararası serbest ticaret yanlısı bir politika izliyordu. Hatırlatmakta fayda var. Uluslararası ticaret uygulamaları yalnızca ticari değil aynı zamanda bir ülkenin sanayileşme politikası ve onunla birlikte en az onun kadar önemli olarak da jeopolitik kurgusunun bir aracıdır. Dolayısıyla olaya sadece ticari açıdan bakmamak lazım. Trump'ın ABD'nin yüksek dış ticaret açığı verdiği Çin'e ve Avrupa'ya karşı almış olduğu tedbirler, uygulamalar, gümrük tarifelerinin artırılması aslında uluslararası ticarette korumacılığın egemen olduğunu ve ABD'nin artık küreselleşmeden vazgeçtiğini gösteren politikalardır. Eğer kurguyu böyle ele alırsınız ve Amerikan çıkarlarının Trump yönetimi ardından yeniden tanımlandığını düşünürseniz Amerika için artık en büyük tehdidin Rusya değil, Çin ve Avrupa olduğunu kavrarsınız. Çünkü ABD ve Rusya arasında kayda değer bir ticaret yoktur. Dolayısıyla Trump'ın hedefi Çin ve Avrupa ülkeleri olacaktır."

Rusya'nın ABD Büyükelçisi Antonov: Putin ve Trump gizli anlaşma yapmadı
‘ABD YENİ MÜTTEFİK ARAYIŞI İÇİNE GİRDİ, RUSYA DA BUNA ADAY'

ABD'nin izlediği yeni politikanın Rusya'nın da ulusal çıkarlarına hizmet etme ihtimaline vurgu yapan Özdemir "Bu manzaraya Rusya'yı oturttuğunuzda, o zaman Amerika'nın düşman algısı Rusya olmayacaktır ve Rusya da bu yeni Amerika politikasını kendi ulusal çıkarlarını arttırmak için bir fırsata çevirmeye çalışacaktır. Zaten olan biten de tam da budur. Ayrıca Trump'ın kendi ülkesinde ciddi anlamda eleştirilmesinin sebebi de budur" ifadelerini kullandı.

Trump'ın temelini attığı yeni politikalarla birlikte yeni müttefik arayışı içine gireceğini aktaran Özdemir "Trump'ın daha önce uyguladığı politikalar düşünüldüğünde, bu zirvenin bu politikaların bir sonucu olduğu görüşündeyim. İster istemez Trump, Rusya'yla yakınlaşmak isteyecektir. İkili arasındaki temel konu başlıkları uluslararası güvenlik meseleleridir. Ukrayna ve Suriye meselesinin yanı sıra stratejik silahların azaltılması meselesi dahil olmak üzere yeni bir kurgu söz konusu. Bu zirve, Amerika ve Rusya'nın üst perdeden açık görüşmelere başladığının da göstergesi" diye konuştu.

‘RUSYA KENDİ NÜFUZ ALANINDA RAHATLAYABİLİR'

"ABD Başkanı'nın söyleyip de yapmadığı bir şey yok. Trump son derece açık ve tutarlı bir biçimde kendisini oraya getiren güçleri temsil edercesine, kendi çıkarları kapsamında korumacılığı yaygınlaştırılması ve bunu temel alan yeni bir jeopolitik kurgunun artık hayata geçirilmesi olarak yorumluyor. Son derece tutarlı görünüyor" diyen EPPEN Başkanı şöyle devam etti:

"Rusya, Trump'ın politikalarıyla birlikte Obama yönetiminin aksine ABD'nin birincil hedefi olmaktan çıktığı için kendi yakın çevresinde, kendi jeopolitik nüfuz alanında daha fazla rahatlayacaktır. Bence en önemli sonuç bu. Trump'ı eleştiren gruplar da var; Amerika'daki seyre bağlı olarak Rusya-ABD ilişkilerinin çeşitli jeopolitik konu başlıklarında yumuşama dönemine gireceğini tahmin ediyorum."

Trump: Rusya'nın 2016 ABD başkanlık seçimlerine müdahale ettiğine dair istihbaratçıların vardığı sonucu kabul ediyorum
‘TRUMP POLİTİKALARINI UYGULAMADA BAŞARILI BİR İSİM'

Trump'ın kendi politikasını uygulamada "başarılı" olduğunu aktaran Özdemir "Trump'ın bundan sonra başarılı olup olmayacağı Amerika'daki farklı grupların düşüncelerine de bağlı olacaktır. Bu dinamik bir süreç ve her iki tarafa da kayabilir. Ancak Trump uluslararası sistemi değiştirmeye çalışıyor ve onun Çin gibi Avrupa gibi güçlü oyuncularına cephe alıyor. Bunu yaparken de başka uluslararası aktörlerin de yanında olmasını ister. Trump bu anlamda eski müttefiklerini terk edip yeni müttefikler arıyor. Yeni müttefik adaylarından biri de Rusya. Tabii, burada Amerika'daki güç mücadelesinin Rusya-Amerika ilişkilerini nereye kadar etkileyebileceğini de düşünmek gerekiyor. Trump'ın ne ölçüde başarılı olacağını bu değişkenlerin de etkisinde önümüzdeki dönemde göreceğiz" diye ekledi. 

Yorum yaz