DÜNYA

Eski manken Ebru Şimşek: Aldığım duyuma göre Adnan Oktar birçok kediciğini bana benzetmeye çalışmış

Adnan Oktar grubunun en büyük mağdurlarından biri olarak nitelendirilen eski manken Ebru Şimşek "Aldığım duyuma göre çok isteyip de elde edemediği tek kadın benim ve yine aldığım duyuma göre birçok kediciğini zaman içinde bana benzetmeye çalışmış" dedi.
Sitede oku

Eski manken Ebru Şimşek'in Adnan Oktar grubuyla ilgili olarak Posta gazetesinden Alev Gürsoy'a verdiği röportajın öne çıkan kısımları şöyle:

Adnan Oktar'ın villasında kamera odası bulundu: 127 kamera yerleştirilmiş
- Aslında 19 yıl deniyor ama benim mücadelem 25 yıl önce başladı. Henüz 18 yaşındaydım. Arkamda hiçbir güç olmadan, sadece ailemin desteğiyle Adnan Oktar güruhuyla mücadele ettim. 25 yıl önce ne söylediysem, bugün hepsi doğrulandı. En güzel yıllarım mahkeme salonlarında geçti avukat ordusu ile birlikte. Kullandığım her sözcük büyüteçle tarandı ve başta İstanbul olmak üzere Türkiye’nin çeşitli illerinde sürekli mahkemeler açıldı. Suç isnat edilmeye çalışıldı. Çok yoruldum, çok yıprandım ama hakkımda açılan 300 üzerinde davadan da beraat ettim.

Ceylan Özgül: Acun Ilıcalı, Adnan Oktar'ın eski müridi olarak anlattıklarımı teyit edecektir
- Adnan Oktar bana "Seni televizyonda ve gazetede gördüm. Çok beğendim, pijamanı al gel, benimle burada yaşa. Altına jaguar çekeceğim, Versace’den aşağı giyinmeyeceksin, seni baştacı edeceğim" demişti. Ben kabul etmeyince hırsından gözü dönmüştü. Aldığım duyuma göre çok isteyip de elde edemediği tek kadın benim ve yine aldığım duyuma göre birçok kediciğini zaman içinde bana benzetmeye çalışmış.

Adnan Oktar'ın 86 paravan şirketine el konuldu
- Mesleğimde çok güzel ilerlerken ki, o dönem ATV’de 'Felekten Bir Gece' isimli müzik eğlence programını sunuyordum, bir anda hayatım altüst oldu. Bana karşı linç kampanyası başlatıldı. Hiç unutmuyorum, 1999 yılında yapılan büyük operasyondan sonra davaya müşteki ve müdahil olmuştum. Dönemin emniyet müdürü bana koruma teklif etmişti. Ama kabul etmemiştim. Bana, "Korkmuyor musunuz, sizi kim koruyor?" demişti. Ben de bir onur mücadelesi verdiğimi ve insanın hayatta bir kez ölebileceğini, devletin polisini beni koruması için meşgul etmek istemediğimi belirtmiştim. Anneannemden öğrendiğim bir söz hep rehberim oldu: "Doğruluk dost kapısı, dolan dolan gir içeri." Dolayısıyla hiçbir illegal kişi ya da kuruluşla ilişkim olmadı. Tek başıma (kocaman yüreği olan, cesareti, bilgisi ve özverisi ile avukatım Rezzan Aydınoğlu’nun desteğini asla inkar edemem) doğru yoldan ayrılmadan bugünlere geldim.

Yorum yaz