DÜNYA

AK Partili Özdağ: Adnan Oktar, 17 -25 Aralık'tan sonra Erdoğan ile Gülen arasında arabulucu olmak istedi

26. Dönem'de AK Parti Manisa Milletvekili olan Selçuk Özdağ, Adnan Oktar grubuna dair açıklamalarda bulundu. Özdağ, Oktar'ın destekçilerinin sürekli Meclis'e geldiğini söylerken yaptıkları bir teklifi de açıkladı: "17-25 Aralık'tan sonra Recep Tayyip Erdoğan'la, Fethullah Gülen grubunun arasının düzeltilmesi için arabulucu olmak."
Sitede oku

Eski İçişleri Bakanı Tantan'dan Adnan Oktar yorumu: Apo kadar tehlikeli
Sözcü Gazetesi Ankara Temsilcisi Saygı Öztürk’e konuşan AK Partili Özdağ, “Adnan Hoca grubunun devamlı TBMM'ye gelen elemanları vardı. Bunlar milletvekillerini ziyaret eder, Adnan Oktar'ın ne kadar vatansever olduğunu anlatıp propagandasını yapar, kitaplarını verirlerdi” dedi.

'BU İŞE KARIŞMAYIN DEDİM'

Adnan Oktar ekibinin FETÖ ile AK Parti arasında arabuluculuk teklifinde bulunduğunu belirten Selçuk Özdağ, şunları söyledi: 

“17-25 Aralık operasyonundan sonra, yanıma gelen bu grubun önemli elemanları, Sayın Recep Tayyip Erdoğan'la, Fetullah Gülen grubunun arasının düzeltilmesi gerektiğini, yıllarca birlikte olan iki kardeş yapının birlikte ülke için faydalı olacağını belirttiler, ‘Biz, bu konuda arabuluculuk yapmak istiyoruz' dediler. Ben, 17/25 Aralık operasyonuyla neler yapılmak istendiğini kendilerine anlattım ve ‘Bu işe karışmayın. Erdoğan bu konuda haklı' dedim. Fetullahçıların, devlete sahip olmak istediklerini, bunun da yanlışlığını dile getirdim.”

Adnan Oktar'ın eski destekçisi Ceylan Özgül: Defalarca tecavüze uğrayanlar var
'TÜRKİYE'Yİ BEKLEYEN ÜÇ TEHLİKE VAR'

Özdağ, “Adnan Oktar grubunun değişik bağlantıları vardı” diyerek açıklamaları şöyle sürdürdü:

“Örneğin, bunların adamları beni İsrail televizyonuna çıkarmak için girişimlerde bulundular. Böyle bir program için biletimi aldırıp İstanbul'a davet ettiler. Kabul etmedim. Bunlar, daha önce masonluğa karşıyken, sonra masonluğu öven açıklamalar yaptı. İsrail ile bu kadar yakınlaşmaları da soru işaretlerine neden oldu.

Türkiye'yi bekleyen üç tehlike var:

  1. Devlet dairelerinde yolsuzluklar.
  2. Örgütsel faaliyetler dışındaki siyasal Kürtçülük,
  3. Cemaatlerin siyasallaşması, tarikatların cemaatleşmesi. Kimse hukuk ve mali denetim dışında kalmamalı, kimse ‘Ben devlete sahip olacağım' dememeli.”

Yorum yaz