Gazeteci Sönmez: Bu kadar bölünmüş toplumlarda para ülke içinde kalmaz

Gazeteci ve ekonomist Mustafa Sönmez, Seyr-i Sabah programında ekonominin gidişatıyla ilgili görüşlerini aktardı. Sönmez, toplumun ortadan ikiye bölündüğünü, böylesine bölünmüş toplumların ülke içinde yatırım yapmaktan kaçındığını, parasını, işini ve hatta çocuğunun eğitimini yurt dışına çıkardığını dile getirdi.
Sitede oku

Dolar, haftanın son gününde 4.85 seviyesinde
Ekonomide seçim ateşiyle durulmayan sular seçim sonrasında da çalkantısını koruyor. Dolar, seçimden önceki seviyelerine gelmek şöyle dursun daha da yukarı çıkma eğiliminde. Ekonomist ve gazeteci Mustafa Sönmez, Seyr-i Sabah programında yaptığı değerlendirmede yeni kurulan hükümet ve atanan bakanların, başta yabancı yatırımcılar olmak üzere kimseye güven vermediğini, herkesin hala dolar ile güvenli liman aradığını dile getirdi. Sönmez, bu durumdan kurtulabilmenin yolunun her şeyi tek kişiye yüklemeyen bir devlet yapısı kurmak ve toplumu kutuplaştırmadan vazgeçmek olduğunu söyledi:

‘TÜRKİYE'YE PARA SATAN ÜLKELER 'BİR DUR BAKALIM' DEDİ'

"Mevcut ekonomik tablo maalesef kötü gözüküyor. Herkesin gözü döviz kurunda. Döviz kuru da barometre zaten. Dolar fiyatı 4.90 civarında. Oysa kabine oluşmadan önce 4.60 idi. Birdenbire bu kadar artması işlerin iyi gitmeyeceğini anlatıyor. Bunu güvensizlik ile açıklayabiliriz. Yeni bir hükümet kuruluyor aslında, belirsizliklerin kalkması gerekir. Ama kurulan hükümet yapılan seçim hem içerideki hem dışarıdaki aktörlere güven vermedi.

Borsada üç günlük kayıp yüzde 10'a dayandı
Buradaki sorun niye güvenilmiyor sorusunda yatıyor. Tek adam rejimi kuruldu. Yasama yürütme yargı tek elde toplandı. Ülkeyi yasalarla değil KHK ile yönetmek isteyen bir rejimden bahsediyoruz. Daha önemlisi kadrolaşmaya bakın. Bütün akçeli işler Berat Albayrak'a devrediliyor. Böyle şeyler eski dünyada olurdu. Türkiye'de bu olunca para satan uygar ülkeler bir dur bakalım diyorlar.

Berat Albayrak'ın kariyeri nedir, donanımı var mı? Bunu dünya da görüyor ve sorguluyor. Bu, sonuçta para sahiplerinin vereceği bir karar. Türkiye'deki yatırımlarından yavaş yavaş çekiliyorlar. İçerideki yatırımcılar da güvenmiyorlar. Onlar da liraya dönmeyip döviz satın alıyorlar. Böyle bir devlet yapısı kurar her şeyi tek kişiye yüklerseniz kimse güvenmez size.

IMF'den yeni hükümete ilişkin ilk açıklama
'YABANCI ÜLKELER, MERKEZ BANKASI'NIN BAĞIMSIZ OLMASINI İSTERLER'

Seçimlerden önce Londra gezisinde Erdoğan bir mülakat verdi. Merkez Bankası serbest olmayacak, biz kontrol edeceğiz bağlamında şeyler dedi. O zaman 4.40 olan dolar 4.90'a çıktı. Bu yabancı ülkelerin uluslararası finans kurumlarının anlayacağı işler değildir. Onlar Merkez Bankası'nın bağımsız olmasını isterler. Merkez Bankası'nın atması gereken adımları zamanında attırmadılar. Cumhurbaşkanı'nın böyle bir sicili var. Albayrak sonrasında ben öyle düşünmüyorum dese de kimse onlara inanmadı. Döviz artmış, enflasyon yükselmiş. Merkez Bankası'nın TL'yi cazip kılmak için faizi artırması lazım. Ama o zamana kadar kur yüksek gidecektir. Bu da ciddi tahribat yaratıyor.

Çok ciddi biçimde döviz cinsinden 180 milyar dolar borcunuz var. 50 milyar dolar da cari açığınız var. 230 milyar doları 12 ayda bulmanız lazım. Eskiden bu paraları bulmak kolaydı, paranın gideceği fazla yerler yoktu. Ama artık para pahalandı, istenen adrese gitmiyor. AK Parti, paranın çok olduğu dönemi tepe tepe kullandı ve sonsuza kadar böyle gidecek sandı. Kimse özel sektöre gidip borç alma sonra yarın sorun yaşarsın demedi. Şimdi herkes bu borcun altında eziliyor.
Herkes bankalara gidip borçları yapılandırın, ödeyemiyoruz demeye başladılar. Konut sektöründe de stoklar çok ciddi. Satılamayan evler bankaların kucağında kaldı. Koca Türk Telekom bankaların kucağına bırakıldı.

Parayı çok yüksek faizlerle bulabiliyorsun. IMF'de para var, kredi de daha ucuz ama babasının hayrına kullandırmaz bunu. Sizden daha dikkatli kullanmanızı ister. Kamu harcamalarınızı azaltmanızı isterler. Tarıma desteği, eğitim ve sağlık harcamalarınızı azaltın der. Türkiye IMF köprüsüne girmeden başka yollar bulabilirdi. Ama halk AKP'yi seçti. Ben tünelin ucunda ışık görmüyorum.

Darbe girişimi sonrası el konulan iki şirket, Türkiye aleyhinde Dünya Bankası'na başvuruda bulundu
'İŞLER DAHA KÖTÜYE GİDECEK'

Kağıt üstünde program ve hedefler var. Yabancı para sahiplerine önümüzde hedefler var demek için yapıyorlar bunu. Enflasyonu yüzde 5'e indireceğiz diyorlar. Cari açığı ve işsizliği indireceğiz diyorlar. Bize güvenin para getirin demek için yapıyorlar. Ayinesi iştir kişinin. Bu akşam Fitch bir karne verecek kredi değerlendirme kuruluşu olarak. Milletin lafa karnı tok. Bu Fitch gibi kuruluşlar hakem gibidir. Para sahipleri bunlara bakar hatta onlara rapor için para verirler. Bunlar da aldıkları paranın karşılığı olarak rapor yazarlar. Türkiye'nin notunu düşürünce yabancılar uzak duracak. Sadece yabancılara değil, içerideki yatırımcılara da güven vermiyorsunuz. Bankalarda 162 milyar dolar iç mevduat var. Öyle bir güvensizlik hakim ki bankada dövizi tutmasa da götürüp evde yastık altında tutuyorsunuz. Bu işler düzelmeyecek, daha kötüye gidecek.

Moody's'ten TCMB uyarısı: Kredi notu için olumsuz etki
'İŞİN ÇÖZÜMÜ TOPLUMDA BÜTÜNLÜK SAĞLAMAKTIR'

Bu işin çözümü toplumda bütünlük sağlamaktır. Toplumu kutuplaştırıp ikiye böldüler. Bizden olanlar ve olmayanlar dediler. Toplum bölününce buradan bir bütünlük çıkmaz. İnsanlar iş yaparken bile parayı bankaya koyup koymama konusunda bunu düşünüyorlar. Rejim toplumu kucaklamadı. Bundan tek çıkış toplumu kucaklayıp insanlara güven vermektir. Ekonomi dediğimiz şey sükunetle güven ister. Bu kadar bölünmüş bir toplumda para sahiplerini paralarını içerde tutmaz. Görünen ve görünmeyen şekilde herkes parasını yurt dışına götürüyor. Hali vakti yerinde olan insanların çoğu B planı yaptı. Dışarıya çıktı, dışarıda iş kurdu, çocuğunu dışarıda okutmaya başladı. Bu kadar parçalanmış bir toplum ekonomiyi toparlayamaz."

Yorum yaz