Sputnik'e konuşan Husi, "Yemen halkının gücü ve dayanıklılığı konusunda hiçbir şüphe yok zira tüm bu yıllar boyunca yabancı saldırganlığa direnebildiyse mücadelesini sürdürebileceği anlamına geliyor. Askeri bilim biliyor ki, ilk darbeye dayanmak savaşın yarısını kazanmak demek. Beklenmedik darbeyle stratejik öneme sahip tesisler devreden çıkarılabilir ve morale onarılamaz zarar verilebilir. Size şunu söyleyebilirim ki bu savaş yılları içinde Yemen Cumhuriyeti silahlı kuvvetleri tüm alanlarda deneyim sahibi oldu" dedi.
El-Husi, sözlerine şöyle devam etti: "Emperyalistlerin güçleri amaçlarına ulaşamadı ve bu durumda, daha önce Afganistan'da yaptıkları gibi terörist grupların yardımına başvurdu. Suriye'den Yemen kıyılarına kaçan teröristler bu amaç için çok uygun geldi. Böylece IŞİD, El-Kaide, Cancaviler (Sudan'da suç çeteleri), ABD'nin destek verdiği BAE, Suudi Arabistan'a hizmet etmeye başladı. Teröristler para, silah, eğitim ve gereken desteği alıyor. Bununla ilgili haberler dönem dönem BBC gibi küresel televizyon kanallarında geçiyor. Bu, tüm bölge ve dünya için gerçek bir tehdit".
Suudi Arabistan'a karşı İran füzelerini kullandıkları yönündeki haberleri reddeden El-Husi, "Eğer Yemen'de İran füzelerinin kullanıldığı yönünde Amerikalıların elinde delil olsaydı, (ABD'nin BM Daimi Temsilcisi Nikky) Haley bu Hollywood oyununu sergilemezdi (Haley, BM Güvenlik Konseyi toplantısında, Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'a atılan füzenin parçasını sergilemişti). Bu füzeler güya Patriot sistemleri tarafından engellenmişti ama bu sistem füzeleri bu kadar özenle mi yok ediyor? Koalisyon üyesi ülkeler kasıtlı olarak İran'ın güya Yemen'e füze sağladığı yönünde söylentiler yayıyor. Bu, Yemen'e karşı savaşı sürdürmek için bahane olarak kullanılıyor. Koalisyon ülkelerinin Yemen'i su, hava ve karadan engelledi. İran füzelerinin kaçak yollarla getirildiği yönündeki son söylenti dalgası Yemen limanlarına saldırılarla aynı zamanda geldi. Şimdi Hudeyda limanı için mücadele veriliyor ve tüm Yemen gemileri sayısız kontrollerden geçiyor, bazen onlara el konuluyor. Ülkeye basit ürünler sokulmazken bize füze ve silah nasıl gelebilir. Girişi yasak listesi 400 maddeden oluşuyor. Sonuçta bizim vatandaşlarımız, silahla hiçbir ilgisi olmayan bazı ilaçlar alamıyor. Amerikan medyasının güya füzelerin parçalara ayırıldığı, sonra ülkeye sokularak yeniden monte edildiği yönündeki haberler saçma. Maalesef Birleşmiş Milletler ve BM Güvenlik Konseyi, abluka gibi Yemen'e yönelik işlenen suçlar karşısında susuyor. Oysa bu abluka, halkımıza karşı soykırımın nedeni" ifadelerini kullandı.