‘STRATEJİK ORTAK KELİMELERİNİN İÇİ BOŞALTILDI'
"ABD-Rusya zirvesi çok önemli. Çünkü ABD'de seçim sonuçlarına hile karıştığı yönünde federal hükümetin yürüttüğü soruşturma var. Trump bir türlü bu soruşturma kancasından kurtulamadı. En başta Suriye'deki gelişmeler, İran, Kuzey Kore gibi başlıklar var. Bu kapsamda yüz yüze görüşmeleri dünya genelinde önemli yansımalar bulacaktır.
Türk-Amerikan ilişkileri daha önce ele aldığımız gibi bir bütün içinde değerlendirilmiyor, konu başlıklarına bakılıyor. Mesela Türkiye-Suriye hedeflerine bakılıyor gibi. ABD kendine göre konu başlıkları çıkarıyor. Türkiye işbirliğine yaklaşıyorsa yapılıyor bu. İlişkileri bir bütün olarak değerlendirme dönemi ABD için kapanmış durumda. Biz kimi kavramların içini çok boşalttık ama ABD de bunu yaptı. Stratejik ortaklık kavramının içi boşaldı mesela. Büyük başlıklar atıp içine bakma dönemi bu yüzden bitti. Ülkeler arasındaki olumsuz algı, iki tarafın katkılarıyla yapıldı. 'Stratejik ortak' kelimeleri için iki ülke aynı anda içini boşaltarak bozdu. Ama ABD de çok keyfi davranıyor. Avrupa'ya baktıklarında da çok keyfiler. Mesela İran ile nükleer denetim anlaşmasının lağvedilmesinde de bir keyfiyet var. Sadece Türkiye-ABD meselesi değil bu.
Mayıs sonunda ABD'deydim. Orada birinci sıraya oturmuş rahip Andrew Brunson yargılanması süreci var. Bu ABD kongresinde önemli bir noktaya geldi. ABD Dışişleri Bakanı (Mike Pompeo) bu rahiple aynı Evanjelik kiliseden geliyor. Brunson'ın tutukluluğunu çok önemsiyor. Evanjelikler ABD Kongresi'ni kuşatmış durumda. Biz bu işin dini kısmını hiç konuşmuyoruz. ABD'de dinin, Evanjelist kilisesi mensuplarının son derecede etkili olduğu bir tarz var. ABD'nin büyükelçiliği Kudüs'e taşımasında da Evanjelik bakış açısı rol oynadı. Algılar Türkiye Brunson'ı Fethullah Gülen'i almak için esir tutuyor yönünde. Yetkililer gerçekte büyük bir restleşme içinde mi bilmiyoruz.
Mike Pompeo, dışişleri bakanı, eski CIA başkanı Evanjelik. Bütün bu cemaat Brunson'ın kurtarılmasını birinci öncelik yapmış durumda. Adama burda bir şeyler olursa ABD'de ulusal anma günü düzenlenir. Bu bilinen her şeyin önüne geçti. Ben Türkiye'den bunun bu kadar önemli olduğunu anlayamamıştım. ABD'de gidince farkına vardım.
ABD tarafı S-400 konusunda ciddi görünüyor. ABD Dışişleri Bakanlığı bu satın alımları gündeme getirdi ve F-35 uçaklarını transferini durdurabileceğini söyledi. Askeri casusluk yapılabileceği söyleniyor. S-400 ile Rusların NATO sistemine girmesinden korkuluyor. Türkiye bu füzeleri sisteme sokmayacak diyor ama ABD'de füze içine konan bir çip Ankara üstünden geçerek NATO savunma sistemine sızabilir kaygısı var. ABD, Türkiye'nin konu hakkında söylediklerini duyuyorsa da olumlu bir adım henüz yok. Türkiye, Çin ile de anlaşma imzalamıştı. ABD çok yoğun bir baskı uygulayıp Türkiye'nin o füzeleri almasını engelledi. ABD, Rus füzeleri için aynı beklenti içinde.
Şu anda dış politikada açısından hiçbir şey 20 sene önce alıştığımız dinamiklerle gitmiyor. ABD o zaman da süper güçtü. Sonrasında 11 Eylül 2001'de uğradığı terör saldırıları sonucunda süper güç algısı çöktü çünkü askeri müdahaleden sonra demokrasi getirmedi. ABD başkanı da ayrı bir keyfiyette bir karakter çıktı. 'Ben öyle istedim, öyle oldu' diyor. Bizim daha önce konuştuğumuz tarzda bir dış politika yok. Yeni dünya düzeni yazılıyor. Herkes çıkarlarını korumak için adım atıyor. Güvenlik önemli bir kaygı oluyor ülkeler için."