Gazeteci Daloğlu: Türkiye–ABD ilişkilerinde Evanjelist kilisenin önemli rolü oluştu

Gazeteci Tülin Daloğlu, Türkiye–ABD ilişkilerinin geldiği noktayı Seyr-i Sabah programında değerlendirdi. Daloğlu, rahip Andrew Brunson’ın mensup olduğu Evanjelist kilisenin ikili ilişkiler içinde oldukça önemli bir rol oynadığına dikkat çekti.
Sitede oku

'ABD Kongresi, Türkiye’ye yaptırımdan vazgeçmese bile yaptırımları uygulayamaz'
Seçimlerin bitmesinin ardından iç ve dış politikada yeniden normalleşmeler başlandı. Önümüzdeki günlerde ABD ve Rusya arasında yapılacak ikili zirve özellikle bölgemizdeki Suriye ve Irak meselelerine farklı bir yön çizebilir. Gazeteci ve deneyimli dış haberler yazarı Tülin Daloğlu, ABD ile ilişkilerimizi ve bu ilişkilerin geleceğini Seyr-i Sabah programında değerlendirdi. Daloğlu ikili ilişkileri S-400 füzeleri, hapiste tutulan rahip Andrew Brunson ve Suriye bakış açısıyla farklı merceklerden inceledi:

‘STRATEJİK ORTAK KELİMELERİNİN İÇİ BOŞALTILDI'

"ABD-Rusya zirvesi çok önemli. Çünkü ABD'de seçim sonuçlarına hile karıştığı yönünde federal hükümetin yürüttüğü soruşturma var. Trump bir türlü bu soruşturma kancasından kurtulamadı. En başta Suriye'deki gelişmeler, İran, Kuzey Kore gibi başlıklar var. Bu kapsamda yüz yüze görüşmeleri dünya genelinde önemli yansımalar bulacaktır.

ABD'den vatandaşlarına: Türkiye'ye seyahati gözden geçirin
ABD'den Recep Tayyip Erdoğan'a gelen tebriklerden sonra dün akşam gelen seyahat uyarıları var. ABD vatandaşlarına Türkiye seyahat planlarını gözden geçirmelerini öneriyor. Terörizm ve keyfi göz altılar nedeniyle gözden geçirin diyorlar. ABD Dışişleri'nden seyahat uyarısı geldiğinde bütün yabancı ülkelerdekiler tedirgin oluyor. Avrupa'dakiler de gelmemeyi seçiyor. Kesinlikle gitmeyin dedikleri yer Türkiye'nin Suriye sınırındaki bölgeler. Marmaris'in koylarından değil, Doğu'dan bahsediyorlar. Türkiye'de terör saldırıları olmuştu, çok şükür büyük terör saldırısı ile karşı karşıya değiliz. Irak ve Suriye'de bitmek bilmeyen bir kaos var. Bu bitmedikçe Türkiye'ye bu saldırıların yansımaları olacak mı kaygısı var. ABD Dışişleri Bakanlığı bunları yayınladıkça sadece yabancılar değil, Türkler de oldukça korkuyor.

Türk-Amerikan ilişkileri daha önce ele aldığımız gibi bir bütün içinde değerlendirilmiyor, konu başlıklarına bakılıyor. Mesela Türkiye-Suriye hedeflerine bakılıyor gibi. ABD kendine göre konu başlıkları çıkarıyor. Türkiye işbirliğine yaklaşıyorsa yapılıyor bu. İlişkileri bir bütün olarak değerlendirme dönemi ABD için kapanmış durumda. Biz kimi kavramların içini çok boşalttık ama ABD de bunu yaptı. Stratejik ortaklık kavramının içi boşaldı mesela. Büyük başlıklar atıp içine bakma dönemi bu yüzden bitti. Ülkeler arasındaki olumsuz algı, iki tarafın katkılarıyla yapıldı. 'Stratejik ortak' kelimeleri için iki ülke aynı anda içini boşaltarak bozdu. Ama ABD de çok keyfi davranıyor. Avrupa'ya baktıklarında da çok keyfiler. Mesela İran ile nükleer denetim anlaşmasının lağvedilmesinde de bir keyfiyet var. Sadece Türkiye-ABD meselesi değil bu.

Pompeo: Türkiye'yle artık daha verimli müzakere sürecine girebiliriz
‘DIŞİŞLERİ BAKANI GÖZALTINDAKİ RAHİP KONUSUNDA ÇOK HASSAS'

Mayıs sonunda ABD'deydim. Orada birinci sıraya oturmuş rahip Andrew Brunson yargılanması süreci var. Bu ABD kongresinde önemli bir noktaya geldi. ABD Dışişleri Bakanı (Mike Pompeo) bu rahiple aynı Evanjelik kiliseden geliyor. Brunson'ın tutukluluğunu çok önemsiyor. Evanjelikler ABD Kongresi'ni kuşatmış durumda. Biz bu işin dini kısmını hiç konuşmuyoruz. ABD'de dinin, Evanjelist kilisesi mensuplarının son derecede etkili olduğu bir tarz var. ABD'nin büyükelçiliği Kudüs'e taşımasında da Evanjelik bakış açısı rol oynadı. Algılar Türkiye Brunson'ı Fethullah Gülen'i almak için esir tutuyor yönünde. Yetkililer gerçekte büyük bir restleşme içinde mi bilmiyoruz.

Mike Pompeo, dışişleri bakanı, eski CIA başkanı Evanjelik. Bütün bu cemaat Brunson'ın kurtarılmasını birinci öncelik yapmış durumda. Adama burda bir şeyler olursa ABD'de ulusal anma günü düzenlenir. Bu bilinen her şeyin önüne geçti. Ben Türkiye'den bunun bu kadar önemli olduğunu anlayamamıştım. ABD'de gidince farkına vardım.

NATO: ABD ile Türkiye'nin S-400 konusundaki anlaşmazlıklarını çözmesini umuyoruz
'ABD S-400 KONUSUNDA CİDDİ GÖRÜNÜYOR'

ABD tarafı S-400 konusunda ciddi görünüyor. ABD Dışişleri Bakanlığı bu satın alımları gündeme getirdi ve F-35 uçaklarını transferini durdurabileceğini söyledi. Askeri casusluk yapılabileceği söyleniyor. S-400 ile Rusların NATO sistemine girmesinden korkuluyor. Türkiye bu füzeleri sisteme sokmayacak diyor ama ABD'de füze içine konan bir çip Ankara üstünden geçerek NATO savunma sistemine sızabilir kaygısı var. ABD, Türkiye'nin konu hakkında söylediklerini duyuyorsa da olumlu bir adım henüz yok. Türkiye, Çin ile de anlaşma imzalamıştı. ABD çok yoğun bir baskı uygulayıp Türkiye'nin o füzeleri almasını engelledi. ABD, Rus füzeleri için aynı beklenti içinde.

Şu anda dış politikada açısından hiçbir şey 20 sene önce alıştığımız dinamiklerle gitmiyor. ABD o zaman da süper güçtü. Sonrasında 11 Eylül 2001'de uğradığı terör saldırıları sonucunda süper güç algısı çöktü çünkü askeri müdahaleden sonra demokrasi getirmedi. ABD başkanı da ayrı bir keyfiyette bir karakter çıktı. 'Ben öyle istedim, öyle oldu' diyor. Bizim daha önce konuştuğumuz tarzda bir dış politika yok. Yeni dünya düzeni yazılıyor. Herkes çıkarlarını korumak için adım atıyor. Güvenlik önemli bir kaygı oluyor ülkeler için."

Yorum yaz