Sputnik'in sorularını yanıtlayan Karamollaoğlu, 24 Haziran seçimlerini kazanması halinde Rusya ile ilişkilerde nasıl bir yol izleyeceğini anlattı.
Karamollaoğlu, "Rusya ile ekonomik ilişkilerin gelişmesini ilkesel olarak destekliyoruz. Bu, Ortadoğu ve diğer bölgeler için çok önemli. Özel önem verdiğimiz konulardan biri olan Rusya ile ilişkilerin gelişmesini istiyoruz. ABD, Türk ekonomisine ciddi yatırım yapmaktan kaçındığı için Rusya ile iş yapıyoruz. Rusya ile işbirliği hem Akkuyu Nükleer Güç Santrali hem de diğer projeler açısından önemli. Bu yönde daha da ileriye gideceğimize inanıyorum. Şüphesiz, Suriye'de işbirliği de devam edecek" ifadelerini kullandı.
Rusya'dan S-400 füze savunma sistemleri alımı hakkındaki görüşlerini paylaşan Karamollaoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bu konunun kapandığını söylediği anımsatarak Cumhurbaşkanı ile aynı görüşte olduğunu belirtti.
Karamollaoğlu, S-400 anlaşmasının uygulanmasından ve Rusya ile bu alandaki işbirliğinin gelişmesinden yana olduklarının altını çizdi. Karamollaoğlu'na ABD'yi Türkiye'nin NATO'daki güvenilir partneri ve müttefiki olarak görüp görmediği de soruldu.
ABD Başkanı Donald Trump'ın her sorunun çözümünde tek taraflı bir tutum sergilediğini, son derece dengesiz bir politika izlediğini ve Trump ile diğer liderler arasında güven unsuru bulunmadığını savunan Karamollaoğlu, ABD'yle ancak karşılıklı çıkara dayanan ilişkiler kurabileceklerini kaydetti.
NATO'nun Türkiye'nin ulusal güvenliğine ciddi bir katkı sunmadığını da belirten Karamollaoğlu, "Bu nedenle Rusya, İran, Suriye, Mısır ve diğer Arap ülkeleriyle ilişkilerimizi geliştirme niyetindeyiz. Örneğin; daha önce Şangay İşbirliği Örgütü'ne katılım gündeme gelmişti. Bu tür hususlar, yeniden gündeme getirilebilir" dedi.
'AB'YE ÜYELİK SÜRECİNİN DEVAM ETTİRİLMESİ MÜMKÜN DEĞİL'
Karamollaoğlu'nun AB'ye üyelik konusundaki görüşleri ise şöyle: "Günümüzde oluşan koşullarda ABD'ye üyelik sürecinin devam ettirilmesini mümkün görmüyoruz. AB, yerine getiremeyeceğimiz koşullar öne sürüyor. Örneğin; Kıbrıs'taki duruşumuzdan vazgeçmeyeceğiz. Brüksel'in bize dikte etmesini istemiyoruz. Kendi sorunlarımızı kendimiz çözeceğiz. Bunun yanında Avrupa ile ekonomik ve ticari ilişkileri devam ettirmeye ve pekiştirmeye karşı değiliz.