Ordu mitinginde konuşan İnce, kıraathane projesi üzerinden Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı eleştirmeye devam etti. "Ben kuantum diyorum, o kıraathane diyor. Gençler işsiz kalacaksınız ama kıraathaneye gelin diyor, çay beleş, kek beleş. Dün, kekin yanına çorba da ilave etti" diyen İnce'nin açıklamalarının satır başları şöyle:
- Bütün balkonlar dolu, yol boyu dolu. Böyle bir mitingi ilk kez görüyorum. Girebilenden çok giremeyen var. Bu dip dalgasını, bu milletin hep birlikte şahlanışını kimse durduramaz.
- Yalnız, şunu söyleyeyim, buradan Giresun'a gideceğim, oradan da Yalova'ya gideceğim. 40. günümde dedim şöyle bir ayaklarımı uzatayım, bayram namazından sonra köylüyle selamlaşayım. Şimdi Yalova'dan aradılar, bütün yollar kesildi dediler. Erdoğan gelecekmiş. Yav bu kadar korkmana gerek yok, Yalovalılara kefilim ben merak etme. Milletinden korkan Cumhurbaşkanı olmaz.
'KEKİN YANINA ÇORBA DA İLAVE ETTİ'
Ben kuantum diyorum, o kıraathane diyor. Gençler işsiz kalacaksınız ama kıraathaneye gelin diyor, çay beleş, kek beleş. Dün, kekin yanına çorba da ilave etti. Size hiç yalan söylemeyeceğim, Erdoğan gibi yapmayacağım.
Muharrem İnce Diyarbakır mitinginde selfie çekiyor, herkesin elinde Türk bayrağı var. Diyarbakır mitinginde kimsenin elinde Türk bayrağı yoktu diyor. Allahtan korkmaz, kuldan utanmaz, sen nasıl bir yalancısın? Bu ne! İstihbarata sormuş, gelen herkes HDP'liymiş. MİT 'Muharrem'i İzleme Teşkilatı' mı? Bu işe mi yarıyor? Sana doğru bilgi vermemişler, o meydanda AK Partili kardeşlerim vardı. MİT'in görevi mi, hem sen nereden biliyorsun insanları, fişledin mi Türkiye'deki herkesi? Sen yanındaki yaberleri bile doğru düzgün seçememişsin, yaverlerin FETÖ'cü çıktı. Bana istihbarattan söz ediyorsun. Darbeyi eniştesinden öğrenen adam istihbarattan bahsedemez.
'KILIÇDAROĞLU RAHAT, RAHATSIZ OLAN SENSİN'
Bay Muharrem diyor bana, bye bye Recep bye bye. Kılıçdaroğlu rahat, rahatsız olan sensin, gidici olan sensin. Birinci olamazsam siyaseti bırakacakmıymışım, daha maça yeni başladık. Bırakırım bye bye Recep, söz veriyorum ama bir şartla. Benim karşıma çık televizyonda, tartışalım ondan sonra. Kaçak güreşme, kaçma kaçma. Her yerde diyorsun ki, ben ustayım. Bana da çırak diyorsun, sen nasıl bir çakma ustasın ki çıraktan kaçıyorsun? Gel karşıma çık.BM'nin bir açıklaması var, 2.5 milyon Suriyeli daha gelebilir diyor. 4 milyona 40 milyar dolar harcadık. Erdoğan seçilirse yandık yandık. Dolar 8-10 TL olur, 2.5 milyon Suriyeli gelir. Yandık yandık. Bu ülkenin taze kana ihtiyacı var.
'VAKİT JÜBİLE VAKTİ, VAKİT TAMAM'
Vakit Türkiye vakti diyor, vakit jübile vakti. Vakit tamam. Erdoğan, vatandaşa kemer sıkacaksın diyor. Ben de diyorum ki hayır, kemeri devlet sıkacak. Saraya para vermeyeceğim, 40 milyar dolar Suriyelilere harcamayacağım. Kamu İhale Kanunu'nu 180 kez değiştirdiler, ne için? Çalmak için.Dış politikaya bakın. Kavga etmediği insan yok. Hepsinin bir bedelini ödedik. Rusya'yla kavga etti, turistler gelmedi turizmci çöktü. Domatesleri Rusya almadı, çiftçi çöktü.
Benim en büyük projem huzur. Kadın erkek, sağcı solcu, Türk Kürt, Alevi Sünni yok. 81 milyonu barıştıracağız. Betona değil, üretime yatırım yapacağız. Sonra bölüşeceğiz, adilce bölüşeceğiz.
'BİR BUZDOLABI BİR EVİ, BİR EV BİR KEKİ, BİR KEK BİR KIRAATHANEYİ, O KIRAATHANE DE SEÇİMDE BENİ KURTARIR DİYOR'
Milleti böldü, sendikaları böldü, üniversiteleri, şehitleri, gönülleri böldü. Hekimler, tükenmişlik sendromu var bizde, hastalarla ilgilenmek içimizden gelmiyor diyorlar. Mutlu bir ülkede bakacaksınız hastalarınıza! Öğretmen arkadaşlarım, çocuklarla daha çok ilgileneceksiniz. Çiftçi kardeşim, ürünün dalda kalmayacak. Esnaf arkadaşım, borçlarını yeniden yapılandıracağız. Halkbankası'nın yüzde 80'i seninle ilgilenecek.Şimdi ben meydanlarda "Bir çivi bir nalı, bir nal bir atı, bir at bir yiğidi kurtarır, bir yiğit bir ülkeyi kurtarır" diyorum; Erdoğan ne diyor? "Bir buzdolabı bir evi, bir ev bir keki, bir kek bir kıraathaneyi, o kıraathane de seçimde beni kurtarır" diyor.