Fox TV'de 'İsmail Küçükkaya ile Çalar Saat' programında gündeme ilişkin soruları yanıtlayan Kılıçdaroğlu, toplumun her kesimiyle, esnaf, çiftçi, muhtar, sanayici, tacirlerle özel toplantılar yaptıklarını, hepsinin kendilerini dinledikten sonra umutlarının arttığını anlattı.
Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Sayın Muharrem İnce, Allah nasip ederse 25 Haziran'da cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturacak. 1. veya 2. turda. Ama idealimiz bu yönde, şu anda bütün veriler 2. tura kalacağı şeklinde. Ama gerçekten bir dip dalga geliyor. Muharrem İnce 1. turda da cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturabilir. İkincisi ise Millet İttifakı'nın parlamentoda çoğunluğu elde etmesidir. Bu da olacaktır. Şu anki bütün veriler, Millet İttifakı'nın parlamentoda çoğunluğu alacağını gösteriyor. Değişik siyasi partiler bir araya gelip, demokrasi konusunda güç birliği yaptı. Farklı siyasi partilerin demokrasiyi, insan haklarını güçlendirmek, var olan sorunları parlamenter demokratik sistem içinde çözmek için bir araya gelmesi Türkiye'de bir ilk."
'MİLLET İTTİFAKI, İLKESİZ BİR İTTİFAK DEĞİL'
Kılıçdaroğlu, seçimden sonra Millet İttifakı'nın devam edip etmeyeceğinin sorulması üzerine, şu yanıtı verdi:
'EN GEÇ 48 SAAT İÇİNDE OHAL KALDIRILACAK'
"Bütün dünyaya şu mesajı vereceğiz, 'Biz yönümüzü demokrasiye çevirdik, OHAL'i kaldırıyoruz. Demokrasiyi güçlendireceğiz.' 'Kaldırıyoruz' (Cumhurbaşkanı Erdoğan) demiyor ama 'Neşter vurmayı düşünüyoruz'. Yani 'Ağırlaştırabiliriz' anlamına da gelebilir. 'OHAL'in kime ne zararı var?' diyor, o nedenle kaldırmayacağını söylemişti. OHAL'in herkese zararı var. 81 milyona OHAL'in zararı var. Türk lirası niye bu kadar değer kaybetti. Hiç kimsenin can ve mal güvenliği yok. Ben bunu söylediğim zaman kızıyorlar, havuz medyası, 'Vay efendim herkesin can ve mal güvenliği var' Bir kanun hükmünde kararnameyle herkesin mal varlığına el konulabilir, patron tutuklanabilir, savcıya, hakime talimat verilebilir."
'CUMHURBAŞKANI TARAFSIZ OLMAK ZORUNDADIR'
Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Partili bir cumhurbaşkanı tarafsız olamaz. Çift kişilikli insanlar sağlıklı karar alamazlar o nedenle bunlar ayrılmıştır. Cumhurbaşkanının tarafsız olmasının temelinde yatan amaç şudur, o mahkemeye hakim tayin edecek, onun için tarafsız olmak zorundadır. Bir partinin genel başkanı hakim tayin ettiği andan itibaren orada adalet sistemi çöker. Cumhurbaşkanı tarafsız olmak zorundadır, bütün siyasi partilere eşit mesafede olmak zorundadır, hiçbir partinin de üyesi olmayacak, bunun da yasaklanması gerekiyor, eskiden olduğu gibi. Cumhurbaşkanı tarafsızdır. Sayın Abdullah Gül, tarafsız bir cumhurbaşkanı. Şerefin ve namusun bu coğrafyada ne kadar değerli olduğunu hepimiz biliyoruz. Bir kişi 'ben şerefim, namusum üzerine tarafsız davranacağım' diye yemin ettikten sonra gidip partiye kaydolursa, şeref de namusu da ayaklar altına almış demektir."
'İMAM HATİPLER HİÇBİR ŞEKİLDE KAPATILMAYACAK'
Küçükkaya'nın sahurda imam hatiplilerle bir araya geldiğini aktarması üzerine Kılıçdaroğlu, son derece güzel bir program olduğunu belirterek, gençlerin siyaseten kendilerine dayatılan bir anlayışı reddettiğini söyledi.
'KADIN EĞİTİLDİKÇE TOPLUM DA EĞİTİLMİŞ OLACAK'
Kemal Kılıçdaroğlu, kız çocuklarının eğitimine ilişkin yöneltilen bir soru üzerine de kız çocuklarının okumasının çok önemli olduğunu dile getirerek, kadının eğitildikçe toplumun da eğitilmiş olacağını kaydetti.
Küçükkaya'nın, Çorum'un Güney köyünde bir öğrenciye burs verdiğini hatırlatması üzerine Kılıçdaroğlu, imam hatip lisesinde okuyan bir kız öğrenciye burs verdiğini, bu öğrencinin son derece başarıyı olduğunu ve kendisinin de bununla gurur duyduğunu ifade etti.
Kılıçdaroğlu, pek çok kişiye de burs verdiğini aktararak, zaman zaman sosyal medyada kendisine hakaret içerikli paylaşımlar yapanlara açtığı davalardan, bu kişilerin öğrencilere burs vermeleri koşuluyla vazgeçtiğini söyledi.
'MAN ADASI'YLA İLGİLİ SÖYLEDİĞİM HER ŞEY DOĞRU'
Hakkında açılan tazminat davalarına ilişkin yöneltilen sorular üzerine Kılıçdaroğlu, o davaların büyük bir kısmını üst mahkemelerde kazandığını söyledi.
Küçükkaya'nın "Man Adası'ndan mı bahsediyorsunuz?" sorusuna Kılıçdaroğlu, 'Evet' yanıtını vererek, şunları söyledi:
"Dekontları, Halk Bankası 'Bu dekontlar yanlıştır, bu dekontlar bizim bankamıza ait değildir' diyemiyor zaten. Orijinallerini verdik zaten savcılığa. MASAK'ın raporu var. O da bakıyor, para hareketlerinin hepsi doğru. Sonra Erdoğan da doğruladı bunu. 'Evet, 18 milyon dolarlık bir şirketi sattık.' dedi. Kime sattın? Sermayesi 1 sterlin olan bir şirkete. Yani naylon bir şirkete. O zaman şu soruyu sordum 'Peki bu hangi şirket?' Onun cevabını bu zamana kadar almış değilim. Şimdi bu hakim, deliller toplanmadan ki FETÖ'den önce atılmış, sonra tekrar göreve iade edilmiş, hemen oturuyor, 197 bin lira tazminata mahkum ediyor. Bu davayı kazanırım hiç önemli değil benim açımdan. Bu davayı kazanmamak mümkün değil zaten, delillerin hepsi çok açık, net. Hiç kimse bu deliller 'Doğru değildir, sahtedir' diyemiyor."
'ASLA İNANDIĞIMIZ YOLDAN DÖNMEYECEĞİZ'
"Korkutmak istiyorlar, sindirmek istiyorlar. Kimse konuşmasın, kimse bir şey yapmasın diye. Ama ne yaparlarsa yapsınlar biz asla ve asla inandığımız yoldan geri dönmeyeceğiz. İnandığımız yoldan geri dönersek bu ülkenin insanına katkı veremeyiz, cesaretlendiremeyiz. Biz davamızda haklıysak, söylediklerimizde haklıysak, söylediklerimizin tamamı belgeliyse sonuna kadar gideceğiz. Kayseri'de de bir sürü tazminat davaları açtılar, hepsini kazandık. Bir dava var onu da Anayasa Mahkemesi'ne, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne kadar götüreceğim. Bir yerde bir usulsüzlük, yolsuzluk varsa bunun üzerine gitmek benim görevim zaten."