‘ÖNÜNE GELENİ TUTUKLAYAN KİEV, MOSKOVA'YA BASKI UYGULAMAYA ÇALIŞIYOR'
Gazeteci Okay Deprem'e göre Ukrayna'da yaşananlar gözleri, Ukrayna Güvenlik Servisi'nin (SBU) faaliyetlerine ve yapmak istediklerine çevirdi. SBU'nun Vışinskiy'i tutuklamasının temel nedeninin Ukrayna iktidarının Moskova'ya baskı uygulama çabası olduğuna işaret eden Deprem "SBU'nun Vışinskiy'i tutuklamasının temel nedeni, Ukrayna iktidarının Moskova'ya pek çok araç ile birlikte bu kozu (veya kartı da denilebilir) kullanmak suretiyle baskı yapmaktır. Bir diğer ve daha somut bir deyişle ise, Rusya'nın elinde bulunan Ukrayna kökenli bir takım gazetecilere karşılık Vişinski'nin de aralarında olduğu ve Kiev yönetimi tarafından hâlihazırda benzer pozisyonda ‘rehin tutulan' Rusyalı veya Rus kökenli ‘gazeteci, aktivist ve politikacıları' takas etme hazırlığıdır" ifadelerini kullandı.
Kiev'in benzer taktiği Donbass'la olan esir değişimleri sürecinde de uyguladığını hatırlatan Deprem "Nitekim Ukrayna hükümeti aynı taktiği çoktandır Donbass ile olan esir değişiminde izliyor. Bölgedeki bağımsız cumhuriyetlerin silahlı kuvvetlerinin doğal yollarla ve çok fazla sayıda aldığı esir Ukrayna Ordusu mensubuna karşılık bir takas dengesi sağlamak adına Kiev rejimi; suçlu olsun olmasın, esir alınma değeri mevcut bulunsun bulunmasın, adeta önüne geleni tutuklamak suretiyle ancak, şu ana kadar gerçekleştirilen birkaç takası kotarabilmişti" ifadelerini kullandı.
Batı'nın Ukrayna'daki basın özgürlüğü ihlallerine sessiz kalmalarının Kiev'i cesaretlendirir nitelikte olduğunun altını çizen Deprem şöyle konuştu:
"Vışinskiy'nin özel konumundan dolayı ve geçenlerde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in de olaya dikkat çeken demecinden sonra, yakın vadede salıverilmesi durumu söz konusu olsa da durumu az çok benzerlik arz eden pek çok kişiyi ise bu açıdan, Ukrayna'da iktidar radikal bir şekilde değişmez ise, çok parlak bir gelecek beklemiyor açıkçası. Ukrayna elbette ki kendisine yönelik basın özgürlüğüyle ilgili eleştirilerle kesinlikle başa çıkamıyor. Ancak bunun şimdilik çok da önemli olmadığı söylenebilir. Çünkü normal şartlarda basın özgürlüğünü savunma şampiyonluğunu kimselere kaptırmayan belli başlı Batılı ülkelerin (Amerika, Almanya, Fransa, vs.) siyasi ve stratejik açıdan Rusya Federasyonu'na karşı Paraşenko idaresini desteklemelerinden ötürü bu konuya fazlasıyla sessiz kalmaları Ukrayna iktidarını fazlasıyla cesaretlendiriyor, bu gibi pervasız ve gayri meşru uygulamaları noktasında. Keza Avrupa ve ABD'nin tepkisi hususunda tersi bir durum ortada olsaydı, Kiev şu ana kadar yaptıklarının ve yapıyor olduklarının hemen hemen hiç birisini kolay kolay gerçekleştiremezdi…"
‘SBU AKLA HAYALE GELMEYEN, SPEKÜLATİF HAYAL MAHSULÜ İDDİALARLA MARJİNALLEŞTİRME TAKTİĞİ UYGULUYOR'
"Ukrayna Güvenlik Servisi (SBU), eylemlerini meşrulaştırmak ve kendisini haklı çıkarmak amacıyla Kirill Vışinskiy'e yeni suçlamalar yöneltmeye çalışır mı?" sorusuna ise Deprem şöyle yanıt veriyor:
"SBU Vışinkiy örneğinde olduğu gibi, benzer göz altı ve tutuklama olaylarında ve akabinde gelişen ‘yargılama' süreçlerinde akla hayale gelmeyen, spekülatif ve hayal mahsulü argümanları kullanarak zaten azami derecede bir marjinalleştirme politikası uyguluyordu. En son olarak, Rusya kökenli gazeteci Babçenko için önce ‘FSB tarafından suikast ile öldürüldü' denilip ardından bir sonraki gün ise bu sefer SBU tarafından kameraların önüne büyük bir şov eşliğinde getirilişi; adı geçen kurumun işi artık trajediden trajikomediye taşıdığının açık bir kanıtıdır. Bu şekilde de Batı dünyasında zaten çok da yüksek olmayan kredisini ve itibarını her geçen gün tüketmeye devam etmekte… Bu arada, Donetsk'teki komşumun yeğeni bu yılın başında, internetteki bir blog sitesinde yayınlanan iki makalesinden dolayı tutuklanmıştı. Benim araya girmem ile DNR tarafından esir değişim listesine dâhil edildi. Şu ana kadar tam 5 kere mahkemeye çıkartıldı ve hiç birinden de en ufak bir sonuç çıkmayarak, duruşmalar başlamadan bir sonrakine ertelendi. Kısacası şu ana değin ‘suçu' halen tam olarak bilinmiyor ve hükmü verilmiş değil yani yargı hükmü olmaksızın hapishanede tutulmaya devam ediliyor."
"Ukrayna'daki sürecin, gerçekleri saklamak için ortaya konan sistematik çabalar silsilesi olduğunun altını çizen Vatan Partisi milletvekili adayı ve Aydınlık Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İlker Yücel ise "Bir yerde gazetecilere baskı, gözaltı, tutuklama varsa; gazeteciler üzerinden bazı gerçeklerin perdelenmeye çalışıldığı kesindir. Çünkü gazeteciler, yarını yazar. Ve yarın Ukrayna'da hegemonya kurmak ve halkın iradesine el koymak isteyen kuvvetlerin bugün bunu yapmaya, gazetecilere yönelik müdahalelerle başlaması ve kamuoyunu baskı altına almaya çalışarak başlaması doğaldır. Amerika, istihbaratının kuvvetli olduğu yerlerde ve çeşitli istihbarat örgütleri üzerinden denetim yapabildiği yerlerde ilk önce gazetecilere yönelir. Malum biz de çok sayıda gazeteci cinayetinin yaşanmış olduğu bir ülkede yaşıyoruz."
Ukrayna Güvenlik Servisi'nin aslında bir ‘güvenlik teşkilatı' gibi çalışmadığına işaret eden Yücel "Ukrayna'daki bu olayda bahsi geçen kurumun sicili de belli. SBU, bir güvenlik kurumu olmaktan çok uzak, yasadışı işleri yürütmek için kurulmuş bir kurum. Aydınlık gazetesi ve Ulusal Kanal olarak yaptıkları bütün faaliyetlerin aslında belirli amaçlara yönelik olduğunu görüyor ve bu kurumun faaliyetlerini yakından takip ediyoruz. Amaç güvenlik sağlamak değil, hegemonya oluşturmak" dedi.
ABD'nin kaybeden taraf olduğunu ve ona bağlı küçük güçlerin de kaybettiğini savunan Yücel "Ukrayna'da yaşananları dünyadaki gelişmelerden bağımsız okuyamayız. Amerika, kaybediyor. Büyük güç kaybedince, ona bağlı olarak kaybeder. Amerika kaybediyorken, Ukrayna'nın, Suriye ve Ortadoğu'daki Amerikan piyonlarının kaybetmemesi ihtimal dahilinde değil. En son G7'de de gördük. Almanya ve Fransa, Avrasya'ya yöneliyor, Avrasya ülkeleriyle ekonomik ve siyasi ilişkilerini geliştiriyor. Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa'yı da elinden kaçırdı. Artık, bir Batı blokundan değil yalnızca ABD'den bahsedebiliriz artık" diye ekledi.