'BAZI ADIMLAR VATANDAŞA DEĞİŞİKLİĞİ HEMEN HİSSETİREBİLİR'
RS FM'de yayınlanan Yavuz Oğhan'dan Bidebunudinle programında konuşan Aydagül, AK Parti'nin temel vaadinin devamlılık olduğunu ifade ederken, CHP'nin ise uzlaşıyla reform yapmak istediğine dikkat çekti.
Eğitimdeki sorunların çoğunluğunun yap boz tahtasına çevrilmesi nedeniyle ortaya çıktığını ifade eden Aydagül, atılacak bazı adımların, vatandaşa değişikliği hemen hissettirebileceğini kaydetti. Aydagül, "Türkiye'nin öğrenme uçurumunun önüne geçilmesi için hemen adım atılabilir. Mevzuatı da büyük ölçüde hazır" diye konuştu.
'AÇ, SUSUZ, ŞİDDET GÖREN ÇOCUK ÖĞRENEMEZ'
27 Mayıs 1960'daki darbeden bu yana eğitimin tek bir merkezden yönetilmeye çalışıldığına dikkat çeken Aydagül, "Çocukların neye inanıp neye inanmayacağına, neyi sorgulayıp neyi sorgulayamayacağına ben karar vereyim. Bir grubu da iyi eğiteyim. Onlar da gelecekte memleketi yönetsin. Bu şekilde kervanı düzeyim diye düşündüler. 2002'de bu kervan devrildi. Bir süre sonra iktidar da 'Ben kendi kafama göre çocukları yetiştireyim' diye düşündü" diye konuştu.
'ORTAYA DEFOLU MALLAR ÇIKAR'
Mevcut üniversite yapısıyla bilimi takip eden, soran sorgulayan insanların yetiştirilemeyeğini ifade eden Aydagül, "Defolu mallar çıkar ortaya. Ülke olarak ve eğitimde son 5 yılda nasıl oldu da bu noktaya geldiğimizi anlayamıyorum. İçselleştiremeyeceğim kadar irrasyonal bir kutuplaşma ve akılsızlaşma var. İyi üniversitelerdeki bazı akademisyenlerin yazdıklarına bakıyorum. Onların yerine ben utanıyorum. O akademisyenin gelecek nesli eğitime kapasitesi yok" dedi.
'ÜLKENİN BATIŞ VE FELAKET REÇETESİDİR'
"Türkiye ne Kemalist ne dini ne de komünist eğitim modeline açık. Herkesin kendi mayası var. Herkes o mayayı korumaya çalışıyor. Durum böyleyken, 21. yüzyılda dindarlık gibi devrin gerçekleriyle sürekli çatışma halinde olan, İslamiyet gibi uyum konusunda sorunlu olan dindar nesil yetiştirme çabası olmayacak bir iş. Biz çocuklarımızın öğrenip öğrenmediğini tartışmak yerine, Allah'ın bir sözünü duvarda nereye asacağımızı tartışıyoruz. Bir müdürün okulu ileri götürüp götürmediğini tartışmak yerine, ilçe ve il milli eğitim müdürlüklerinde dini pratiklerini yerine getirip getirmediğini tartışıyoruz. Bu durum ülkenin batış ve felaket reçetesidir."