CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, AK Parti’nin 16 yıllık iktidarı boyunca dış politikadaki en büyük hatanın Suriye’de yapıldığını ifade ederek “Bir sorun var ki o sorunu AK Parti ve Erdoğan çıkardı, o da Suriye sorunudur. 2002 yılında Suriye diye bir sorunumuz yoktu. Erdoğan ve AK Parti, her zaman Ortadoğu’yu mezhep üzerinden okudu, yanlış okudu. Devletten devlete politika yapmadı, partiler, siyasi gruplar, kliklerle ilişki kurdu. Yanlış Ortadoğu politikaları izlendi. Biz, dış politikayı ulusal çizgisine yeniden oturtacağız” dedi.
'KUR DA NEYMİŞ GİBİ SÖZLER GAYRICİDDİ, ÜLKEYE YAZIK OLUYOR'
İnce, son dönemde ekonominin ana gündem maddesini oluşturan Türk Lirası’nın dolar ve euro başta olmak üzere yabancı para birimleri karşısında değer kaybetmesiyle ilgili hükümetten gelen açıklamaları eleştirerek “Kur da neymiş,’ ‘Dolar dolsa ne olur, dolmasa ne olur,’ ‘Kurun yükselmesini tanımıyorum.’ Biri Erdoğan’ın, biri Yıldırım’ın, biri Zeybekçi’nin sözleri. Bunlar gayrıciddi sözlerdir. Ekonomi yönetimi böyle olmaz. Çok yazık oluyor ülkeye. Bir duvara toslamak üzereyiz” dedi.
'EKONOMİDE DÜNYAYA GÜVEN VEREN YÖNETİM ANLAYIŞI OLACAK'
'DIŞ MİHRAKLAR DENİLEREK HALK KANDIRILIYOR'
İktidardan gelen Türk Lirası’nın değer kaybının dış müdahaleden kaynaklandığı yönündeki açıklamaları da eleştiren İnce, “Halkı kandırmaktadır Sayın Erdoğan; dış mihraklar, üst akıl… Soruyorum şimdi, bu üst akıl kim? Üst aklı ortak bir akılla yenmek ister misin? Gel ortak bir akılla bu üst aklı yenelim. Beraber olalım. Bir diğeri; bizi batırmak istiyorlar. Kim bizi batırmak istiyor, Batılılar. Türkiye’nin 450 milyar dolar borcu var. Bunun 320 milyar doları son 16 yılda olmuş, yani AKP döneminde olmuş. Yani bizden 450 milyar dolar alacakları var. Sizin bir şirketten 450 milyar dolar alacağınız olsa o şirketi batırmak ister misiniz? İstemesiniz, çünkü alacağınızı tahsil etmek istersiniz. Bunları doğru okumak lazım. Ekonomi ciddi bir iştir; ayaküstü açıklamalarla, sırf sokak ağzıyla ekonominin konuşulmaması lazım. Hiç merak etmeyin; önümüzdeki süreçte mahkemelerine güvenilen bir Türkiye, hukuk devleti olan bir Türkiye, yargısına saygı duyulan bir Türkiye yatırımcıya da güven verecektir ve yatırımcı bundan korkmayacaktır. Bu güven ortamını sağlayacağız” dedi.
İnce, “Muharrem İnce’nin ekonomi kurmayları kim olacak?” sorusuna ise “24 Haziran’da seçildiğimde 25 Haziran’da tanıyacaksınız, ikinci tura kalırsa yine hemen ilk günde tanıyacaksınız. Bazıları halen devlet memuru, onları riske atmak istemiyorum” yanıtını verdi.
İnce, “Seçimden sonra ciddi kemer sıkmaya gidilmesi gerekiyor yorumları yapılıyor, siz buna katılıyor musunuz?” sorusu üzerine de şöyle konuştu:
“Kemer sıkma olacak ama halk kemer sıkmayacak, devlet kemer sıkacak. Nedir bunlar? Birincisi saray, daha sonra Suriyelilere harcanan para, korumalar, uçaklar, debdebe, şaşaa, gösterişli sofralar, bütün bunlar devletin sıkacağı kemerin nereden sıkacağını göstergesi, buradan görülüyor zaten. Daha başkası da var; uçuş garantisi veren havaalanları, hasta garantisi verilen hastaneler, geçiş garantisi verilen köprüler. ‘Bizi dolarla terbiye etmeye çalışıyorlar’ diyor. Pekiyi dolar üzerinden garantiyi ben mi verdim? Dolar üzerinden garanti veriyorsun, sonra ‘beni dolarla terbiye etmek istiyorlar’ diyorsun. O zaman sen, seni terbiye etmek isteyenlerin ortağı mısın? Buradan başlarsak sorunu çözebiliriz diye düşünüyorum. Garantilerin hepsini yeniden gözden geçireceğiz. Tabii iş dünyasının bizden çekinmelerini istemem. Ama şunu bilmelerini isterim; örneğin şeker fabrikasını almış birisi. Onun şeker fabrikasını ne yapacağını görmemiz lazım. Yeni yatırımlar yapmak istiyorsan gel sana yardımcı olalım, bürokrasi engeline takılma. Ama şeker fabrikalarının çarçur edilmesine göz yumamayız.”
'ERDOĞAN’A KÖPRÜ YAPTIĞI İÇİN TEŞEKKÜR EDECEĞİZ AMA NEDEN PAHALI YAPTIĞINI SORGULAYACAĞIZ'
Esnafın da şirketlerin de çiftçinin de borçlarını yeniden yapılandırma vaatleri olduğunu ifade eden İnce, “Bakın geçtiğimiz günlerde bir medya kuruluşu el değiştirdi, 1 milyar dolar kredi verdi Ziraat Bankası. Ziraat Bankası bunu şirketlere verseydi, bin şirkete teker teker 4.5 milyon TL kredi verebilirdi. Onu vermek yerine bir kişiye verdi. Biz onu bin kişiye veririz bir kişiye vermek yerine, bu bakış açısıyla ilgili bir durum. Bizim siyasete bakış açımız bu şekilde” dedi.
AKKUYU SORUSUNA 'DEVLETTE DEVAMLILIK ESASTIR' YANITI
'AK PARTİ VE ERDOĞAN, ORTADOĞU’YU HEP MEZHEP ÜZERİNDEN OKUDU'
İnce, “AK Parti iktidarının dış politikada yapığı en büyük hatasının ne olduğunu düşünüyorsunuz?” sorusu üzerine şöyle konuştu:
“Türkiye’de 2002’de AK Parti iktidara geldiğinde Türkiye’nin bir Irak sorunu vardı, Kürt sorunu vardı, terör sorunu vardı, işsizlik sorunu vardı. AK Parti bu sorunları kucağında buldu, kendisi çıkarmadı. Ama bir sorun var ki o sorunu AK Parti ve Erdoğan çıkardı, o da Suriye sorunudur. 2002 yılında Suriye diye bir sorunumuz yoktu. Erdoğan ve AK Parti, her zaman Ortadoğu’yu mezhep üzerinden okudu, yanlış okudu. Devletten devlete politika yapmadı, partiler, siyasi gruplar, kliklerle ilişki kurdu. Yanlış Ortadoğu politikaları izlendi. Biz, dış politikayı ulusal çizgisine yeniden oturtacağız.”
'RUSYA İLE İLİŞKİLERİMİZİ FEVRİ ÇIKIŞLARLA ZORLAŞTIRMAMALIYIZ'
İnce, Rusya ile ilişkiler konusunda da “Rusya ile Soğuk Savaş döneminde bile ilişkilerimizi tamamen sıfırlamamıştık. Rusya ile ilişkilerimizi fevri çıkışlarla, ekonomimizi zora sokacak davranışlarla zorlaştırmamalıyız. Ulusal güvenlik çıkarlarımızı, ekonomik çıkarlarımızla örtüştürmeliyiz” diye konuştu.
İnce, “AB ile üyelik süreci fiilen durmuş durumda. Seçilmeniz durumunda AB ile ilişkileri rayına sokmak için neler yapacaksınız, bu konuda adım atacak mısınız?” sorusu üzerine “Türkiye’de insanımızın özgürleşmesi, ülkemizin demokratikleşmesi AB’nin beklentisi olsun ya da olmasın, orası çok umurumda değil. Bizim insanımız onu hak ediyor. Türk insanı özgür, demokratik, zengin bir ülkede yaşamayı hak ediyor. Onlar istediği için değil; bunu biz de istiyoruz” dedi. Geçen hafta AB Büyükelçileriyle iftarda bir araya geldiğini, AB Büyükelçilerine “Türkiye’de AB karşıtları var, sizin ülkelerinizde de Türkiye karşıtları var. Biz AB karşıtlarına teslim olmuyoruz, siz niye Türkiye karşıtlarına teslim oluyorsunuz? Bu ülkede benim gibi düşünen, hukuk devletine inanan, demokrat, özgürlükçü milyonlar var. Gelin beraber olalım. Ama siz tek dinli bir yapı olmak istiyorsanız ona bir şey diyemem. Ama seküler bir yapı olmak istiyorsanız bize ihtiyacınız var” dediğini aktaran İnce, “Adımın kimden gelmesi meselesine gelirsek, o tür komplekslerimiz yok. Biz adım atarız, hiç sorun değil o. AB’ye girmek istiyoruz, Avrupa çağdaşlaşmasının bir parçası olmak istiyoruz. Bu sadece Muharrem İnce’nin bir görüşü değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin devlet politikası bu, onyıllardır böyle. Türkiye, Erdoğan ve arkadaşlarından ibaret değil, benim gibi düşünen milyonlar var. AB ile ilişkilerimizi en kısa sürede düzelteceğimize inanıyorum. İster o fasılları açsınlar, ister açmasınlar. Biz doğru bildiğimiz demokratikleşme hamlelerini gerçekleştiririz zaten.” diye konuştu.
İnce, Türkiye-Almanya ilişkileriyle ilgili bir soru üzerine “Almanya ile ilişkilerimizin çok özel önemi var tabii. En fazla vatandaşımız yurtdışında Almanya’da yaşıyor. Efelenmelerle, medyatik açıklamalarla, radikal çıkışlarla, ayaküstü sohbetlerle politika belirleyemeyiz. Meydanlarda ‘Ey Merkel, ey Almanya’ sloganlarıyla Almanya ile ilişkilerimizi düzeltemeyiz. Biz, cumhuriyetin kuruluş ayarlarında olduğu gibi Atatürk’ün ‘Yurtta barış, dünyada barış’ ilkesiyle tutarlı, kararlı bir dış politikayla Almanya’yla ilişkilerimizi de düzelteceğiz” dedi.
'ALMANYA’DA MİTİNG YAPMAK İSTERİM, AMA İZİN VERMEZLERSE ZORLA GİDECEK HALİMİZ YOK'
'YÖNÜMÜZ BATI’DIR'
İnce, “Dış politikada ana parametreleriniz ne olacak?” sorusuna da “Bizim yönümüz Batı’dır, yöntemimiz demokrasidir, yönetim şeklimiz güçlü bir lider ve liyakatli bir ekiptir” yanıtını verdi.
İnce, “Türkiye’deki hukukun durumunu nasıl görüyorsunuz, Türkiye bir hukuk devleti mi? Cumhurbaşkanı olursanız neyi değiştirirsiniz?” sorusu üzerine “Türkiye bir hukuk devleti değil artık. Türkiye’nin mahkemelerine güven dip yapmış durumda. Buna kimse inanmıyor, AK Partili de inanmıyor, CHP’li de inanmıyor, Avrupalı da inanmıyor. Bizim yargıyı yeniden tasarlamamız lazım, evrensel kuralların olduğu, bağımsız mahkemelerin olduğu, Cumhurbaşkanı ile çay toplamayan bir yargı. Bunu gerçekleştireceğiz, kimsenin şüphesi olmasın. Bağımsız bir yargı düzeni kurmadan Türkiye’nin ekonomisini düzeltmek mümkün değildir, önce bunu kuracağız” dedi.
Son atamalarda daha önce AK Parti yöneticiliği yapmış olan avukatların hakim olarak atandığını anımsatan İnce, “Bir partinin il başkanlığını yapmış biri yargıç oluyorsa onun adalet dağıtması mümkün değil. Hakimler Kurulu ayrı, Savcılar kurulu ayrı olacak. Adalet Bakanı ve Müsteşarı orada olmayacak. Bunu yaparken, gazetelerdeki haberleri hatırlıyorum, ‘Yargıtay’da şu kadar sosyal demokrat var, şu kadar ülkücü var, şu kadar muhafazakâr var’ diye. Bunlar utanç verici haberlerdi. Yüksek yargıçların kimliklerini bilmeyeceğiz biz, onlar yargı dağıtacaklar. Bunu gerçekleştireceğiz. Bunu yapamazsak diğer sorunların hiçbirini çözmemiz mümkün değil” diye konuştu.
'RESTORASYON SÜRECİNDEN SONRA PARLAMENTER SİSTEME GEÇECEĞİZ'
'RÖVANŞ PEŞİNDE DEĞİLİM'
İnce, “Erdoğan dönemiyle hesaplaşmak için örneğin Yüce Divan’ı çalıştırma gibi hukuki bir adım atmayı düşünüyor musunuz?” sorusuna “Hayır. İntikam, rövanş peşinde değilim, toplumu barıştırma peşindeyim. Adil bir yargı düzeni kurarız, elimize gelen dosyaları yargıya teslim ederiz. Yargı ne yaparsa başımızın üstündedir. Özel bir kinle, nefretle, rövanş duygusuyla hareket etmeyiz” yanıtını verdi.