Kılıçdaroğlu, Eskişehir Ticaret Odasını (ETO) ziyaretinde yaptığı konuşmada, devlet ile vatandaş, hükümet ile vatandaş arasındaki güveni yeniden inşa edebileceklerini kaydetti.
Bu inşayı yapmanın yollarının olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
- 24 Haziran'dan sonra şunu yapacağım diyorlar. İktidar bunu neden söylüyor? Niye şimdi yapmıyorsunuz, imkanınız var.
- Siyaset kurumu toplumu kandırmaya başlarsa güven kaybeder. Siyaset kurumu toplumun gözünde büyük güven kaybetmiştir. Siyasetçiye duyulan güven yerlerde sürünüyor. Bunun nedeni de şu, söylemle eylem arasında derin bir farklılık var.
'BİZ ÖZGÜRLÜĞÜ, DEMOKRASİYİ SAVUNUYORUZ'
Devlet ile vatandaş arasında güveni yeniden inşa edebiliriz. Bu inşanın yolu ne? Bu güveni nasıl sağlayacağız? Bunun dünyada bilinen tek yolu demokrasidir. İkinci yol da şu: Öyle güçlü bir demokrasi oluşturmalıyız ki hiç kimse can ve mal güvenliğinden endişe duymayacak. Biz özgürlüğü, demokrasiyi savunuyoruz. Bir arada özgürce yaşamak istiyoruz. Düşüncelerimiz farklı olabilir, farklı söylemlerimiz olabilir ama ülkede huzur içinde yaşamayı istiyoruz. İş dünyası için de bu önemli. İş dünyasının da demokrasi için ortak mücadele vermesi lazım. Ekonomide geldiğimiz nokta iç açıcı değil.
'VATANDAŞ DÜŞÜNCELERİNİ İFADE ETMEKTEN KORKUYORSA O ÜLKEDE TİRANLIK VARDIR'
- Thomas Jefferson'ın sözlerinden bahsetmiştim, "Bir ülkede bir vatandaş düşüncelerini ifade etmekten korkuyorsa o ülkede tiranlık vardır demektir, hükümet halkından korktuğu zaman ise özgürlük vardır."
TÜRK LİRASI GÜNEŞ GÖRMÜŞ KAR GİBİ ERİYOR'
Türk lirası güneş görmüş kar gibi eriyor. Değerini kaybediyor. Dünyada en çok değer kaybına uğrayan Türk lirası. Dünyada en yüksek faizle borçlanan ülke Türkiye. Demek ki bir şeyler yanlış gidiyor. Bir yerde bir hatamız var. Bu hatayı hepimizin görmesi ve düzeltmesi lazım. 10'u aşkın vergi affı çıktı. Niye vergi affı çıkar? Vatandaş gösterdiği beyanı ödeyemiyor. Bu hep böyle mi gidecek? Vergisini düzenli ödeyen var. Onu cezalandırmış oluyorsunuz. 'Adalet' denen kavramın da içini boşaltmış oluyorsunuz.
'TEKNOLOJİ LİSESİ ÖĞRENCİLERİ MEZUN OLDUĞUNDA İŞİ HAZIR OLACAK'
- Bu teknoloji lisesi bütün organize sanayi bölgelerinde o bölgenin özelliğine göre kurulacak. En az 6 yıl ve yatılı olacak. Çocuklar ailelere hiç yük olmayacaklar. Okulundan mezun olduğunda işi hazır olacak. Stajı yaptığı dönemde onun sosyal güvenlik primlerini Milli Eğitim Bakanlığı ödeyecek, çünkü kendi öğrencisi. Müfredat açısından yönetimi Milli Eğitim Bakanlığına, donanımı organize sanayi bölgelerine ait olacak, beraber yönetecekler. Bizim dışımızda bu kadar açık, net ve somut güzel sonuçlar doğuracak projeyi başka bir siyasi parti açıklamadı.
'HANGİ ANNE BABA ÇOCUKLARINI NİTELİKSİZ OKULLARA GÖNDERMEK İSTER'
Önümüzdeki 50-100 yılı planlayamazsak Türkiye bilgi çağını kaçırır. Hızlı bir değişim ve dönüşüme ihtiyacımız var. Bunu yapacak olanlar da bu ülkenin insanlarıdır. 16 yılda geldiğimiz nokta burada. Hangi noktaya geldik? Çocuklarımızın yüzde 90'ı Milli Eğitim Bakanımızın ifade ettiği şekliyle, 'niteliksiz okullara' gidiyor. Hangi anne baba çocuklarını 'niteliksiz okullara' göndermek ister? Bizim çocuklarımız neden 'niteliksiz okullara' mahkum? Neden üniversitelerimiz yeteri kadar bilgi üretmiyor? Neden aykırı düşünen bir bilim adamı kararnameyle kapının önüne koyuluyor?
'BEYİN GÖÇÜ TERSİNE ÇEVRİLMEK ZORUNDA'
- Türkiye beyin göçünü tersine çevirmek zorunda. Bizim insanlarımız geleceklerini Batıda değil bu ülkede aramalılar. Aziz Sancar Amerika'da değil Türkiye'de çalışmalarını yürütmeli. Bilime sırtımızı dönemeyiz. 16 yıldır beton ekonomisi yürütüyoruz. Artık üretim ekonomisi, üretmek zorundayız.
Türkiye bölgesinde lider olmak zorundadır. Sadece Ortadoğu'yu kastetmiyorum. Kafkasların da Balkanların da lideri olmak zorundadır. Türkiye'nin bu potansiyeli var. Beyin göçünü tersini çevirmek zorundayız. Bizim insanımız geleceği bu ülkede aramalıdır. Onlara her türlü bilimsel altyapıyı hazırlamalıyız. Her türlü aylığı vermeliyiz. Bilime sırtımızı dönemeyiz. Bilim geliştirmek zorundayız. 16 yıldır yürüttüğümüz tek ekonomi var, beton ekonomisi. Bol miktarda inşaat yaptık. İnşaat bitiyor, adamlar işsiz. Artık üretim ekonomisi olmalıdır. Üretmek zorundayız. Katma değeri yüksek ürünler üretmeliyiz. Dünyada söz sahibi olmamız için.Herkes oturup Türkiye'nin geleceğini, çocuklarını düşünmeli. Bu coğrafyayı hepimizin huzur içinde yaşadığı bir barış denizine dönüştürmek mümkündür. Bizim Merkez Türkiye Projesi'nin temeli de budur. Hepimizin 24 Haziran'da sandığa giderken düşünmesi lazım. Hepimizin sorumlulukları var. Teknoloji çağını Türkiye kaçırırsa bir daha zor yakalar. Kaçırmamamız lazım.
- Ortadoğu Barış ve İşbirliği Teşkilatı kuracağız. Türkiye, İran, Suriye, Irak'tan oluşacak. Hiçbir ülkenin iç işine müdahale etmeyeceğiz, ekonomimizle o ülkelerde olacağız. Türkiye'yi 5 yılda dolara boğacağız. Esad'la niye kavga ediyoruz, Irak'la niye kavga ediyoruz, AB ile niye kavga ediyoruz? Burada da Türkmen, Kürt, Ezidi var orada da var. Niye kavga ediyoruz? Egemen güçler dayattığı için.