Ankara'da basın toplantısı düzenleyen cumhurbaşkanı adayı Akşener, seçilmesi durumunda ekonomi alanında yapacaklarını şu ifadelerle açıkladı:
Cumhurbaşkanı olup göreve geldiğimizde ilk 100 gün içerisinde, hiç vakit kaybetmeden Türkiye Dayanışma Fonu'nu kuracağız.30 Nisan 2018 itibariyle borçları yasal takibe ya da yakın takibe alınmış olan, ve de borçları tahsilat şirketlerine satılmış olan 5 milyon vatandaşımızın tüketici kredisi, kredi kartı ve kredili mevduat hesaplarından doğan borçlarını satın alacağız. Değil borcunu ödemek, evine ekmek, çocuğuna süt bile götürmekte zorlanan işsiz kardeşlerimizi, tam rahat edeceği yaşlarda borç krizi içinde debelenen emeklilerimizi bu yükten kurtarmak boynumuzun borcudur.
Yine borçları bu durumda olan, düşük gelirle çalışan vatandaşlarımızın, ve öğrencilerimizin borçlarının en az yüzde 80’ini sileceğiz. Kalan borçlarını faizsiz 10 yıla kadar taksitle ödeyebilecekler. Ayrıca şehit ve gazi ailelerinin bu durumdaki tüm borçlarını sileceğiz. Vatan onlara çok şey borçludur. En azından bunu yapalım. Türkiye Dayanışma Fonu için bir defalık harcayacağımız 8 milyar lira, 2018 bütçe harcamalarının yaklaşık yüzde 1’ine denk geliyor. Yani, Mehmet Şimşek’in taşıt ve hizmet binası kiralamaları için zamanında, “fındık-fıstık parası” dediği rakam kadar.
Bazıları da diyebilir ki, 'Borcunu zamanında ödeyen vatandaşlarımıza haksızlık olmayacak mı? Neden onlar, borcunu ödemeyenlerin yükünü paylaşsın?' Türk milleti, en zor koşullar altında bile, 1950'lilerin başına kadar, Osmanlı'dan kalan Düyun-u Umumiye borçlarını son kuruşuna kadar ödemiştir. Milletimizin borcuna sadakati en üst seviyededir. Ama büyük çoğunluk, her geçen gün ağırlaşan ekonomik şartlar, işsizlik, düşük ücretler ve hayat pahalılığı altında borçlarını ödemekte zorlanmaktadır. En temel ihtiyaçları için bile borçlanmak durumunda kalmışlardır. Bu durum tam bir sosyal facia ve yıkıma neden olmaktadır. Kapısına haciz memuru dayanan insanlarımız madden ve manen büyük bir yıkımla karşı karşıya kalmıştır. Bu vatandaşların içinde kötü niyetli, sorumsuz kişiler de yok mudur? Elbette vardır. Ancak 5 milyon insanımıza sorumsuz ve kötü niyetli demek, ne ahlaken ne de vicdanen doğru değildir. Ayrıca bu durumda olan vatandaşlarımıza toplum olarak yardım elini uzatmak boynumuzun borcudur. Devlet nasıl ki zor durumda olan şirketlere yardım elini uzatıp, Kredi Garanti Fonu aracılığıyla 15 milyar TL'lik bir zararı üstlenmişse, zor durumda olan vatandaşlarımıza da yardım etmek durumundadır.
Biz, bütçedeki israf ve yandaşlara peşkeş çekilen paranın küçük bir bölümüyle 4.5 milyon vatandaşımızı bu borç yükünden kurtaracağız. Bunu da, bütçeye tek kuruş ek yük getirmeden, bütçe harcama tercihlerimizi değiştirerek ve bu peşkeşleri, bu savurganlığı keserek yapacağız. Şunun kesinlikle bilincindeyiz ki ilave borçlanma ile yapılacak bir iyileştirme fayda sağlamaz.Size söz veriyorum 25 Haziran sabahı sizi bu yükten kurtaracağım. Borç kaderiniz değil. Sileceğiz. Kurtulacaksın.