Dünya giderek kirleniyor. Atmosferde sera gazlarının oranı artıyor ve giderek daha çok ısınıyoruz. İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği Başkanı Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu, bu alanda atmamız gereken adımları Yeni Şeyler Rehberi programında değerlendirdi:
- Yaşarken iki ayak izi bırakırız: Karbon ve su ayak izleri. Ayakkabı numaramızı değiştiremeyiz ama karbon ve su ayak izlerimizi değiştirebiliriz. İnsanoğlunun refahı için çalışılırken sera gazları salınıyor. Her bir ürün için karbon ayak izleri oluşmakta. Burada hem bireye hem endüstriye görevler düşüyor. Son 15 yılda özellikle sanayinin ilgisi buna giderek artıyor.
- Biz sabah uyanmamızdan itibaren kaynaklarımızı tükettikçe dünyamızın üstüne yük bindiriyoruz. Bize düşen bunları azaltmaya çalışmak.
- Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'ni imzalayarak ülkeler taşın altına elini koymaya çalışıyorlar. İklim anlaşmaları yapılıyor ülkeler arasında. En son Paris Anlaşması'nı duyduk. Ülkeler bu anlaşmada şunu dedi: ‘Biz sera gazlarını saldıkça küresel ısınma artıyor. Önce bizim bu gidişata dur dememiz gerekiyor'. Bununla ilgili eylemlere başladılar.
- Tüm ülkeler yaptığının bedelini ödemek durumunda. Endüstrinin en çok arttığı ülkeler zararlı gazları en çok salan ülkeler. Bizim gibi ülkeler de gelişirken karbon ayak izini yönetmek durumundayız. Çok büyük nüfuslu endüstrisi büyüyen Çin gibi bir ülke 2020 yılı için koyduğu hedefi şimdiden tutturdu.
- Biz sera gazı salınımımızı yüzde 21 oranında azaltma kararı aldık. Bizde Ankara, kamu ve sanayimiz hazır. Ama bunu herkese yaymamız gerekiyor. Çünkü herkesin yapabileceği bir şey var. Bu dünyaya çok yük bindiriyoruz. Eğer küresel ısınma 4-5 derece artsa dünyanın başına çok kötü şeyler gelecek.
- Son üç ayda İstanbul'a kar düşmedi. Bahar geldi. Vatandaş sevindi, yakıt sarfiyatı azaldı ama bundan bizim üzülmemiz gerekiyor. Tarım nasıl etkilenecek bunu anlamak lazım. Eskiden Saatli Maarif Takvimi vardı. Fırtınalar, cemreler gibi anonim bilgiler vardı. Buna göre tarım yönlendirilir evler temizlenip badana yapılır. Ama iklimini değiştirerek bunları değiştirdi. Dünyada sular yükseliyor. Pek çok Pasifik ülkesi sular altında kalacak. Anadolu'da kuraklık olacağı öngörülüyor.
- ABD Başkanı Donald Trump, Paris Anlaşması ile ilgili atıp tutuyor. Aslında ABD iklim değişikliğiyle eyaletler ve sanayisiyle mücadele ediyor, onun dediğine bakmamak lazım. Bu işin bir sonu var. Ben yaparım demekle olmuyor. İklim değişikliği şaka veya romantik bir olay değil.
- Biz kendimize Çin'i örnek alalım: Hem endüstrisini büyütüyor hem de sera gazlarını azaltıyor.
- Türkiye KOBİ'lerle ayakta duruyor. İklim finansmanı diye bir durum var. Bu finansmanla bankaların uluslararası fonlardan aldığı kredilerle sanayimizin yeşil bakış açısıyla büyümesi lazım. Çok şükür lider bankalarımız bunun farkında ve özel çalışmalar yapıyorlar. Yap demek güzel ama ticari hayat finansmanla ayakta duruyor.
- Gönül ister ki bizim lider bankalarımızda yeşil tüketici fonlarını hazırlasınlar. Tüketicimiz iklim dostu ürün satın alırken biraz daha fazla ödemek durumunda kaldığında bankalar buna yardımda bulunmalı.
- Güneş elektriği elde edilirken verimli ve ileri teknolojili seçilmeli ki bunun da karbon ayak izi yüksek olmasın. Aynı şey rüzgar elektriği de geçerli. Bunun adı yaşam döngüsü değerlendirmesi. Biz doğduktan ölene kadar bir amel defterimiz vardır. Bir ürün de ömrünü tamamlayana kadarki bütün etkileri azaltmalıyız. Neyi nerede nasıl yaptığınız önemli.