Cumhuriyet'ten Erdem Gül'e konuşan Kılıçdaroğlu'nun mesajları şöyle:
Bir partiyi blok olarak şeytanlaştırma, demokrasi düşmanı ilan etmek, bazı partilere karşı çıkmak biz böyle bir düşünce içinde değiliz. Saadet Partisi’ni de, Bağımsız Türkiye Partisi’ni de, Vatan Partisi’ni, İYİ Parti’yi de de istemeyenler var. Hüda-Par’ı da bir kısım istemiyor. Demokrasi ise onlar da parlamentoya girmeli. AKP’nin seçmenine de mesafeli olanlar var. Bu yaklaşımlar doğru değil.
HDP- CHP birlikteliği zaten yok, birliktelik hayır bileşenlerinin hepsiyle olmalı. Hayır bileşenlerinin hepsiyle olursa mutlu oluruz. Herkes kendi listesiyle girsin seçime. Sadece baraj kalkıyor, ne o bana, ne de benim ona müdahalem var. Onların merkez yönetimi, cumhurbaşkanı adayı ayrı. Demokrasinin önüne konulan barajı aşmak gerekiyor.
Her parti genel başkanının tarihsel sorumluluğu var. Demokrasinin özü çifte standardı kabul etmez. Vatandaşa, ‘Siz 12 Eylül darbe hukukunun gerektiği yüzde 10’u savunuyor musunuz? diye sorsunlar. Savunuyor mu, savunmuyor mu?
'ONLAR YAPTI, BİZ NİYE YAPMAYALIM?'
İktidar MHP için barajı kaldırıyor; yüzde 1 oy alsa da milletvekili çıkaracak. Koşulları eşitlemediğimiz sürece adalet olmayacak. Hem adalet diyeceksiniz hem de çifte standart olacak. Onlar yaptı biz niye yapmayalım?
'MECLİS'TE YAN YANA OTURUYORLAR, AMA OY PUSULASINDA YAN YANA OLMAYI İSTEMİYORLAR'
'ERDOĞAN İLE ÇATIŞIYORUZ, AKP'LİLERLE DEĞİL'
Her siyasi partinin genel başkanının bu süre içinde tarihsel sorumluluğu var. Demokrasinin inşası konusunda demokrasinin özü çifte standart kabul etmez. Çünkü demokrasinin özünde, bizim gibi düşünmeyen insanların söz hakkı var ve benim de ona tahammül etmem gerekir. Biz mesela Erdoğan ile çatışıyoruz; karşılıklı söylemler sert olabiliyor. Ama bu söylem AKP’lilere yönelik değil. Tam tersine onlara sıcak mesajlar veriyoruz. Onların da sandığa gidince demokrasiden yana oy kullanmalarını istiyoruz.
'TABANIMIZ MÜCADELE EDİLMESİ GEREKTİĞİNİN BİLİNCİNDE'
'YILDIRIM'IN HAZMETTİĞİNİ SANMIYORUM'
Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile Başbakan Binali Yıldırım arasında ortaya çıkan bedelli askerlik çelişkisini “Bir Cumhurbaşkanının şehitlere saygısızlık ettiğini söyleyerek kendi partisinin Grup Başkanı ve Başbakanını istiskal etmesi yenilir yutulur değil. Yapılan davranış doğrudan Binali Yıldırım’ın kişiliğine yönelik. Ben Yıldırım’ın hazmettiğini sanmıyorum, hemen Başbakanlık görevinden ayrılmalıdır” sözleri ile yorumladı.
CHP’nin İYİ Parti’ye grup kurması için 15 vekil tranfer etmesi ile ilgili karar için Meral Akşener ile eski CHP’li bakanlardan Kasım Gülek’in kızı eski DSP milletvekili Tayyibe Gülek’in evinde buluştuğu yönündeki iddialara da Kılıçdaroğlu, “Tayyibe Gülek’i sadece DSP milletvekili iken Meclis’te uzaktan bilirim. Bugüne kadar hiçbir görüşmem olmadı. Hayatım boyunca da bir arada olmadım, yan yana gelip oturup konuşmadım. Sayın Akşener ile Tayyibe Gülek’in evinde buluştuğumuz da yalan” karşılığını verdi.
'İLLA CHP'Lİ OLSUN DEMEK YANLIŞ'
Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti:
'NİYE 12 EYLÜL'ÜN SEÇİM BARAJINI SAVUNUYORUZ?'
Her partinin milletvekili adayı farklı listelerle çıkacak. Ne kadar geniş yelpaze ile seçime girilirse o kadar iyi olur. Sonuçta siyasi partiler demokrasinin vazgeçilmez unsuruysa, meşru siyasal partiyse demokrasi için bir araya gelmelerinde hiçbir sakınca yok. Her partinin cumhurbaşkanı adayı, milletvekili listesi ve yapacağı miting çalışması ayrı… Vatandaş hangi partiye oy vermek istiyorsa gidip oyunu ona basacak. Niye 12 Eylül’ün yüzde 10 seçim barajını savunuyoruz. Demokrasiyi sonsuza kadar çalıştırmak zorundayız.