Kani Beko: 6 milyon işçi açlık sınırının altında maaş alıyor

Eski DİSK Genel Başkanı Kani Beko, bugün kutlanmakta olan 1 Mayıs ile ilgili görüşlerini ve işçilerin ekonomik ve sosyal olarak geldiği durumu Seyr-i Sabah programında değerlendirdi. Beko, işçi ve emeklilerin çok büyük bir kesiminin açlık sınırının altında maaş aldığını vurguladı.
Sitede oku

Taksim Meydanı ve çevresi, 1 Mayıs dolayısıyla kapatıldı
1 Mayıs günü Taksim ve çevre meydanlar işçilerin toplanma ve kutlamalarına kapatıldı. Maltepe'de yapılacak kutlamalar, seçimlere iki aydan az süre kalması yüzünden daha büyük bir önem taşıyor. DİSK'ten istifa ederek CHP Milletvekili aday adayı olan Kani Beko, Seyr-i Sabah programında yaptığı açıklamada işçilerin içinde bulunduğu zor durumu ve yaşam mücadelelerini anlattı. Beko, herkese açık olan Taksim'in işçilere kapatılmasını eleştirirken var olan sorunları dile getirmek için bu konuyu tartışmaya açmadıklarını söyledi:

'NÜFUS İKİ KAT ARTTI SENDİKALI İŞÇİ SAYISI YÜZDE 20 DÜŞTÜ'

"Öncelikle Türkiye'de kime sorarsanız sorun 1 Mayıs nerede kutlanması gerekir diye, herkes size Taksim diyecektir. Mahkeme kararları da bu yönde. Biz kurumlar olarak ortak toplantı yaptık. 'Alan tartışması yapmayalım. Var olan sorunlarımızı kürsüden özgür ve demokratik bir biçimde haykıralım' dedik. Herkes kabul etti.

Neden CHP'den aday olduğumu anlatayım: Toplumun her kesimi baskı altında. Gazeteciler hapiste. Seçilmiş belediye başkanı ve milletvekilleri, öğrenciler hapiste. Akademisyenler görevlerinden uzaklaştırılmış. Yıllardır meydanlarda sürdürdüğümüz emek barış mücadelesini TBMM'de sürdürmek istedim. Mücadeleyi yine herkesle kol kola sürdüreceğim.

Ataması yapılmayan öğretmenler, kadrolu olamayan taşeronlar var. 20 bin kamu işçisi kendine savunma hakkı verilmeden işten atıldı. Bu insanların gideceği bir mahkeme bile yok. Bugüne kadarki sendikal mücadeleyi artık TBMM'ye taşımak istiyorum.

İstanbul'da 1 Mayıs: Taksim'e çıkan yollar trafiğe kapatıldı
Türkiye'de 40 milyon insan yaşarken 2.5 milyon sendikalı işçi vardı. Sosyal haklarla ilgili sendikacılar müdahil doluyordu. Şimdi 81 milyon insan varken sendikalı işçi sayısı 2 milyona düştü. 6 milyon işçi ve 12 milyon emeklinin 7 milyonu açlık sınırının altında maaş alıyor. Toplumsal bir muhalefeti oluşturmaktan başka bir çaremiz yok. Önümüze gelen sandık tarihi bir fırsat.

Aralık 2002'de 6.6 milyar TL olan banka borcu 495 milyar TL'ye ulaşmış. Herkesin borçluluğu artmış. O zamanlar borçluluk yüzde 4.17'den bugün yüzde 40'ların üstüne çıkmış. Çiftçilerin borçları 17 kat artmış. Yaklaşık 5 milyon genç eğitim alamıyor, 70 bin genç cezaevinde.
Ulusal Kurtuluş Savaşı dedelerimizin tırnaklarıyla oluşturduğu tekel fabrikaları, Sümerbank, şeker fabrikaları artık yok ve uluslararası sermayeye teslim edildi. İşsizlik ve sefaletin içinde olduğu ülkede işlerin yürümesi o kadar kolay gözükmüyor.

Yorum yaz