AK Parti Genel Merkezi'nde Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda konuşan Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:
- Genel başkan olarak arkadaşlarımı dinlemeden müzakere etmeden karar almam mümkün değildir. Mesela erken seçim kararında o dar zamanda tüm bu istişare kanallarını harekete geçirdik.
Şayet siyaset tek kişilik bir oyun olsaydı o zaman ne partiye ne teşkilata ne bunca insana ve bunca emeğe ihtiyaç kalırdı. Genel başkan olarak görevim partimizin ve milletimizin ortak hissiyatına, beklentilerine, ortak çıkarlarına en uygun çözümleri bulmak ve formüle etmektir. Siz bakmayın bazılarının AK Partiyi tek adamlıkla suçlamalarına. Bu ülkede diktatör görmek isteyen bir gecede 15 milletvekiline partisine hiçbir makul gerekçe göstermeden siyaset mühendisliği ürünü yöntemlerle zorla parti değiştirenlere bakmalıdır. Böyle bir anlayış olabilir mi ya? Ama diktatörler bunu yapar. Milletimiz bunu gördüğü için 15 yıldır yönetimi AK Parti'den başkasına vermiyor. 7 Haziran'da ufak bir kararsızlık yaşandı. Bunun faturasının ağırlığını da hep birlikte gördük. Henüz hükümeti kurmayı bile becerememiş olanların, ülkenin siyasi-sosyal dinamiklerine nasıl sinsice saldırdıklarını hep beraber takip ettik. Yaklaşık 4 ay sonra milletimiz bu haramzadelere dersini vermiştir.
'ÇAĞRILARI KARŞILIKSIZ BIRAKAMADIK'
Değerli arkadaşlar 24 Haziran seçimleri durduk yere çıkmış değildir. Türkiye gerçekten buralara hayatim gelişmelerin ardından ulaşmıştır. 2015 yılında ardı ardına yaşanan 2 seçim sistemin zafiyetini milletimizin önüne serdi. Milletimiz 15 Temmuz darbe girişimini püskürtürken bize de çok önemli mesajlar verdi. 16 Nisan oylamasıyla yeni yönetim sistemine geçme isteğimiz milletimizce de onaylanmıştır. Milletimizin karşısına gizli kapaklı değil, şeffaf şekilde ittifak imkanı da sağlıyor. Biz milletimizin gözü önünde ittifak yaparken, onlar kapalı kapılar ardında bu kirli süreci yönettiler. Ana muhalefetin hadi seçime gidelim kuru sıkı çıkışlarını biz ciddiye almıyorduk. Ama MHP'nin çağrısı ülkede üzerinde önemle durmamız gereken bir iklimin oluşmasına yol açtı. Cumhurbaşkanı ve hükümet olarak milletimizden aldığımız yetkiyle 1.5 yıl daha kullanacak süremiz vardı. Ama derdimiz koltuk değil, hodri meydan mı diyorsunuz? Hodri meydan, çık. Bizim milletimize seçimleri zamanında yapma sözümüz var. Ama yapamamak da bu sistemden kaynaklanıyor. İdealimiz seçimi zamanında yapmak, ama şartlar bizi erken seçim çağrısını karşılıksız bırakamayacağımız bir noktaya getirdi. Bu gündemi Türkiye'nin önünden süratle karşılık verdik.
'KİMLERİN KUMPAS PEŞİNDE KOŞTUĞU GÖRÜLDÜ'
- Sadece geçtiğimiz 7-8 günde yaşanan hadiseler dahi, milletimize kimlerin kendisi için çalıştığını, kimlerin kumpas oyun peşinde koştuğunu göstermiştir.
'MUHALEFETİN BU ÜLKEDE SOROSLARI ÇOKTUR'
Ellerinin ayaklarının birbirine dolaşmasından anladığımız kadarıyla şimdi tüm umutlarını 24 Haziran'a bağladılar. Şunu unutmayın, muhalefetin bu ülkede Sorosları çoktur. Bunlar sadece içeriden değil aynı zamanda dışarıdan destekli Soroslardır. Bunların kim olduğunu, hangi kaynaklardan beslendiğini de gayet iyi biliyoruz. Gün ola harman ola. Tüm güçlerini Türkiye'yi yönetmeye talip olmak üzere değil, sadece ve sadece şahsıma ve AK Parti'ye olan husumetlerini ortaya dökmek için seferber etmiş durumdalar. Ama işte buradan ilan ediyorum; yine başaramayacaksınız.
KILIÇDAROĞLU'NA: YUMUŞAKSIN, EKONOMİYİ İYİ BİLİYORSUN
- Ana muhalefetin başındaki zat Cumhurbaşkanı tanımı yapıyor. Buna senden daha iyi uyan olur mu? Gel aday ol. Niye aday olmadın. Yumuşaksın. Bulamadın mı bir tane, senden bir tane daha yok. Sen de her numara var, akşam başka, sabah başkasın. SSK'yı ne hale getirdiğini bilmeyen yok. Asabiyet, sinirlilikse sen de var. Bütün partililerini kovup dışarı atabiliyorsun, çok yumuşaksın. Herhalde bir tane bulacaksın. Cumhurbaşkanı olduğunda bu kişi ne söyleyecek, bunu düşünseler belki daha çok yol katedecekler. Bunlar öyle bir vizyona kesinlikle sahip değil. Bir kişinin önünü kesmek için siyaset yaparsanız, millet de size cevabınızı verir. Biz Türkiye'yi 3.5 kat büyüttük, senin çıkardığın aday ne diyecek? 'Şu kadar büyüttüm mü, büyüteceğim mi?' diyecek.
'SENİN ADAYIN NEYİ KONUŞACAK'
- Cumhurbaşkanlığım döneminde şu andaki durumumuzun 2 kat daha üzerine koyacağız. Biz yaptıklarımızı konuşuyoruz, senin çıkardığın aday neyi konuşacak? Senin gibi kuru kuru vaatlerde bulunacak. Milletime sesleniyorum, bunlar eğitim, sağlıkla ilgili ne diyecekler? Kılıçdaroğlu'nun çökerttiği SSK'yı mı anlatacak. Bunlar ulaşımda, tarımda ne yaptık diyecekler. Adalette, enerji de ne yaptık diyecekler. Yaptıkları bir şey yok ki, yaptık desinler. Ana muhalefetin başındakine kalsa Gabar'a, Cudi'ye, Tendürek'e gitme, Kandil'e gitme. Bunlar öyle yaptılar zaten. Fırat Kalkanı'nda, Afrin'de ne işin var. Biz Hatay'a gittik, o da gitti. Neden biz gittik diye. Aklıma bir şey geldi şimdi, Yürüyeceksin Kemal yürüyecek arkandan. Bizim gibi Reyhanlı'ya gitmedi ama olsun. Bay Kemal ülkemize gelen Suriyelilere burayı dar etti ya. 'Biz gelir gelmez bunları geri göndereceğiz' dedi. Bunlar da vicdan yok, ensar duygusu yok. Bunların karakterinde de bu var.
- Türkiye'nin yeni döneminin; yürütmenin daha etkin, yasamanın bu noktada daha itibarlı, yargının daha bağımsız çalıştığı bir dönem olacağını özellikle hatırlatmak isterim.