Adalet Bakanlığı, ABD'nin 2017 yılı İnsan Hakları Raporu'nun Türkiye bölümüne, yazılı açıklamayla tepki gösterdi.
Açıklamada, "Teröre karşı savaş doktriniyle giriştiği hukuk ve insanlık dışı uygulamaları, ulusal yargı yetkisinden kaçırdığı Guantanamo toplama kampındaki ağır hak ihlalleri, Müslümanlar başta olmak üzere belli dini ve etnik gruplara yönelik artan nefret suçları, uluslararası standartları hiçe sayan cezaevi uygulamaları ve yine kurumsallaştırdığı yaygın polis şiddeti, belgeli ve tüm dünyanın tanıklığında olan bir devletin, Türkiye'yi insan hak ve özgürlükleri konusunda değerlendirme cüreti, ironi sınırlarını zorlayan bir davranış biçimi olarak görülmektedir" denildi.
'15 TEMMUZ'UN FAİLLERİ ABD TARAFINDAN HİMAYE EDİLİYOR'
"Türkiye'nin toprak bütünlüğünü, egemenlik haklarını ve vatandaşlarının güvenliğini tehdit eden PKK, PYD/YPG, FETÖ ile DEAŞ gibi terör örgütleriyle eş zamanlı mücadele ettiği" yazılan açıklamada, bu mücadelenin ulusal mevzuata ve uluslararası yükümlülüklere uygun olarak, hukukun sınırları içinde sürdürüldüğü bildirildi.
"Türkiye'de 15 Temmuz darbe girişiminin faillerinin ve azmettiricilerinin ABD tarafından himaye edilmeye devam edildiği" söylenen açıklamada, Fethullah Gülen ve örgüt mensupları hakkındaki ısrarlı iade taleplerine karşılık verilmemesinin, muhatap devletin terörle mücadeledeki samimiyetinin, tutarlılığının parlak örnekleri olarak kayda geçtiği belirtildi.
'UTANÇ DUVARI İNŞA ETMEK ÜLKEMİZİN POLİTİK AJANDASINDA HİÇBİR ZAMAN YER ALMAMIŞTIR'
Türkiye'nin gözaltı merkezlerinin ve ceza infaz kurumlarının, ulusal yargı mercilerinin, idari makamların, sivil toplum örgütlerinin, yasama meclisinin ve BM ile Avrupa Konseyi çatısı altında oluşturulan uluslararası mekanizmaların ziyaret ve denetimine açık bulunduğunun anımsatıldığı açıklamada, temel hak ve hürriyetlerin korunması amacıyla iç hukukundaki kurumsal imkânlara ilave olarak Türkiye'nin, bireysel başvurularda uluslararası yargı yetkisini tanıdığı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) de denetimi altında olduğu ileri sürülerek, şöyle denildi:
'TÜRKİYE'DEN DERS ALMASI KENDİ YARARINA OLACAKTIR'
Raporu hazırlayan devletin, insan hak ve özgürlüklerinin dünya genelinde en yüksek norm ve standartlarda korunması ve geliştirilmesi hedefini benimsemiş görünmesi yine de takdirle karşılanmaktadır. Öncelikle kendi sicilini gözden geçirerek sistematik ihlal ve hukuk dışı uygulamalarına son vermesi, insan hak ve hürriyetlerine yönelik en ağır tehdit durumundaki terörle mücadelede politik seçiciliğini bir kenara bırakarak uluslararası yükümlülüklerine uygun biçimde kendisinden beklenen dayanışmayı göstermesi, FETÖ terör örgütü mensupları için güvenli bir liman, PKK/YPG terör örgütleri için de tedarikçi olmaktan vazgeçmesi, anlamlı bir başlangıç noktası olacaktır."