Raporda olağanüstü halin (OHAL) Türkiye'nin 'toplum ve kurumları üzerinde geniş kapsamlı etkileri olduğu, birçok temel özgürlüğü kısıtladığı' belirtildi. 2016 yılı sonu itibarıyla terörizm bağı gerekçesiyle 100.000'den fazla kamu görevlisinin görevden alındığı kaydedilirken 50.000'den fazla vatandaşın tutuklandığı, bin 500'den fazla sivil toplum kuruluşunun kapatıldığı ifade edildi.
Türkiye'deki 'en dikkate değer insan hakkı meseleleri' arasında şunlar sayıldı:
- "Gözaltında işkence ve zorla kayıp iddiaları,
- Milletvekilleri ve ABD'nin Türkiye'deki diplomatik temsilciliklerinde çalışan iki Türk vatandaşı aralarında olmak üzere keyfi gözaltı ve tutuklamalar,
- Yargı bağımsızlığına yürütmenin adil yargılama hakkını etkileyecek şekilde müdahale etmesi,
- Seçilmiş yetkililerin de aralarında olduğu siyasi tutuklular,
- İfade ve medya özgürlüğünün ciddi bir biçimde kısıtlanması,
- Çok sayıda gazetecinin tutuklanması,
- Hükümet politikalarına ve yetkililerine yönelik eleştirinin suç sayılması,
- Web sitelerinin ve içeriklerinin engellenmesi,
- Toplanma ve örgütlenme özgürlüklerinin kısıtlanması,
- Hareket özgürlüğüne müdahale,
- LGBTİ bireylere ve diğer azınlıklara yönelik şiddet olayları."
Raporda, Türkiye’de 2015 yılındaki genel seçimlerde Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’nın (AGİT) medyanın haberciliği ve adayların özgürce kampanya yürütebilmesine engel olan koşullardan dolayı endişe duyduğunu açıklamasına dikkat çekildi. Türkiye'deki son cumhurbaşkanlığı seçimlerinin 2014 yılında yapıldığı, AGİT gözlemcilerinin adaylar arasında eşitsiz bir seçim mücadelesinin söz konusu olduğu yönünde açıklamada bulunduğu hatırlatıldı.