DÜNYA

‘Macron, Balkanları AB’ye almayacaklarını ama Rusya ve Türkiye’ye kaymalarına da izin vermeyeceklerini söyledi’

Sırp uzman Milan Krstic, en erken 7 yıl sonra yeni üye alabileceğini belirttiği Avrupa Birliği’nin Balkan ülkelerinin, giderek etkisini artıran Rusya ve Türkiye’ye yakınlaşmasına da izin vermek istemediğini belirtti.
Sitede oku

Macron: Suriye'ye saldırılar Rusya ve Türkiye'nin arasını açtı
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Avrupa Birliği’nin genişlemesine birlik içinde reform olmadan destek vermeyecekleri ancak Balkan ülkelerinin Rusya ve Türkiye’ye meyletmesine de izin vermeyecekleri açıklamasını değerlendiren Belgrad Üniversitesi Politik Bilimler Fakültesi’nden Milan Krstic, Sputnik’e açıklamasında, bu konuyla ilgili şu değerlendirmede bulundu:

“Macron’un sözleri, AB’nin genişleme stratejisinden vazgeçtiği anlamına gelmez. 2025 yılı, Batı Balkan ülkelerinin AB’ye üye olması için en erken tarih olarak belirlendi. Yani en erken 7 yıl sonra. Ancak bu sürecin daha uzun zaman alacağını düşünüyorum. Diğer yandan Macron’un açıklaması, Balkan bölgesinin son aylarda AB’den aldığı sinyallerden farklı. Oysa bu sinyaller genelde olumluydu. Onlar, ülkeleri AB üyeliğinin kolayca ulaşılabilecek bir hedef olduğu yönünde olumlu hava oluşturmaya çalıştı."

'ÜYELİK OLACAK AMA AB BİLE NE ZAMAN OLACAĞINI SÖYLEYEMİYOR'

İçki içtikten sonra 'Putin'le eşit olduğunu' söyleyen Macron, sosyal medyanın hedefi oldu
Fransa liderinin açıklamasının toplumun ve siyasetçilerin ruh halini olumsuz etkileyeceğini belirten Krstic, bazı Balkan liderlerinin AB’ye alternatif arama konusunda düşünmeye başlayacağını belirterek, şu yorumda bulundu: “Avrupa gelecekte Batı Balkanlar’ın AB’ye entegrasyonundan vazgeçmiyor. Macron’un şunu ortaya koyması kötü: sakin olun, şimdi zamanı değil ama siz yanımızda durmaya devam edin. Yani üyelik olacak ama AB bile ne zaman olacağını söyleyemiyor. Macron’un önceliği AB içinde reformlar. Reformlar, onun seçim kampanyasının temel maddesiydi. Yani bu açıdan da yeni bir şey yok. Şu ana kadar Batı’nın Balkan ülkelerine sinyali çok farklıydı. Muhtemelen Rusya ve Türkiye’nin etkisinin güçlenmesi nedeniyle. Sessiz bir konsensüs vardı, herkes AB içindeki krizlerden oldukça az konuşmaya çalışıyordu, bunun yerine Balkanların AB’ye üyeliği hakkında en azından kağıt üzerinde gerçekçi ve elle tutulur bir gelecek olarak konuşmayı yeğlediler”.

Yorum yaz