Erdoğan'ın sözlerinin ardından yapılan operasyonlarda gözaltına alınan 16 öğrenciden 11'i tutuklandı. Tutuklanan öğrecilerden Deniz Yılmaz'ın babası Bülent Yılmaz, RS FM'de yayınlanan Yavuz Oğhan'dan Bidebunudinle'ye konuştu.
"Yaşları 18 ile 22 arasında değişen 11 öğreci cezaevinde tutuluyorlar. Biz aileler olarak ortada büyük bir haksızlık ve hukuksuzluk olduğunu düşünüyoruz" diyerek sözlerine başlayan Yılmaz, öğrecilerin lokum dağıtılmasını protesto edişinin, Boğaziçi Üniversitesi'ndeki tartışma geleneğinin bir ürünü olduğunu ifade etti. Yılmaz, "Boğaziçi Üniversitesi'nin geleneğinde olan tartışma kültürünün, yaşanan tartışmaların bir benzeri yaşandı. Kimi haklı göreceğiniz farklı bir konu ama sonuçta ortada bir şiddet yok" dedi.
'ŞİDDET YOK, TARTIŞMA VAR'
Protesto sırasında şiddete başvurulmadığını kaydeden Yılmaz, "Afrin fetih lokumu diyerek stand açanlar, o görüntüleri kaydedip, hızlı bir şekilde taraflı diye nitelendirilen basın yayın organlarına servis ettiler. O görüntülerde, bir kaç öğrenci arasında bir tartışma var. Ama ne bir şiddet var, ne bir darp var ne de bir cebir var" diye konuştu.
Tutuklanan öğrencilerin son derece şaşkın olduğuna değinen Yılmaz, şunlar söyledi:
"Oğlumla en son geçen cuma günü görüştük. Kendilerini son derece haklı görüyorlar. Ortada bir suç olmadığını biliyorlar. Ama sonuçta özgürlükleri ellerinden alındı. Uzun süren bir gözaltı süreci yaşadılar. Bu gözaltının 11 gününde hiçbir şey yapılmadı. 12. günde savcıya çıkarıldılar. Savcı, ifade almayıp, tutuklanmaları talebiyle mahkemeye sevk edildiler. Toplamda 11 öğrencinin tutuklandığı bir hukuksal süreç var. Ama bu süreç, bizim açımızdan tatmin edici değil. Çocuklarımız, böyle bir sonucu doğal olarak beklemiyorlardı. Şaşkınlar."
'BU MÜDAHALE SADECE ÇOCUKLARIMIZA DEĞİL…'
"Biz diyoruz ki çocuklarımıza okuma haklarını geri verin. Bu çocukların yeri, Boğaziçi Üniversitesi'nin amfileridir, sınıflarıdır, laboratuvarlarıdır" diyen Yılmaz, "Boğaziçi Üniversitesi, akademiye güç veren, insan kazandıran yer demek. Türkiye için müthiş bir kaynak ama bu kaynağın kurutulmak istendiğini görüyorum. Bu müdahale, sadece çocuklarımıza yapılmış bir müdahale değil. Boğaziçi Üniversitesi'nin özgürlüklerine, bilimsel anlayışına yönelik bir müdahale olduğunu düşünüyoruz" diyerek sözlerini noktaladı.