'BOĞAZİÇİ YÖNETİMİ SESSİZLİKTEN ÇIKSIN'
Hürriyet'ten Eyüp Serbest'in aktardığına göre, İstanbul Tabip Odası’ndaki basın açıklamasında tutuklanan öğrencilerden Deniz Yılmaz’ın babası Bülent Yılmaz “Boğaziçi yönetimine sessizlikten çıkmayı, bu çocuklarla ilgili bildikleri ne varsa kamuoyuyla ve gerekirse hukuk önünde mahkemelerle paylaşmalarını öneriyoruz” dedi.
'KALEM TUTMASI GEREKEN ELLERİ KELEPÇEYLE TANIŞTI'
Bir diğer öğrenci Deniz Kösem’in ablası Özlem Kösem şöyle konuştu:
'EVİNDE ÖZGÜRCE KONUŞABİLDİĞİ İÇİN, SOKAKLARDA DA ÖZGÜRCE DÜŞÜNCELERİNİ İFADE EDEBİLECEĞİNİ ZANNEDEN ÇOCUKLAR…'
Tutuklu öğrenci Yaren Tuncer’in annesi Deniz Tuncer, “Benim kızım şehitlerimiz için de ağaçlar için de gözyaşı döken bir çocuktu. Evlerinde de özgürce konuşabildikleri için, sokaklarda da özgürce düşüncelerini ifade edebileceklerini zanneden, dil, din, vicdan özgürlüğünü savunan çocuklar. Henüz hazırlık sınıfı öğrencisi, 18 yaşında” diye konuştu.
PROF. BİRTEK: BAŞÖRTÜLÜ ÖĞRENCİLERE KAPIYI AÇIYORDUM
“Boğaziçi büyük acı çekiyor. Hüzün içinde. Bizim üniversitede böyle olaylar olmaz. Bunlar eşsiz çocuklar, hepsi pırıl pırıl. Terörle falan alakaları yok. Bunların hepsi benim öğrencim. Ama bu oğlan üniversitenin tek elbise giyen, kravat takan çocuğu. Karınca ezmez. Sessiz, terbiyeli. Bu adamdan ne teröristi olur? Nasıl bu insanları alıyorlar, nasıl götürüyorlar? Hepsinin pırıl pırıl olduklarına kefilim. Bu çocukların haklılığı ne zaman ortaya çıkacak? Ben ağlıyorum. Yanlarında olmak istiyorum. Dershanede berabersek, hapishanede de beraber olmak istiyorum. Geçmişte başörtülü öğrenciler sadece Boğaziçi Üniversitesi’nde okula gidebildi. Ben o çocuklara kapıyı açıyordum çünkü mağdur durumdaydılar. Onları baş tacı ediyordum. O öğrencilerin haklarını müdafaa etmeye tevessül etmiş insanlar başka öğrencilere komünist diye, onların hakkını elinden almaya çalışıyor. Bizim üniversitede başörtülü, başörtüsüz, sağ-sol kim varsa yemek yeriz, ders yaparız. Bu gençlerin önünü açmak lazım.”