Türk Dışişleri Bakanlığı'ndan bir yetkili, Türkiye ile Rusya arasında YPG konusunda tam mutabakat olmasa da ciddi bir işbirliğinin mevcut olduğunu vurguladı.
'BİR SONRAKİ ASTANA TOPLANTISI MAYIS AYINDA'
Suriye'de gerilimin azaltılması ve siyasi sürecin önünün açılması için Ocak 2017'de başlatılan Astana sürecinin garantörleri olan Türkiye, Rusya ve İran'ın cumhurbaşkanlarının ikinci kez bir zirve düzenleyerek Suriye'de çözüm sürecini görüşmesinin ardından Türk Dışişleri Bakanlığı'ndan bir yetkili sürece ilişkin gazetecilere bilgi verdi.
'AFRİN OPERASYONU, TÜRKİYE İLE RUSYA'NIN İŞBİRLİĞİNİN BOYUTUNU GÖSTERİYOR'
Yetkili, Ankara'daki liderler zirvesi sonrası yayımlanan ortak bildiride sayılan terör örgütleri arasında YPG'nin yer almadığı hatırlatılarak Rusya'nın YPG konusundaki tutumunu Türkiye'nin nasıl gördüğü sorusuna şu yanıtı verdi:
'YPG KONUSUNDAKİ HASSASİYET ORTAK BİLDİRİYE YANSIDI'
Üçlü zirve ardından yayımlanan ortak bildirideki "[Liderler] terörle mücadele kisvesi altında sahada yeni gerçeklikler yaratılmasına dair her türlü girişimi reddetmiş, Suriye'nin egemenliği ve toprak bütünlüğü ile komşu ülkelerin ulusal güvenliğini zayıflatmayı amaçlayan ayrılıkçı gündemlere karşı durma kararlılıklarını ifade etmişlerdir" ifadeleriyle YPG'nin kast edildiğini ifade eden yetkili, "Ortak açıklamada YPG'nin bir tek adını söylenmiyor. Orada biz arazide bölücü birtakım gündem sahiplerinin sahada yeni gerçeklikler yaratmasına izin vermeyeceğiz diyoruz. Bu YPG'nin gündemi. Adından ziyade ne yaptığı ve bunun engellenmesi önemli. Ortak açıklamaya yansımış bir şey. Bizim PYD ile ilgili sağladığımız anlayış Rusya ve İran'la bu bağlamda devam ediyor" diye konuştu.
Yetkili, Astana süreci garantör ülkeleri olan Türkiye, Rusya ve İran'ın Suriye'de gerginliğin azaltılması için kurdukları gözlem noktalarıyla ilgili bir soruyu yanıtlarken "İdlib'de 8 noktada gözlem noktası kuruldu. Bunun amacı çatışan tarafların arasına girilmesi, böylece gerginliğin azaltılması. Doğu Guta'dan farklı olarak biz İdlib'de gözlemci rolünü üstlenmiş durumdayız. İdlib, nüfus miktarı, göç potansiyeli bakımından önem taşıyor. Diğer garantörler bizimle paralel gidiyorlar, aşağı yukarı aynı sayıda gözlem noktaları kurulduğunu biliyoruz. Esas işi biz yaptığımız için, bir tarafta rejim, bir tarafta muhalefet, hatta içinde radikal unsurlar olan bölgeler var, esas tehlikeli bölgeye girip gözlem işini yapan biziz, onların kurduğu gözlem noktaları daha çok sembolik" dedi.
'SURİYE KONULU ÇALIŞMA GRUBU, ABD'NİN YENİ DIŞİŞLERİ BAKANINI BEKLİYOR'