DÜNYA

'Türkiye'de çalışanların sadece yüzde 7’si işini seviyor'

Çalışan bağlılığını geliştirme hizmeti veren Engage&Grow’un kurucusu ve üst yöneticisi (CEO) Richard Maloney, “Türkiye’de çalışanların sadece yüzde 7’si işini seviyor, iş yerine bağlı çalışanların oranı sadece yüzde 7” dedi.
Sitede oku

Türkiye'nin yüzde 73’ü evden çalışmak istiyor
Yenilikçi yöntemini tanıtmak ve kitabı 'Kazanan Ekiplerin Zihinleri' hakkında konuşmak üzere dünya turunu sürdüren Richard Maloney, düzenlenen basın toplantısıyla, çalışan bağlılığı konusunda bilgiler verdi.

Maloney, "Dünyada birçok şirket değerlerini, vizyonunu duvarlara yazıyor ama maalesef çalışanlar için bunlar bir anlam ifade etmiyor. O nedenle şirketler değerlerini duvarlara yazmak yerine çalışanlarının bağlılığını artırmaya gayret etmeli, onları dinlemeli" diye konuştu.

Çalışan bağlılığı eksikliğinin tüm dünyada şirketlerin önündeki en büyük tehditlerden biri olduğunu belirten Maloney, şunları kaydetti:

"Türkiye'de çalışanların sadece yüzde 7'si işini seviyor, iş yerine bağlı çalışanların oranı sadece yüzde 7. Türkiye'de çalışanların yüzde 63'ü, iş yerine bağlı olmadığını söylüyor. İşyeriyle gönül bağındaki kopukluk, aktif olarak iş aramaya dönüşenlerin oranı ise yüzde 30.

'DİĞER ÜLKELERDE DE BU ORANLAR FARKLI DEĞİL'

Diğer ülkelerde de bu oranlar farklı değil. Dünyada ortalama çalışan bağlılığı yüzde 13 olarak ölçülüyor. Aynı oran Fransa, Çekya ve Hollanda'da yüzde 9, Macaristan'da yüzde 11, Finlandiya ve Belçika ile Bulgaristan'da yüzde 12 seviyesinde bulunuyor. Çalışan bağlılığının görece yüksek olduğu Portekiz (yüzde 19), İspanya (yüzde 18) ve İngiltere'de (yüzde 17) bile oran yüzde 20'yi aşmıyor."

'ÇALIŞANLAR İŞ YERLERİNİ SEVDİKLERİNDE VERİMLİLİKLERİ ARTAR'

Maloney, çalışan bağlılığının şirketler ve takımlar için neden önemli olduğuna ilişkin, "Çalışanlar iş yerlerini sevdiklerinde verimlilikleri artar. Buna bağlı olarak satışlar da artar. Sonuçta bu da karlılıklarını artırır" ifadelerini kullandı.

Engage&Grow olarak çalışan bağlılığında şaşırtıcı artışlar sağlayan bir metodoloji geliştirdiklerini aktaran Maloney, metodolojisini, Avustralya'da spor takımlarıyla yaptığı çalışmalarda geliştirdiğini söyledi.

Maloney, yöntemini nasıl geliştirdiğini şöyle anlattı:

"Spor koçluğu yaptığım dönemde iyi takımların üyelerinden yüzde 10 ila 50 arasında daha fazla verimlilik elde ettiğini gördüm. Bu da toplamda o takımın performansını belirler. Avustralya'da kendi dallarında şampiyonluklar yaşayan St Kilda FC, Freemantle FC Melbourne FC, Western Bulldogs FC, Melbourne Storm Rugby, Melbourne Tigers Basketball, Phoenix Netball takımlarının koçluğunu ve yöneticiliğini üstlendim.

Spor takımlarında motivasyon problemlerinin başlıca nedenleri arasında oyunculara eşit davranılmaması, bunun sonucunda bazı sporcuların kayırılması, iletişim ve ego sorunları vardı. Spor takımlarında ve atletlerde uyguladığım programın başarılı sonuç verdiğini görünce aynı programı şirketlere uyarladım. Sonuç çok başarılıydı, çalışan bağlılığı hızla yükseldi. Engage & Grow böyle doğdu."

İş stresi nedeniyle bankacılığı bıraktı, pazarcı oldu
'EKİPLERİN MOTİVE EDİLMESİ, BİREYLERİN MOTİVE EDİLMESİNDEN DAHA KOLAY'

Geliştirdiği motivasyon yönteminin nöropsikolojiye dayandığını anlatan Maloney şöyle konuştu:

"İnsanların belirli nörolojik motivasyon kaynağı var. Ödül, ceza, kişisel gelişim, kişisel hedefler, ana amaçlar gibi. Ayrıca motivasyon üzerinde etkili olan önemsenme gibi dışsal faktörler de var. Aslında ekiplerin motive edilmesi, bireylerin motive edilmesinden daha kolay. Eğer doğru zamanda doğru etkinlikler yapılırsa içsel ve dışsal motivasyon kaynakları harekete geçirilebilir ve ekipler pozitife doğru yönelir. Biz, beyne değil kalbe odaklanıyoruz.Odağımızda iletişim, liderlik, davranışlar gibi yumuşak beceriler var. Bununla birlikte, bir şirkette çalışan bağlılığını artırmanın hazır formülü olmadığını da vurgulamak isterim. Çalışan bağlılığını artırırken 144 farklı yöntemden yararlanıyoruz. Ama nöropsikolojik bir çalışma yaptığımız için bütün çalışanlar bir aşamada etkileniyor."

Maloney, sürdürdüğü dünya turuna ilişkin ise, "Amerika'da gerçekleştirdiğimiz turla başlattığımız ‘Küresel çalışan bağlılığı hareketini' önümüzdeki dönemde Meksika ve İngiltere'de Liverpool ve Manchester'da düzenleyeceğimiz toplantılarla sürdüreceğiz. Bu arada Amerika'da Las Vegas'ta da bir toplantımız olacak. Yeni geliştirdiğimiz kavram, ‘İş aşkı.' Biz, işine aşkla bağlı insanların, çalıştıkları şirketleri, içinde yaşadıkları toplumu, ülkeyi ve dünyayı iyileştireceğine inanıyoruz" şeklinde değerlendirdi.

'TÜRKİYE OFİSİ ÇALIŞMALARINA BAŞLADI'

Engage&Grow Türkiye Kurucu Ortağı Özge Toraman ise, Maloney'in kurucusu olduğu Engage&Grow'un, Türkiye'de çalışan sayısı 30'un üzerinde işletmeler ve özellikle de büyük ölçekli kurumsal şirketler için çalışan bağlılığı konusunda çözümler geliştirdiğini söyledi.

Şirketin Türkiye'de lisans verme modeliyle büyüdüğünü anlatan Toraman, insan kaynakları profesyonelleri, eğitim ve danışmanlık firmaları ve yönetici koçların, Engage & Grow'un lisanslı koçluk eğitimini alarak, firmalara çalışan bağlılığı konusunda hizmet vermeye başlayabildiğini kaydetti.

Çok çalışmak ve stres ölüm riskini arttırıyor
Toraman, yeni ekonomi çağında verimlilik kavramının önem kazandığını hatırlatarak, şunları kaydetti: "Çalışan bağlılığı yüksek şirketlerin 6 ortak özelliği; ekip çalışanları, baskı altında oldukları dönemlerde birbirlerini desteklerler, çalışmak için harika bir yer olarak ünlenirler, çalışanlar şirketi başkalarına büyük bir coşkuyla tavsiye eder, müşteri memnuniyeti yüksektir, çalışanlar daha az izin kullanır, çalışanlar belirlenen hedeflere ulaşır. Çalışan bağlılığı düşük şirketlerin 6 ortak özelliği ise; personelin ortalama çalışma süresi kısadır, çalışanlar çok sayıda izin günü kullanır, belirlenen hedefler ve tarihlere uyum düşüktür, sorumluluk düşüktür, verimlilik düşüktür, iş yerinde kaza oranı yüksektir."

Yorum yaz