Gazeteci Kara: Enerji üretiminde tüm yumurtaları aynı sepete koymamalıyız

Akkuyu Nükleer Güç Santrali'nin temelinin atılmasının ardından kamuoyunda bu sistemin nasıl çalışacağı, neleri kapsayacağı tartışılmaya başlandı. Gazeteci Mehmet Kara, Seyr-i Sabah programında rüzgar ve güneş gibi kaynakların da enerji için kullanılmasını ancak yumurtaların aynı sepete konmaması için çeşitliliğin şart olduğunu anlattı.
Sitede oku

Putin, Erdoğan'la birlikte Akkuyu'nun temelini attı: Bu proje, Türk-Rus ilişkilerinin simgesi haline gelecek
Türkiye enerji konusunda son birkaç yıldır ciddi atılımlar yapıyor. Kömürden hidroelektriğe, rüzgar ve güneş gibi yenilenebilir enerji kaynaklarına kadar birçok farklı çözümle enerji açığı kapatılmaya çalışılıyor. Enerji alanında Türkiye'nin önde gelen gazetecilerinden Mehmet Kara, nükleer enerjinin ülkeye kazandıracakları konusunu Seyr-i Sabah programında değerlendirdi. Kara, enerji kaynaklarının farklılaştırılarak daha güvenli bir enerji geleceğine kavuşabileceğimizi söyledi:

'MÜHİM OLAN İHTİYACIMIZ OLAN ENERJİYİ ÜRETEBİLMEK'

"Ölçek büyüklüğü çok önemli. 20 milyar dolar bugüne kadar tek seferde yapılan en büyük yatırım. İkincisi enerji Türkiye açısından önemli. Türkiye 20. yüzyıldaki kömür ve petrol açısından zengin bir coğrafya değil. Biz enerji üreten değil tüketen bir ülkeyiz. Türkiye 2001 yılında çıkan enerji liberalizasyon süreciyle elektrik yatırımları konusunda eşi görülmeyen bir büyüme yaşadı ve 85 bin megavatlara geldi. Sizin baz yük denen bir şeye ihtiyacınız var. Bunlar tüm şartlara rağmen üretim yapabilen dur kalk yapmayan kömür santralleri, büyük rezervli hidroelektrik ve nükleer santrallerdir. Bizim şu anda kullandığımız elektriği taşıdığımız 50 hertz frekansımız var. Bunu korumak için bu santrallere ihtiyacımız var. İhtiyacımız artınca üretimini artırabilen, azalınca azaltacağımız santrallere ihtiyacımız var. Yumurtaları aynı sepete koymamamız gerekiyor. Yüzde 10 çok yüksek bir oran değil daha da yükseltilebilir. Fransa'da yüzde 70'ler düzeyindedir. Güney Kore ve Japonya gibi. Bu, yeni santralle enerji üretimi yüzde 10 daha yukarı taşınabilir.

Almanya tarafına bakınca ömrünü tamamlamış nükleer santraller kapatılıyor. Ömrünü tamamlamamış santrallere dokunulmuyor. Çatı üstü güneş santralleri Almanya'da yayıldı ama bunun nedeni Almanya'daki işsizliği azaltmak ve ülkesindeki bilgi birikimini artırmak. Almanya yenilenebilir enerjiyi sevdiği için bunu yapmıyor. İhtiyaçlarına göre kendi yatırımlarını yapmalı ülkeler.

‘Akkuyu, tüm bölge için iyi bir sinyal’
'NÜKLEERİN TEK KULLANIM YERİ ENERJİ DEĞİL'

Güneş ve rüzgar konusunda yatırımlarımızın önünü açtık. Güneşten vazgeçip de nükleere dönmüş değiliz. Yumurtaları tek sepete koymama, enerjiyi çeşitlendirmeye bakıyoruz. Nükleerin tek kullanım yeri enerji değil. Hayatın diğer alanlarında da kullanılacak.

'GÜVENLİK BÜTÜN DÜNYANIN ORTAK KONUSU'

Güvenlik bütün dünyanın ortak konusu. Nerede kurulursa kurulsun uluslararası denetim ve standartlara açık olmalı. Birinci ve üçüncü sınıf standart diye bir şey yok. Herkes aynı ölçüde tek bir standartla kontrol ediliyor. Uluslararası enerji kurumu gibi kuruluşlar sadece nükleer silah tehditlerine değil nükleer santralların güvenliğine de bakıyorlar.

Şu anda piyasada 4.5 sente elektrik bulabiliyorsunuz. Ama 12.35 sentten elektrik almak zorundayız. Aldığımız enerjiyi de piyasaya vereceğiz. Bunu hangi paradan piyasaya vereceğiz? Bunlar çok önemli. Biz bu parayı veriyorsak bunu bir yerden almamız lazım. Genel olarak tüketicilerden toplanacak bir kaynakla bu nükleer santrali yapıyoruz. Osmangazi Köprüsü ile hayata geçirdiğimiz modelle aynı olacak bu.

Enerji kaynağımız olarak sepetimiz çeşitlendi ama aktörler aynı aktörler. Hangi ülkenin santrali olursanız olun Türkiye elektrik şebekesinin kurallarına uyarak faaliyet göstereceksiniz. Ülkenizde kuruluş olan bir nükleer santralin ürettiği elektriği bir diğer ülkenin kesmesi bir diğer ülkenin size gönderdiği gaz için doğal gaz borusunun hattını kesmesi kadar kolay değil."

Yorum yaz