GÜNDEM DIŞI

'Her mensubuyla arabesk bir toplumuz'

RS FM’de yayınlanan Gündem Dışı’nın konuğu yazar Deniz Poyraz, “Diline, kimliğine, ekonomik sınıfına bakmaksızın hemen her mensubuyla arabesk bir toplumuz ve bu duygu-durum her bireye sirayet etmiş vaziyette. Bunun değişmesi, öyle çok büyük bir kültürel devrim olmadığı müddetçe zor gözüküyor” dedi.
Sitede oku

Serhat Sarısözen'le Gündem Dışı'na bu hafta, ‘Emine'nin Yanında Konuşulmayacak Şeyler' kitabının yazarı Deniz Poyraz konuk oldu.

Öykülerinde okuyucunun, hayatın acayipliklerine rastlayacağını söyleyen Deniz Poyraz, öykülerin atmosferi biraz gotik biraz karanlık olduğu için, Emine gibi masum bir çocuğun yanında konuşulamayacağını düşünerek kitabına bu ismi verdiğini söyledi. Öykülerine ironik bir bakış açısıyla yaklaşmayı tercih ettiğini belirten Poyraz, "Türkiye gibi çocukların erken büyüdüğü bir ülkede yaşadığımızı hatırlatmak istedim" dedi.

'NATUREL BİR YAKLAŞIMDA BULUNMAYA GAYRET GÖSTERDİM'

Öykülerinde argo sokak jargonu da kullanan Poyraz, bunu ekstra bir çaba sarf etmeden, günlük hayatta kullanıldığı gibi vermeye çalıştığını söyledi: "Bir anne çocuğuna şiddet uygularken, bir seks işçisi müşterisi ile pazarlık yaparken, sokakta erkek bir birey bir kadına veya kendisinden daha güçsüz gördüğü başka birine saldırırken nasıl (argo küfür ve sokak jargonunu) kullanıyorsa ben de bunları öykülerin rasyonel boyutuna katkı vermesi açısından olduğu gibi kullanarak, daha naturel bir yaklaşımda bulunmaya gayret gösterdim."

'YOKSUL AİLELERDE ÇOCUK İLERİDE BİR MESLEK SAHİBİ OLACAK BİREY OLARAK YETİŞSİN İSTENİR'

Poyraz, "Orta ve alt-orta sınıflar ‘Ceketimi satarım çocuğumu okuturum' derler ve çocuk hep bencilce bir kurtuluş umudu, bir yatırım aracı olarak görülür. Üst sınıf burjuva ailelerde çocuk sanata, spora, modern danslara kolayca yönlendirilebilirken yoksul ailelerde çocuk bir proje gibi, ileride bir meslek sahibi olacak birey olarak yetişsin istenir" diye konuştu.
Aile içi cinsel şiddete değinmekten kaçınmayan Poyraz, "Her gün çevremizde duyduğumuz birtakım şeyler nedeniyle içimden bir ses bana cesur olmamı söyledi. Aynı zamanda okuduğum yazarların bir takım konularda kalem oynatırkenki cesurluğu bana güç verdi" dedi.

Diline, kimliğine, ekonomik sınıfına bakmaksızın hemen her mensubuyla arabesk bir toplumuz ve bu duygu-durum her bireye sirayet etmiş vaziyette. Bunun değişmesi, öyle çok büyük bir kültürel devrim olmadığı müddetçe zor gözüküyor.

Yorum yaz