Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Donald Tusk, AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker ve Bulgaristan Başbakanı Boyko Borisov, 2 saat 20 dakika süren çalışma yemeğinin ardından, Euxinograd Sarayı'nda ortak basın toplantısı düzenledi.
Tusk'ın açıklamalarından satır başları:
'TÜRKİYE'Yİ TAKDİR ETTİĞİMİZİ BELİRTMEK İSTİYORUZ'
- Somut bir anlaşmaya varılamadı fakat gelecek için umutluyum. Geleceğe yönelik parametreleri belirleme şansına sahip olduk.
- Türkiye'nin mülteciler konusundaki çalışmaları dolayısıyla kendilerini takdir ettiğimizi belirtmek istiyoruz.
- Türkiye'nin darbe girişimi sırasındaki olaylardan büyük zarar gördüğünü biliyoruz.
'AFRİN HAREKATIYLA İLGİLİ ÇEKİNCELERİMİZİ İFADE ETTİK'
- Türkiye ve üye ülkeler arasındaki iyi ilişkiler de önemli bir husustur ve Türkiye'nin üyelik sürecinin önemli bir kısmıdır. Hala bazı endişeler var. Ege denizindeki eylemler konusunda, Kıbrıs konusunda ve bazı AB vatandaşlarının tutuklanması konusunda…
- Kıbrıs kendi kaynaklarını araştırma hakkına sahiptir.
- Türkiye'nin Afrin'deki harekatıyla ilgili çekincelerimizi ilettik. Türkiye'nin bu hareketlerini iyi yönlendirmesi gerektiğini düşünüyoruz.
ERDOĞAN: BU MÜSPET ADIMI BİR AN ÖNCE ATALIM
Erdoğan, uzun bir sürenin ardından Varna'da AB kurum liderleriyle bir araya geldiklerini hatırlatarak, "Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinde zorlu bir dönemi geride bırakmış olmayı umuyoruz" diye konuştu.
'TÜRKİYE ÜZERİNE DÜŞENİ FAZLASIYLA YAPTI'
Türkiye'nin başta düzensiz göçle mücadele olmak üzere sorumluluklarını fazlasıyla yerine getirdiğinin herkesin malumu olduğuna işaret eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şu an itibarıyla sadece Suriye'den 3,5 milyon göçmen ülkemizde, buna Irak'ı da ilave ettiğimiz zaman bu rakam 4 milyona ulaşmaktadır. Öte yandan geçen sürede bazı taahhütler olmuştur. Bunlardan ilki 3 milyar avroluk bir taahhüttü, bunun şu an itibarıyla 1 milyar 850 milyon avrosu bizim ilgili birimlerimize aktarılmış durumdadır. Temenni ediyorum ki şimdi diğer ikinci taksidi olan 3 milyar avronun da ulaştırılması suretiyle biz mültecilerle ilgili atılması gereken adımları atalım, yapılması gerekenleri de yapalım. Ülkemizdeki Suriyeliler için bu adım çok daha rahatlatıcı olacaktır ve şu anda Avrupa Birliği'nin bu ilgisi gerek oradaki mültecileri rahatlatacağı gibi bizim de çalışmalarımızı hızlandıracaktır."
VİZE SERBESTİSİ VE GÜMRÜK BİRLİĞİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, acil ihtiyaçların beklemeyeceğini ve insani krizlerde bürokratik hantallığa tahammülün olmadığını vurgulayarak, şunları söyledi:
'HAKSIZ ELEŞTİRİLER DEĞİL, GÜÇLÜ DESTEK BEKLİYORUZ'
"Bizim için son derece önemli bir diğer konu terör meselesidir" diyen Erdoğan, açıklamalarına şöyle devam etti:
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye ve AB'nin uzun süreli stratejik ortaklar olduğunu vurgulayarak, "Küresel bir güç olma iddiasındaki Avrupa'nın Türkiye'yi genişleme politikalarının dışına itmesi vahim bir hata olacaktır. Türkiye bölgede kilit aktör, jeostratejik öneme haiz bir müttefik, genç nüfusa sahip dinamik bir ülkedir" dedi.
'AB ADİL BİR TUTUM TAKINMADIĞI SÜRECE KATKISI OLMAYACAKTIR'
Türkiye ile Avrupa'nın tarihi, kültürel ve insani bağlarına ilave olarak ekonomi, enerji, ulaştırma ve göçle mücadele gibi kritik başlıklarda ortak çıkarları bulunduğunu hatırlatan Erdoğan, "Geçmişte yapılan bir hatanın esiri durumundaki Avrupa Birliği'nin, adil bir tutum takınmadığı müddetçe Kıbrıs meselesinin çözümünde herhangi bir katkısı maalesef olamayacaktır. Zira Avrupa Birliği'nin bazı üyelerinin meşru olmayan münferit tasarruflarına dayanışma kisvesi altında destek vermesi doğru değildir. Avrupa Birliği'ne hakkaniyet esasına göre hareket etmesi çağrısında bulunuyoruz. Kıbrıs meselesinin seyrinden bağımsız olarak adanın etrafındaki doğal kaynaklara dair karar alma mekanizmalarına Kıbrıslı Türklerin eşit olarak dahil edilmesi uluslararası hukukun gereğidir" değerlendirmesinde bulundu.
'YAZILI OLARAK İLETTİK'
Bu ve diğer konulardaki görüş ve beklentilerini Avrupa Birliği tarafına bugün yazılı olarak ilettiklerini bildiren Erdoğan, şöyle konuştu:
JUNCKER'DEN TÜRKİYE'YE ÖVGÜ
AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker ise Türk halkının büyük ve cesur bir ulus olduğunu ve büyük bir saygı duyduğunu belirtti.
Türkiye'nin AB'nin gerçek bir ortağı olmasını istediklerini ifade eden Juncker, "Stratejik ortaklıkta bizi bir araya getirenler etrafında toplanmak ve bizi bölen konulara çözüm bulabilmek için samimi ve açık bir iş birliği ve diyaloğu sürdürmemiz lazım" dedi.
Sığınmacılar konusunda herşeyin mükemmel olmadığını ancak AB ve Türkiye arasında yapılan anlaşmanın etkili olduğunu belirten Juncker, "AB'ye gelen sığınmacıların sayısı yüzde 75 oranında düştü. Bu Türkiye devletinin başarısı. Çünkü, Suriye'den gelen bir çok sığınmacıyı topraklarına aldılar. Bu da, Türkiye'nin sorumluklarını yerine getirmede ve AB'yle dayanışma gösterme ve gerekeni yapma konusunda büyük bir örnek. Bunun için Türkiye'ye çok teşekkür ediyoruz" diye konuştu.
'MÜZAKERELERİN DEVAM EDECEĞİNİN GARANTÖRÜ BENİM'
"AB'nin 3 milyar euro'luk yardım konusundaki sorumluluklarını yerine getirmesine ilişkin herhangi bir şüphe olmamalı" diyen Juncker, bunu yerine getireceklerini belirtti.
AB-Türkiye ilişkilerine konuşan Juncker, her zaman AB'nin üyeliğini ve bir noktada Türkiye'nin AB'ye alınmasını desteklediğini ifade eden Juncker, "Hiçbir zaman üyelik müzakerelerinin durdurulması taraftarı olmadım. Türkiye ile müzakerelerin devamının garantörüydüm ve öyle olmaya da devam edeceğim" şeklinde konuştu.
'SUİKAST GİRİŞİMİNİ BİLMEDEN DARBEYİ KINADIK'
15 Temmuz darbe girişimini gece yarısı, daha sonuç belli olmadan kınadıklarını anlatan Juncker, AB'nin gösterdiği tepkinin sonuçla değil, Türk halkıyla ilgili olduğunu belirtti. O gece Cumhurbaşkanı Erdoğan'a suikast girişiminde bulunulduğunu bilmeden darbeyi kınadıklarını kaydeden Juncker, alınan önlemlere işaret ederek, "Türkiye'den gazetecileri tutuklaması" konusuna yeniden bakmasını istedi.