Sözcü'den Saygı Öztürk'e konuşan HSK Başkanvekili Mehmet Yılmaz da konu hakkında şunları söyledi:
“Kanun böyle çıkarılmış, bizde kanun gereği önce kura çekiyoruz ardından mazeretlerini dikkate alıp yeni görev yerlerini belirliyoruz. Son kararnamede 88 kişinin eş durumu vardı. Buna mazeretler de dahil edildi. 27 hakim savcı Ankara'ya, 64'ü yine mazerete dayalı olarak değişik illere atandı. Danıştay Başkanı'nın kızı da mazeret nedeniyle Yargıtay tetkik hakimliğine getirildi. Yargıtay tetkik hakimliğine terfi diye bir şey yok. Kürsü hakimi olan çok önemli bir gerekçesi yoksa kolay kolay Yargıtay tetkik hakimliğini istemez. Yargıtay'a hukuk mezunları arasından raportör alınması kanunla mümkün olmuş. Daha sonra raportörlerin hakimlik mesleğinden olması ve atanması Yargıtay Kanunu ile gerçekleşmiş. İlk metinde atanmak için 2 yıllık kıdem yeterli görülmüş daha sonra bu kıdem 5 yıla çıkarılmış. 5 yıllık kıdeme sahip hakimler arasından yeterli sayıda talep gelmeyince bu yasanın yürürlüğünü 10 yıl ertelemişler yani tetkik hakimliğine atanma süre şartı kalmamış.”
Yılmaz ayrıca şunları söyledi:
“Türk yargısının bir terör örgütünün elinde o örgütün amaçlarının aracı haline getirildiğini gören ülkenin gerçek hukukçuları, yargıyı tekrar milletin yargısı yapma, saygın ve güvenilir kılma adına 2014 yılında Yargıda Birlik Platformu adıyla bir araya geldiler. Büyük bir iş başardılar.”
Yargı mensuplarının büyük bir oyunu bozduklarını kaydeden Mehmet Yılmaz, dernek seçimi için gönderdiği mesajda da yargı mensuplarına şöyle seslendi: “Bu millet üzerinde hep oynana gelen ucuz bir oyunu bozguna uğrattılar. Her hukukçunun yüreğinin, hukukun üstünlüğü, bağımsız ve tarafsız yargı, hakim güvencesi, adil yargılanma ve adalet ülküsü ile yandığını, hangi yaşam biçimine, inanca veya dünya görüşüne sahip olursa olsun hukukçunun gerçeğinin bu olduğunun farkına varılmasını sağladı. Şimdi bu birliğe daha fazla sahip çıkma zamanı."