Orgeneral Hulusi Akar, 'Genelkurmay çatı' davasını gören Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesinde dün 'katılan' sıfatıyla ifade verdi. 18-19 Temmuz 2016 tarihlerinde Cumhuriyet savcısına verdiği 6 sayfalık ifadesinin geçerli olduğunu belirten Akar, sanıklardan şikayetçi olduğunu söyleyerek, cezalandırılmalarını istedi.
Akar, soru üzerine, "Levent Türkkan kendisine silah doğrulttuğu esnada davanın sanıklarından Serdar Tekin'in, Türkkan'ın elinden tutarak, 'Komutanım ne yapıyorsunuz' dediği, Türkkan'ın ise 'Çekil bak, sana sıkarım' deyip demediğine" ilişkin, "Savcılık ifademde de belirttiklerimin haricinde Serdar Tekin ve Levent Türkkan hakkında geçen herhangi bir konuşma hatırlamıyorum" beyanında bulundu.
'TELEFONDA TEKLİF GELİP GELMEDİĞİNİ NET OLARAK HATIRLAMIYORUM'
Sanıklardan Mehmet Dişli'nin "o gün planlı bir sunumu olduğu ve darbeye ilişkin söylemi elindeki kartlardan okuduğu, uçak ve silah sesleri gelince komutanın güvenli bir yere alınmasını önerdiği ve komutanla darbe girişimi daha fazla büyümeden planlama yaptıkları yönündeki" iddiasına ilişkin de Akar, "Savcılık ifademde de TBMM Araştırma Komisyonu Başkanlığı'na 29 Mayıs 2017 tarihinde verdiğim cevaplarda belirttiklerime ilave edeceğim bir husus bulunmamaktadır" dedi.
O tarihte 7. Kolordu Komutanı olan İbrahim Yılmaz'ın 2. Ordu Komutanlığı'na vekaleten atanmasına ilişkin Akar, şunları söyledi:
"16 Temmuz günü Başbakanlığa intikalimden sonra ülke genelinde devam eden karışıklığın sonlandırılmasıyla ilgili birçok telefon görüşmesi yaptım. Bu yoğun görüşme ve çalışmalar esnasında neyin ne olduğunun belli olmadığı, sıkıyönetim listeleri dahil hiçbir sözde liste ve belgeyi görmediğim bir ortamda atamayla ilgili bana telefonda böyle bir teklifin gelip gelmediğini net olarak hatırlamıyorum."
'DARBE GİRİŞİMİ SADECE ŞAHSIMA DEĞİLDİR'
Darbe girişimi sırasında makam odasında bulunan panik butonunu kullanıp kullanmadığı sorulan Akar, şunları kaydetti:
Türk hava sahasının tamamının kapatılmadığı iddiasına ilişkin Akar, tüm Türkiye'yi kapsayacak şekilde hava sahasının kapatılmasıyla ilgili emrin 18.30'da verildiğini, 19.06'da bahse konu emrin ilgili şahıs ve kuvvet harekat merkezlerine ulaştığını, 19.26 itibarıyla da tüm hava araçları için işlemlerin tamamlandığını anlatarak, bu hususta kayıtların da mevcut olduğunu söyledi.
Akar, "kışlalardan çıkılmaması yönünde talimat verilmediği" yönündeki iddiayla ilgili, "Tarafıma ulaşan ihbarın mahiyetine göre tüm tedbirler alınmış, ihbarın değerlendirilip gerekli tedbirler alınmaya başladığı saat itibarıyla kışladaki askeri personel mesaiden ayrılmış ve sadece nöbetçi personel kışlada bulunmaktaydı. Dolayısıyla ihbarın mahiyetine göre önlemlerin alınmasına başlandığı saat itibarıyla kışladan ayrılmaması şeklinde bir talimatın verilmesine gerek görülmediği gibi böyle bir talimatın da pratikte bir yararı olmayacağı izahtan varestedir" beyanında bulundu.
'FETÖ MENSUBU TSK PERSONELİNİN TEŞHİSİ HER ZAMAN MÜMKÜN OLMAMIŞTIR'
"Genelkurmay Başkanı'nın yanında görev yapanların FETÖ'cü çıkması" konusunda Akar, şunları kaydetti:
Akar, beyanının son kısmında, "Ayrıca şunu söylemek istiyorum: Bu hain terör örgütü yapılanması içinde olan ve şahsıma, milletime, silah arkadaşlarıma, emniyet mensubu kardeşlerime, devletin kurumlarına, Türk tarihi ve medeniyetimize bu derece zarar veren her kişiden ayrı ayrı şikayetçiyim" dedi.
Akar'ın avukatı da "müvekkilinin beyanlarına aynen katıldığını" bildirdi.