Gazeteci Duran: Eski Türkiye’de Aydın Doğan’ın yeri vardı, şimdikinde yok

Gazeteci Ragıp Duran, dün gerçekleşen Doğan Grubu’nun Demirören Grubu'na satılmasını Seyr-i Sabah programına değerlendirdi. Duran, Türkiye’nin kabuk değiştirirken Aydın Doğan’ın yeni Türkiye’de yerinin olmadığını, basının artık tek elden yönetileceğini söyledi.
Sitede oku

FT: Doğan Grubu'nun satılması, Türkiye medyasına büyük bir darbe
Türkiye'de basının durumu her geçen gün değişiyor. Vatandaşlar, basının ‘havuz medyası' adı altında tek bir merkezden yönetildiğini ve söylemlerinin buradan dikte ettirildiğini söyleyerek mevcut durumu eleştiriyor. Diğer yandan getirilen basın organlarının iktidara yakın olan iş çevresine satılması da gündemde. Dün gerçekleşen Doğan Grubu'nun Demirören Grubu'na satılması eylemi de aynı bakış açısıyla büyük tepki gördü. Deneyimli gazeteci Ragıp Duran, Aydın Doğan'ın 40 yılı bulan basın macerasını ve bu satışın perde arkasını Seyr-i Sabah programında değerlendirdi:

"Türkiye'de basın konusunda önemli kırılma noktalarından biri 80'li yıllar. Bu yıllardan sonra medya dönemi başladı. Türkiye medya mülkiyet manzarasından önemli değişiklikler oldu. Türkiye ve dünyada olsun neredeyse bir esnaf mesleği olan gazetecilik, sanayi haline geldi. Çok büyüdü, yatırımlar yapıldı. Filmlerdeki siyah kolluklu gazeteciler ve onların yaptığı gazeteler kalmadı. Gazete büyük düzenin parçası haline geldi. Artık gazetecilik kendi mesleki bağımsızlığını kaybetti. İktidarın yerleşik düzenin egemenlerin bir parçası haline gelmeye başladı. Eski amatör ruh haber heyecanı, toplumdaki aksaklıkları engelleme çabaları filmlerde kaldı.

Batı Avrupa'da da ekonomik iktidarın, doğuda ise asker ve siyasi iktidarın propaganda iktidarı haline gelmeye başladı. Son dönemde çok boyutlu bir değişiklik oldu: Türkiye'de medya bağımsızlığı tamamen sona erdi ve siyasi iktidarın yüzde 90'lara varan şekilde egemenliğine girdi. Medya mülkiyeti değişikliği, olduğu gibi tüm basını etkiliyor. En kötü yanı da bu. Aydın Doğan'ı bir kişi olarak değil medya kahramanı olarak inişli çıkışlı ilişkileriyle değerlendirmek lazım. Bir kurumsal yapı olarak Hürriyet önemliydi. Aydın Doğan bu yapıyı hep korudu. Köklü ve gelenekleri olan güçlü bir kurum olarak bunu sürdürdü. Ama Doğan bunu nereye kadar sürdürebilirdi? Nereye kadar sürdürebileceğini grubun satışıyla beraber gördük.

Doğan Medya, Demirören'e satıldı
'GAZETECİLİK MUNALİF BİR MESLEKTİR, MUHALİF OLMAZSANIZ SATAMAZSINIZ'

Sabah, Çalık Grubu'na devredilince de 1.2 milyar dolara satılmıştı. Bugün aradan o kadar yıl geçmiş çok daha zengin bir gazete de aynı paraya satılıyor. Tek adam, tek ses manşeti doğru. Türkiye'de devlet kabuk değiştiriyor. Eski devlette Aydın Doğan'ın yeri vardı, artık yok. Yeni devlette yüzde 100 biat isteniyor. Siyasi iktidarı rahatsız etmeyecek yerli ve milli tek sesli bir basın isteniyor. Oradaki bazı meslektaşlarımız zorlanacak. Gerçi kıvrak meslektaşlarımız da yok değil içerde. Bazıları işsiz kalacak. Büyük ihtimalle Hürriyet okurları hayal kırıklığına uğrayacak.

Milliyet, Abdi İpekçi zamanında basında güven sloganıyla çıkmıştı. Sonrasında ne hale geldiğini biliyoruz. Hürriyet biat ederse Milliyet'in başına gelen tiraj kaybı onların da başına gelecektir. Dünyada iktidara yakın gelen tüm gazeteler tiraj kaybetti. Çünkü gazetecilik muhalif bir meslektir. Sorgulamak araştırmak için vardır. Bunu yapmadığınız zaman insanların ilgisini çekemezsiniz. Önümüzdeki dönemde tek medya olacak ama ratingi düşük olacak. İnternet gazeteciliğine ilgiyi artırması mümkün. Ama tesadüf değildir herhalde, bugün internetle ilgili engelleme yasası da geçti meclisten."

Yorum yaz