Şam’daki sıradan vatandaşların ABD’nin sayısız tehditlerini takip etmediğini ve hayatın doğal akışında devam ettiğini belirten Lübnanlı uzman, “Ama resmi düzeyde, yetkililer ve askerler Suriye’ye karşı iki temel saldırı olasılığını değerlendiriyor” dedi.
Öncelikle, Suudi veliaht prens Muhammed bin Salman ve ABD Başkanı Donald Trump arasındaki görüşmenin ardından güçlü bir füze saldırısı olabileceğini dile getiren Zahran, “Çünkü geçen yıl benzer görüşmenin ardından Suriye Hava Kuvvetleri’nin Şayrat hava üssüne saldırı gerçekleşmişti. Bu durumda Suriye’nin misilleme saldırısı, IŞİD veya El-Nusra güçlerine karşı değil doğrudan ABD’nin Suriye topraklarındaki üslerine karşı yapılacak. Bu üsler, saldırı için olası hedefler olarak haritada yerini aldı bile” ifadelerini kullandı.
'ESAD'IN DOĞU GUTA ZİYARETİ, BU TÜR BİR SALDIRIYA KARŞI UYARI NİTELİĞİNDE'
İsrail’in olası askeri müdahalesini de değerlendiren Lübnanlı uzman, “İsrail, 3 şartla savaşa katılabilir: eğer bu operasyona ABD önderlik yapacaksa, eğer operasyona NATO’nun diğer ülkeleri de katılacaksa ve eğer bazı Arap ülkeleri resmi olarak bu saldırganlığa onay verecekse. İsrail’in tek başına savaş başlatacağını düşünmüyorum” yorumunda bulundu.
ABD’nin saldırganlığına direnişin başarısında Moskova’nın da büyük payı olduğunu kaydeden Zahran, “Bugün Rusya tarih yazıyor, küresel politik arenasına yeniden denge getiriyor. Amerikan tek kutupluluğu geçmişte kalıyor” dedi.