DÜNYA

'Barış Akademisyenleri' davası: Hapis cezasının gerekçesi açıklandı

'Bu suça ortak olmayacağız' bildirisine imza attıkları için yargılanan Barış için Akademisyenler hakkında ilk karar duruşmasında verilen 1 yıl 3 ay hapis cezasının gerekçesi açıklandı: Aynı çağrıyı PKK'ye yapmadı.
Sitede oku

'Barış İçin Akademisyenler' davasında ilk karar: 1 yıl 3 ay hapis cezası
''Bu suça ortak olmayacağız'' bildirisine imza attıkları için yargılanan akademisyenler içinden üçüyle ilgili karar duruşmasında verilen hapis cezalarının gerekçesi açıklandı.

'Terör örgütü propagandası yapmak' suçundan 1 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılan üç akdemisyen içinden A. A. C. hakkındaki gerekçeli kararda şöyle denildi:

''Sözde sorumluluk sahibi aydın bir akademisyen olarak ‘Barışa katkısı olsun diye bildiriyi imzaladım’ diyen sanığın, aynı mahiyette bir bildiri veya çağrıyı PKK silahlı terör örgütüne karşı yapmayı düşünmemesi ya da düşünmek istememesi aydın, barışçı, demokratik, sorumluluk sahibi ve tarafsız akademisyen kimliğiyle hiçbir şekilde bağdaşmadığı tartışmaya yer vermeyecek kadar açıktır.''

Bildiriye imza attıkları için yargılanan akademisyenler hakkında ilk karar duruşmasında 3 akademisyene 1 yıl 3 ay hapis cezası verilmiş, cezalar ertelenmişti.

Mahkeme, 'Barış İçin Akademisyenler'e verilen idari cezayı kaldırdı
'ÇATIŞMALARIN ARTTIĞI DÖNEMDE'

21 sayfalık kararda, 1128 akademisyen tarafından imzalanarak 11 Ocak 2016 tarihinde yayınlanan 'Bu Suça Ortak Olmayacağız' bildirisinin çatışmaların arttığı dönemde yayınlandığına dikkat çekildi.

2015 yılının ikinci yarısında örgütün bu eylemleri nedeniyle 532 güvenlik görevlisi ve 228 sivilin hayatını kaybettiği, devletin almış olduğu sokağa çıkma yasağı kararı sonucunda 1 milyon 300 bin kişinin doğrudan etkilendiği, 362 bin öğrencinin eğitimden mahrum kaldığı kaydedildi.

'HUKUKA UYGUN GÜÇ KULLANIMI'

Savcılık, Barış için Akademisyenler'in iddianamesini YÖK'e gönderdi: 'Soruşturmada değerlendirin'

Gerekçeli kararda, 'Bu Suça Ortak Olmayacağız' bildirisinin imzalandığı dönemde, örgütün eylemlerinin durdurulması veya önlenmesi için kolluk tarafından kullanılan kuvvetin ölçülü, orantılı ve hem iç hem de uluslararası hukuka uygun olduğu savunuldu. Aksinin kabulü halinde ise devletin, şiddet içeren eylemlere kayıtsız kalması ve vatandaşlarına sahip çıkmaması gibi bir sonucun doğacağı dile getirildi.

'BESE HOZAT'IN AÇIKLAMASINDAN SONRA'

Bildirinin, PKK'nin yürütme konseyi eşbaşkanı Bese Hozat’ın, örgüte yakın medya aracılığıyla 22 Aralık 2015 tarihinde 'aydın ve demokratik çevreler öz yönetimlere sahip çıksın' şeklindeki açıklamasından sonra hazırlanıp basın ve yayın yoluyla paylaşılmak suretiyle algı yaratılmaya çalışıldığı ileri sürüldü.

Yorum yaz