EKSEN

'Ankara, Tillerson'ın gidişinden memnun olmadı'

Gürcanlı’ya göre Ankara, Tillerson’ın dışişleri bakanlığından gidişinden memnun olmadı. Pompeo’yu daha fazla YPG yanlısı gördüğünü söyleyen Gürcanlı, Ankara’nın giderayak Tillerson ile görüşüp, Menbiç vaadlerini kayda geçirmeye çalışacağı görüşünde. Gürcanlı’ya göre Ankara, Skripal geriliminde dolaylı olarak Londra’nın yanında tavır gösterdi.
Sitede oku

ABD’de Başkan Donald Trump, Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’ı görevden alarak yerine CIA Başkanı Mike Pompeo’yu getirirken, bu değişikliğin Türk-Amerikan ilişkilerine yansımaları tartışılıyor. Ankara, özellikle Menbiç meselesinde Tillerson üzerinden beklentiler taşırken, Pompeo’nun gelişini nasıl karşıladı? Trump yönetimindeki değişikliğin Suriye başta olmak üzere ilişkilere etkisi nasıl değerlendiriliyor?

Gazeteci Zeynep Gürcanlı ile konuştuk.

Yıldırım'dan Tillerson yorumu: Türkiye-ABD ilişkileri kişilere bağlı değildir
‘ANKARA, TILLERSON’IN GİDİŞİNDEN MEMNUN OLMADI’

Zeynep Gürcanlı, ABD’de Dışişleri Bakanlığı ile CIA ve Pentagon ikilisi arasındaki itiş kakışa dikkat çekerek Tillerson’ın görevden alınmasının bu itiş kakışı daha belirgin hale getirdiği yorumu yaptı. Ankara’nın Tillerson’ın gidişinden memnun olmadığını belirten Gürcanlı, oluşan yeni yönetimin Türkiye karşıtı ve YPG yanlısı olarak yorumlandığına dikkati çekti:

“ABD’deki durum herkesin malumu. Dışişleri Bakanlığı ile Pentagon ve CİA ikilisi arasında ciddi bir itiş kakış var. Bana göre Tillerson’ın gitmesi bu itiş kakışı daha belirgin hale getirdi. Bu belki dışişleri bakanlığının biraz daha geriye çekilmesinin önünü açabilecek kadar önemli bir gelişme ve Türkiye’nin avantajına değil. Ankara’da bu iş böyle okunuyor. Daha askerci daha Pentagon’a yakın ve dolayısıyla daha Türkiye karşıtı ve YPG yanlısı bir yönetimden bahsediliyor. Yani Pompeo öyle karşılanıyor. Askerin etkisinin arttığı söyleniyor. Bir kere Tillerson, ABD yönetimindeki az sayıda kilit sivil isimlerden birisiydi. ABD Başkan Yardımcı Pence eski asker, halen görevde olan ulusal güvenlik danışmanı muvazzaf asker, Savunma Bakanı olan Mattis asker, özel kalem müdürü asker… Şimdi Dışişlerine getirilen Pompeo da eski bir asker. Bunların hepsi kilit noktalar. Yani Trump’ın, askerler ve generaller tarafından kuşatılmış olduğunu söylemek mümkün. Bütün bu ekip içerisinde en önemli sivil Tillerson’dı şimdi o da gitti. Bir anlamda Ankara, Tillerson’ın gidişinden çok memnun olmadı.”

‘POMPEO’NUN SÖZLERİ GERÇEKLEŞMEDİ, ANKARA BUNU NOT ETTİ’

Türk Büyükelçi Diriöz: Çavuşoğlu-Tillerson görüşmesiyle ilgili henüz bir bilgi yok
Gürcanlı, önümüzdeki günlerde ABD Dışişleri Bakanı olacak olan Pompeo’nun CİA başkanı görevini yürütürken Türkiye’ye Trump yönetiminden gelen ilk üst düzey ziyareti gerçekleştirdiğini ve burada söylenen sözlerin, hiçbirisinin gerçekleşmediğinin Ankara tarafından not edilmiş olduğuna dikkati çekti:

“Ankara’nın Pompeo’ya bakışışında İran’a yönelik olarak attığı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı etiketlediği ‘İslami diktatörlük’ twitinin de etkisi var. Ama Pompeo o twitten sora Türkiye’ye Trump yönetimden gelen ilk yöneticiydi. YPG konusundaki endişeleri ve FETÖ konusunu görüşmek için bundan tam bir sene önce CİA başkanı olarak gelmişti. Hatta biz o zaman bu duruma şaşırmıştık. Yani Trump’ın temsilcisi olarak üst düzeyde gerçekleşen bir temasın CİA başkanı aracılığıyla olması Ankara’da gerçekten büyük şaşkınlık yaşatmıştı. O dönem Pompeo bazı sözler vermişti. Çünkü YPG konusunda, Trump yönetimi daha karar vermemişti. Biz ‘eğer Rakka’ya bir operasyon yapılacaksa Türk ordusu ile yapılsın’ diyorduk buna karşılık ABD’liler YPG mi Türk ordusu mu ikilemi içindeydiler. Pompeo’nun gelişinden sonra gördük ki Türkiye tercih edilmedi. Washington’un ibresi YPG’den yana döndü. Bu durum da Ankara tarafından not edildi. Yani CİA başkanı burada ne demiş olursa olsun, görüşmeler ne kadar verimli geçmiş olursa olsun sonuçta o dönemde konuşulan şeylerin hiçbiri olmadı. Ne Fetullah Gülen iade edildi ne de YPG, ABD tarafından müttefiklikten atıldı.”

’ANKARA, TILLERSON İLE GÖRÜŞÜP, SÖZLERİ KAYDA GEÇİRMEYE ÇALIŞACAKTIR’

ABD: Tillerson ile Erdoğan verimli ve açık bir görüşme gerçekleştirdi
Gürcanlı’ya göre görevden alınan Tillerson ile sadece Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Çavuşoğlu’nun bulunduğu gizli görüşmede Türkiye’ye verilmiş olan sözlerin kamuoyu önünde kayda geçirilmesi için Tillerson ile yapılması planlanan görüşmenin yapılması ‘zorlanacak’:

“Bir başka unsur olarak ise Tillerson ile Menbiç konusunda görüşme. Bu görüşmede de birtakım sözler verilmişti. Şimdi Tillerson’ın gitmesiyle Ankara’da ‘acaba ABD, Tillerson ile verilmiş sözleri unutup kendi çapında beyaz bir sayfa mı açar’ diye bir endişe oldu. Farkındaysak Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Tillerson ile yapılacağı görüşme tam olarak iptal edilmedi. Ankara işte bunu ölçmeye çalışıyor. Ankara’nın bu görüşmeyi zorlayacağını düşünüyorum. Bu zorlama Tillerson daha gitmeden bazı sözleri kayda geçirme, işi sağlam kazığa bağlamak anlamında olacak. Hani birtakım sözler verildi ama bunlar ne kadar kayıtlı ya da kayıt dışı belli değil. Ankara’nın kayda alıp almamasının ötesinde şu an kamuoyu önünde bağlayıcı bir şeyler bekliyor. Çavuşoğlu oraya giderse büyük bir ihtimalle Türk tarafı ortak bir basın açıklamasında ısrar edecektir ve konu Menbiç olacaktır. Bu basın açıklamasında da alabileceğini almaya çalışacaktır. Nitekim Ankara’da da yaptıkları toplantının ardından ortak açıklamada görüşmeye ilişkin birtakım veriler elde etmiştik. O saraydaki kayıt dışı görüşmede sadece Menbiç görüşülmedi elbette, bizim duyumlarımıza göre Halkbank, Rıza Sarraf konuları gibi Ankara’nın konuşulmasını istemediği konularının da gündeme geldiği söyleniyor. Konuşmanın da bu yüzden kayıt dışı tutulduğu gibi şeyler kulağımıza geldi ama bunları teyit edebilmemiz mümkün değil. Benim görebildiğim Ankara, son bir çabayla Tillerson’a beklentilerini söyletmek, anlaşmayı bir kez daha teyit ettirmek istiyor ki yeni bakan Pompeo’nun önüne ‘devlette devamlılık esastır siz bize söz verdiniz yine mi sözünüzden dönüyorsunuz’u koyabilsin. Ankara bu görüşmenin yapılmasını ve kamuoyu önünde Menbiç uzlaşmasının tekrar Tillerson tarafından teyit edilmesini istiyor. İçeride bu sözün verilmesinin hiçbir değeri yok ama kamuoyu önünde bunu yaparlarsa büyük devlet olmanın gereği gibi zor geri dönüş olur gibi düşünceler Ankara’nın beklentisi. O yüzden Tillerson ile görüşmeyi kesin olmayacak diye kesip atmıyorlar. Tillerson’dan artık bir şey alınamayacağının farkındalar ama eskileri teyit ederiz diye bir beklenti var.”

‘TÜRKİYE, POMPEO’YLA SAĞDUYUNUN SESİNİN KISILACAĞINI DÜŞÜNÜYOR’

Gürcanlı, Pompeo’nun dışişleri bakanlığına gelişiyle birlikte Ankara’nın bu kurumda Türkiye’ye karşı olan sağduyunun sesinin kısılacağını düşündüğünü söyledi:

“Bir de o görüşmeler hep dışişleri bakanlığı gözetiminde yapıldı. Pek çok kurumdan temsilci olmakla birlikte ana ağırlık dışişleri bakanlığındaydı o görüşmelerde. ABD dışişleri için hani Türkiye’ye bakışta sağ duyunun sesi denilirdi. Şimdi Pompeo’nun gelişiyle birlikte o sağduyunun sesinin biraz daha kısılacağı düşünülüyor ve kısılmadan önce ne koparsak kardır gibi bir beklenti var.”

Lavrov: Skripal olayı, Rusya’daki FIFA Dünya Kupası’nı engellemek isteyenlerin işi
‘TÜRKİYE, SKRİPAL GERGİNLİĞİNDE NATO ARACILIĞIYLA İNGİLTERE’NİN YANINDA TAVIR GÖSTERMİŞ OLDU’

Gürcanlı, Türkiye’nin Rusya ile İngiltere arasındaki Skripal gerginliğini çok yakından takip ettiğini ve olayın yeni bir soğuk savaş şeklinde yorumlandığını söylerken, bu olayda Ankara’nın NATO aracılığıyla İngiltere’nin yanında tavır göstermiş olduğuna dikkati çekti:

“Türkiye, Rusya ile İngiltere arasındaki son gerginliği çok yakından takip ediyor. Çünkü bu durum Ankara’da yeni bir soğuk savaş gibi yorumlanıyor, soğuk savaşa geri mi dönüyoruz şeklinde sorular soruluyor. Ama Türkiye, NATO üyesi. NATO’daki açıklamalar el birliğiyle yapılıyor ve NATO, İngiltere ile dayanışma içinde olduğunu söyleyip, Rusya’ya tepki gösterdi. Yani Türkiye buna veto koymadı. Türkiye’nin doğrudan taraf olmadan, NATO aracılığıyla İngiltere’nin yanında bir tavır göstermiş olduğunu söylemek mümkün. Bu Astana sürecini etkiler mi? Hayır etkilemez. Çünkü şu an sürmekte olan Afrin operasyonunda doğrudan muhatap olarak Rusya görülüyor. Rusya ile olan ilişkilerde sıkıntıya düşülmesi oradaki Mehmetçiklerin sıkıntıya düşmesi anlamına gelebilir. Çünkü hava harekâtı doğrudan Rusya’ya bağlı. Ruslar üç gün havayı kestiğinde hakikaten operasyonda ciddi sıkıntılar yaşanmıştı. Şimdi bu yüzden Ankara, Rusya ile arasını bozmak niyetinde değil.”

‘AB VE ABD’Lİ DİPLOMATLAR ASTANA SAYESİNDE TÜRKİYE’DEN BİLGİ ALDIKLARINI SÖYLÜYOR’

Lavrentyev: Astana-9’un tarihi, garantör ülkelerin imzalayacağı sonuç bildirgesinde yer alacak
Zeynep Gürcanlı son olarak Avrupalı ve ABD’li yetkililerin, Türkiye’nin Astana süreci içerisinde olmasının herkes iyi olduğunu düşündüklerini söyleyerek, Ankara’nın ve Rusya’nın da bu sürecin devamından yana olduklarını sözlerine ekledi:

“Son bir haftada Avrupalı ya da ABD’li yetkililerle konuştuğumda Astana sürecinin devamının ve Türkiye’nin onun içinde olmasının herkes için iyi olduğu düşünülüyor. Hem Avrupalı hem ABD’li yetkililer Astana sürecinin devam etmesinden, Rusların bir şekilde kopmamasından ve Türkiye’nin de bunun içinde olmasından memnunlar. Çünkü Türkiye bizim müttefikimiz bu sayede orada olanları her şeyin içinde olan Türkiye’ye sorup, öğrenebiliyoruz diyorlar. Bu sebeplerden dolayı hem AB hem ABD, Astana sürecinin devamından yana. Dolayısıyla ben o Rus parlamenterin Astana süreci hakkındaki yorumuna çok katılmıyorum. İngilizler ne yaparsa yapsın Ankara da bu sürecin devamını istiyor. Bana kalırsa Ruslar da bunu istiyor. Onlar da bir şekilde Türkiye’nin öneminin farkındalar.”

Türkiye, YPG'yi, PKK’nın Suriye’deki uzantısı olarak görüyor ve bu yapıyla ilişkili DSG gibi örgütlerin de 'terör örgütü' olarak kabul edilmesini istiyor. Ancak, Başta ABD olmak üzere Batılı güçler, Ankara’nın bu görüşünü kabul etmiyor. Ankara, ayrıca YPG'ye silah verilmesine de sert bir şekilde karşı çıkıyor.

Yorum yaz